ABD merkezli Newsmax televizyonuna konuşan Vance, Avrupa Birliği (AB) fonlarını kötüye kullandığı iddiasıyla yargılanan ve suçlu bulunan Le Pen’in, bazı cumhurbaşkanlığı anketlerinde önde yer aldığını dile getirdi.
Le Pen hakkında verilen kararı eleştiren Vance, "Onu hapse atmaya ve oy pusulasından çıkarmaya çalışıyorlar. Bu demokrasi değil." ifadelerini kullandı.
"MUHALEFET LİDERLERİNE YÖNELİK GİRİŞİMLER DEMOKRASİYİ ZAYIFLATIR"
Vance, Marine Le Pen'in "kendisinin değil ekibinin suçlandığı küçük bir suçlama" nedeniyle yargılandığını savunarak, Avrupa’da muhalefet liderlerine yönelik baskıların ilişkileri olumsuz etkileyebileceğini belirtti.
"Dostlarımızın bizim değerlerimizi paylaşmasını istiyoruz ve Avrupalılar kesinlikle yüzde 100 dostumuzdur ancak muhalefet liderlerini hapse atmaya çalışmaya devam ederlerse ve kendi sınırlarına saygı göstermeyi bırakırlarsa bu ilişki gerilecek ve test edilecektir." değerlendirmesinde bulundu.
“AVRUPA’YA EN BÜYÜK TEHDİT İÇERİDEN GELİYOR”
61. Münih Güvenlik Konferansı’nın açılış gününde yaptığı konuşmayı hatırlatan Vance, Avrupa’yı bekleyen en büyük tehdidin dışarıdan değil, içeriden geldiğini vurguladı.
"Avrupa basını, bunun Avrupa karşıtı bir konuşma olduğunu söyledi. Ben aslında bunun Avrupa yanlısı bir konuşma olduğunu düşünüyorum. Biz Avrupa’yı, Avrupalıları seviyoruz. Elbette (Avrupa) kültürel olarak dünyada çok önemli ve ABD de temelde Avrupa’dan geldi ancak Avrupa’ya yönelik en büyük tehdidin Çin ya da Rusya olmadığını, en büyük tehdidin içeriden geldiğini takdir etmeliyiz." dedi.
GÖÇ VE EKONOMİ POLİTİKALARINA ELEŞTİRİ
Vance, Avrupa’nın ekonomik ve güvenlik politikalarının da kıta için tehdit oluşturduğunu belirterek, göç politikalarının temel kültürel dayanakları zayıflattığını, ekonomi politikalarının ise Avrupa’yı daha az rekabetçi hale getirdiğini söyledi.
Avrupa’nın Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYH) yaklaşık yüzde 1’ini savunmaya ayırdığını, buna karşılık ABD’nin bu oranı yüzde 3 ila 4 seviyelerinde tuttuğunu hatırlatan Vance, Avrupa’da söylemlerle gerçeklerin örtüşmediğini ifade etti.
Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk da Marine Le Pen’in suçlu bulunmasına karşı tepki gösteren isimler arasında yer aldı.
LE PEN HAKKINDAKİ YARGI SÜRECİ
Fransız siyasetçi Marine Le Pen’in yargılandığı davaya ilişkin süreç, Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekilliği yaptığı döneme uzanıyor.
Le Pen’in, Avrupa Parlamentosu üyeliği sırasında danışmanlık hizmeti vermeyen iki kişiye AP fonlarıyla maaş ödemesi gerçekleştirdiği iddia ediliyor. Bu kapsamda, 2004-2016 yılları arasında, eski adıyla Ulusal Cephe Partisi çatısı altında görev yapan bazı AP milletvekilleri hakkında, “hayali istihdam” oluşturdukları gerekçesiyle 2015 yılında soruşturma başlatılmıştı.
Paris Savcılığı, Le Pen ile birlikte babası Jean-Marie Le Pen’in de aralarında bulunduğu partinin çeşitli üyeleri hakkında, Avrupa Birliği’ne ait kaynakları usulsüz kullandıkları ve bu suçları gizlemeye çalıştıkları gerekçesiyle dava açılmasını talep etmişti.
DAVADA CEZA KARARI ÇIKTI
Söz konusu dava, Eylül 2024’te Paris Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Dava kapsamında, Le Pen’in yanı sıra Louis Aliot, Bruno Gollnisch ve Jean-Marie Le Pen gibi isimlerin de bulunduğu toplam 27 kişi Avrupa Birliği fonlarını kötüye kullanmakla suçlandı.
Paris Ceza Mahkemesi, Marine Le Pen hakkında 2 yılı ertelenmiş, 2 yılı elektronik kelepçeyle infaz edilecek şekilde 4 yıl hapis cezası, 100 bin avro para cezası ve 5 yıl boyunca siyasi yasak kararı verdi. Siyasi yasak kararının derhal yürürlüğe girmesine hükmedildi.
Mahkemenin kararı doğrultusunda Le Pen’in hapis cezasını cezaevinde geçirmeyeceği, elektronik kelepçe ile ev gözetimi altında kalacağı belirtilirken, Le Pen’in avukatları kararı temyize taşıyacaklarını duyurdu.