Bartın'da Ulus Adalet Sarayı'nın temel atma töreninde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, adaletin mülkün temeli olduğunu belirterek, insan onurunu korumanın, haklıya hakkını vermenin ve toplumsal huzurun ancak hukuk devletiyle sağlanabileceğini vurguladı. Tunç, hukuk devletinin en önemli şartının tarafsız ve bağımsız yargı olduğunu ifade ederek, adaletin tam anlamıyla tecelli etmesi için nitelikli insan kaynağının yanı sıra fiziki ve teknolojik imkanların da yargının hizmetine sunulması gerektiğini söyledi.
"TEKNOLOJİNİN TÜM İMKANLARINI KULLANMAK DURUMUNDAYIZ"
Kanunların güncel ihtiyaçlara cevap vermesi gerektiğini belirten Tunç, "Bu üç unsur bakımından ülkemiz son 22 yılda çok önemli mesafeler aldı. Başta fiziki mekanlar, yeni adliye binaları... Bugün bir yıllık yatırım programında 76 adliyemiz var, inşaat ve proje aşamasında. Bundan 22-23 yıl önce Türkiye genelinde müstakil adalet binası 78'di. Bugün itibarıyla 380'e ulaştı. Önümüzdeki yıl içinde tamamlayacağımız adliye binalarıyla 400'ün üzerine çıkmış olacak. Bu mekanlarda teknolojinin tüm imkanlarını kullanmak durumundayız. UYAP, elektronik duruşma, SEGBİS ve artık yapay zekaya da adım attık. Teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak fiziki mekanların, adliye binalarının vatandaşlarımıza daha kaliteli hizmet verebilmesinin yolunu açtık, açmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
HUKUK EĞİTİMİ VE YARGI REFORMLARIYLA ADALETİ GÜÇLENDİRİYORUZ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hakim ve savcıların adaleti hakkıyla tecelli ettirebilmesi için gerekli imkanları sağladıklarını belirterek, Türkiye’deki hakim ve savcı sayısının 25 bin 695'e yükseldiğini ve gelecekte herhangi bir eksiklik yaşanmaması için insan kaynağını güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi.
Adalet teşkilatındaki personel sayısının da artırıldığını vurgulayan Tunç, şu an 200 bine yakın çalışan bulunduğunu belirtti. Hukuk eğitimine verilen öneme değinerek, artık ilk 100 bine giremeyen öğrencilerin hukuk fakültelerine yerleşemeyeceğini hatırlattı.
Hakim ve savcı adaylarının kürsülere daha donanımlı çıkmaları için çalışmalar yürütüldüğünü aktaran Tunç, yargıda gecikmeleri önlemek amacıyla çeşitli tedbirler alındığını ve mevcut mevzuatın değişen ihtiyaçlara uygun hale getirildiğini ifade etti.
Temel kanunların tamamının değiştirildiğini ve yeni mevzuatın vatandaşların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde düzenlendiğini söyleyen Tunç, anayasa reformlarıyla Türkiye’nin daha yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmasının hedeflendiğini vurguladı.
YARGI ELEŞTİRİLEBİLİR AMA HAKARET KABUL EDİLEMEZ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu belirterek, yargıya yönelik eleştirilerin hakarete dönüşmemesi gerektiğini söyledi. Yargı kararlarının mükemmeliyete ulaşmak için eleştirilebileceğini ancak yargı mensuplarını töhmet altında bırakan ifadelerin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Tunç, geçen yıl 13 milyon 900 bin karar verildiğini, 11 milyon dosyanın ise devrettiğini belirtti. Yargı teşkilatının devreden dosya sayısından daha fazla karar üreten bir noktaya geldiğini ifade eden Tunç, gece gündüz çalışan yargı mensuplarına teşekkür etti.
"TALİHSİZ AÇIKLAMLAR HUKUK DEVLETİYLE BAĞDAŞAN AÇIKLAMALAR DEĞİLDİR"
Kararlar verilirken hatalı kararların da olabileceğini, bunun düzeltilme mekanizmasının yine yargı içinde olduğunu söyleyen Tunç, "Dün iş adamlarının oluşturduğu bir dernek. Maalesef sicilinin de bozuk olduğunu hepimiz milletçe hatırlıyoruz. O 28 Şubat'larda, o 5'li çetenin içinde nasıl bulunduklarını, darbecilerin ve vesayetçi anlayışa nasıl destek verdiklerini dün gibi hatırlıyoruz. Biz unutmadık bunları. Maalesef dün genel kurullarında yapmış oldukları talihsiz açıklamalar, hukuk devletiyle bağdaşan açıklamalar değildir. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde dahi bulunamaz. Anayasamızın 138. maddesi böyledir. Tavsiye ve telkinde bile bulunamayacağınız bir noktada yürüyen soruşturmalarla ilgili, dosyanın içeriğiyle ilgili hiçbir bilginiz olmadan tamamen ideolojik düşüncelerle, birtakım siyasi düşüncelerle, özellikle birtakım karşıtlıklarla kürsüye çıkarak bazı ifadeler kullanmanız, 'Suç vardır ya da yoktur bilmeyiz ama bunlar yanlıştır.' demenin nasıl bir mantığı olabilir? Hem diyorsunuz ki 'Suç vardır ya da yoktur, neden böyle soruşturmalar yapılıyor?' Suç varsa bunu değerlendirecek olan tarafsız ve bağımsız yargıdır. Ona yargı karar verir." diye konuştu.
