Suriye'deki hızlı değişimler ve Avrupa genelinde göçmen karşıtı eğilimlerin artışı, birçok AB ülkesinin Suriyelilerin sığınma başvurularını askıya almasına yol açtı. Almanya, 47 bin Suriyelinin başvurusunu dondururken, İçişleri Bakanı Nancy Faeser, "Değerlendirmeler, Suriye'deki duruma bağlı olacak" dedi.
Avusturya ise daha ileri giderek Suriye'ye düzenli dönüş ve sınır dışı programları hazırlığına başladı. İçişleri Bakanı Gerhard Karner, yüz bin Suriyelinin bulunduğu ülkede kapsamlı geri gönderme planlarının devreye alınacağını duyurdu.
SIĞINMA HAKKINDAKİ AB KURALLARI
AB kurallarına göre, ülkeler sığınma başvurularını bireysel olarak değerlendirmek ve altı ay içinde sonuçlandırmak zorunda. Ancak, kaynak ülkedeki koşullara bağlı olarak başvuruların değerlendirilmesi ertelenebiliyor. AB Komisyonu sözcüsü Stefan de Keersmaecker, "Koruma hakkı bulunmayanlar geri gönderilebilir, ancak bu süreç sahadaki değişimlere dayanmalıdır" ifadelerini kullandı.
YUNANİSTAN VE İSKANDİNAV ÜLKELERİNDEN YENİ KARARLAR
Yunanistan, Suriyelilerin ülkelerine dönmesinden yana tavır alırken, 9 bin başvuruyu askıya aldı. İsveç, Finlandiya ve Danimarka gibi İskandinav ülkeleri de benzer adımlar attı. Danimarka, 69 başvuruyu askıya alırken, bu politikayı 2020’den beri uyguladığını belirtti.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve AB, Suriye'nin güvenli bir ülke olmadığını değerlendiriyor. AB İltica Ajansı, Esad yönetimindeki Suriye’nin güvenli dönüşler için yeterli şartlara sahip olmadığını vurguladı.
Suriyeli mülteciler konusunda en büyük yükü taşıyan Türkiye, üç milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Türkiye'deki toplam mülteci sayısı ise yaklaşık 4,5 milyon. Türkiye ile AB arasında 2016 yılında imzalanan göç mutabakatı, mülteci akışını kontrol altında tutmak için hala kritik önemde.
AB’DE TARTIŞMALAR DEVAM EDİYOR
AB üyesi ülkeler, Suriyelilerin geri gönderilmesi ve sığınma politikalarının yeniden düzenlenmesi konusunda ortak bir çözüm arayışında. Sahadaki gelişmelerin ışığında alınacak kararların, özellikle seçim atmosferindeki Almanya gibi ülkelerde göç politikasını daha da etkileyebileceği öngörülüyor.