Dünya genelinde, Z Kuşağı'nın toplumsal hayatta artan etkisiyle birlikte genç kadın ve erkekler arasındaki siyasi görüş farklılıklarının belirgin bir şekilde arttığına dikkat çekiliyor.
Financial Times gazetesinde yayımlanan bir makalede, 1990'lar ve 2010'lar arasında doğan Z Kuşağı içinde, kadın ve erkekler arasındaki sağ-sol ayrımının giderek belirginleştiği vurgulanıyor. Stanford Üniversitesi'nde cinsiyetlerin siyasi yönelimleri üzerine çalışan araştırmacı Alice Evans, 30 yaş altındaki kadınların genellikle liberal görüşlere yatkın olduğunu, ancak aynı yaş grubundaki erkekler arasında muhafazakar görüşlerin güçlenmekte olduğunu belirtiyor.
ABD'de Gallup tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 18-30 yaş arasındaki kadınların liberal görüşlere sahip olma olasılığı, yaşıtları erkeklere göre yüzde 30 daha fazla. Bu eğilimin benzer bir şekilde Almanya ve İngiltere'de de görüldüğü ifade ediliyor. Polonya'da ise genç erkeklerin aşırı sağcı partilere destek oranının genç kadınlardan daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Avrupa dışındaki ülkelerde ise cinsiyetler arası ideolojik farkların daha belirgin olduğu göze çarpıyor. Özellikle Güney Kore ve Çin gibi ülkelerde genç erkeklerin muhafazakar görüşlere yöneldiği, genç kadınların ise daha liberal görüşleri benimsediği görülüyor. Yapılan anketlere göre, kadınlar göç gibi konularda genellikle daha ılımlı görüşlere sahipken, erkekler daha katı görüşlere sahip olma eğiliminde.
Makalede, MeToo hareketi ve feminist görüşlerin güçlenmesinin, bu ideolojik farklılıkların ortaya çıkmasında etkili olduğuna dikkat çekiliyor. Ayrıca, birçok ülkede evlenme ve doğum oranlarındaki düşüşün de bu durumun bir yansıması olduğu belirtiliyor.
Financial Times, bu farklılıkların gelecekte siyasetin şekillenmesinde önemli bir kriter haline gelebileceği yorumunu ekliyor.