YARGI BAĞIMSIZLIĞINI HEDEF ALAN SÖZLERİ REDDEDİYORUZ
Tunç, son zamanlarda yargının yürüttüğü soruşturma ve kavuşturmalar üzerinden adalet sistemine, yargı teşkilatına yönelik sözlü saldırıların arttığına şahit olduklarını vurgulayarak, "Dün de geçmişte de vesayetçi anlayışın yanında duran, sicili bu anlamda kötü olan bu iş adamları derneğinin yöneticisinin ifadelerini kabul etmek mümkün değildir. Milletimiz de bundan rahatsız olur. Yargı bağımsızlığını hedef alan bu sözleri reddediyoruz. Bu sözlerin yargıyı, hukuk devletini hedef alan, yargı ve siyaseti yönlendirmeye çalışan söylemler olduğunu, artık bunların eski Türkiye'de kaldığını söylüyoruz." dedi.
Bu sözlerin, eleştirinin ötesine geçtiğini, yargıyı ve siyaseti yönlendirme, yürüyen soruşturmaları etkileme çabası olduğunu gördüklerini söyleyen Tunç, bunun hukukun üstünlüğüne zarar veren bir tutum olduğunu ve buna karşı olduklarını belirtti.
TÜRKİYE'DEKİ YATIRIM ORTAMI 22 YILDA BÜYÜK GELİŞİM GÖSTERDİ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'nin geçmişi ile bugününü karşılaştırarak, yatırım ortamında önemli gelişmeler yaşandığını belirtti. Tunç, "22 yıl önceki Türkiye'deki yatırım ortamı ile bugünkü yatırım ortamını kıyasladığımız zaman arada dağlar kadar farklılık var. Türkiye'deki hukuk düzeni, hukuk güvenliğinin tahkim edilmesi sayesinde bu yatırım ortamı gelişmiştir ve gelişmeye devam etmektedir." dedi.
İHRACATTA VE YABANCI SERMAYEDE ARTIŞ
Hukuk güvenliğinin sağlanmasının yatırım ortamına olumlu etkileri olduğunu vurgulayan Tunç, "Bu güven ortamı sayesinde 2002'de 36 milyar dolar olan ihracatımız bugün 260 milyar doların üzerine çıkmıştır. Türkiye'deki üretim ve yatırım ortamı, hukuk güvenliği olmasa üreticiler, OSB'leri fabrikalarla doldurabilir miydi? Bunu en net görecek olan iş adamlarımız, sanayicilerimizdir ve görüyorlar." ifadelerini kullandı.
Uluslararası sermaye yatırımlarına da değinen Tunç, "2002'ye kadar toplamda 15 milyar dolar olan yabancı sermaye, 2002'den bu yana 272 milyar dolara ulaştı. Türkiye'de hukuk güvenliği olmasa yabancı sermaye Türkiye'ye gelir mi?" diye sordu.
"TÜRKİYE'Yİ KARALAMA ÇABALARINA İTİBAR ETMİYORUZ"
Türkiye'de hukuk güvenliğinin mevcut olduğunu ve yargının bağımsız ve tarafsız şekilde çalıştığını belirten Tunç, "Birtakım endekslerle Türkiye'yi karalamaya yönelik bazı listelerde Türkiye'yi, demokrasisi bile olmayan ülkelerle kıyaslayarak onları Türkiye'nin önünde gösteren masa başında hazırlanan kara propagandalara itibar edemeyiz." dedi.
ULUS ADALET SARAYI'NIN TEMELİ ATILDI
Bartın'da düzenlenen programa, Bartın Valisi Nurtaç Arslan, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Rüfai Şahin, Garnizon Komutanı Deniz Kıdemli Albay Erkan Şahin, İl Emniyet Müdürü Ünsal Hayal, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Mehmet Baykal ve AK Parti İl Başkanı Yaşar Arslan da katıldı.
Programda, İl Müftüsü Ömer Keskin’in yaptığı duanın ardından Bakan Tunç ve protokol üyeleri butona basarak Ulus Adalet Sarayı’nın temelini attı.