Biz üniversitede iken, Türkiyede öğrenci hareketleri başlamıştı. İlk olay Hatice Babacanın baş örtüsü mücadelesi idi. İlahiyat fakültesi öğrecileri dersleri boykot etti. Bunun arkasından masum öğremci istekleri devam etti. Bütün üniversitelerde boykotlar başladı.

Biz üniversitede iken,

Türkiyede öğrenci hareketleri başlamıştı.

İlk olay Hatice Babacanın baş örtüsü mücadelesi idi.

İlahiyat fakültesi öğrecileri dersleri boykot etti.

Bunun arkasından masum öğremci istekleri devam etti.

Bütün üniversitelerde boykotlar başladı.

***

Aynı yıllarda Almanya'da Kızıl Rudi,,

Fransa'da da Kızıl Dany olayları başlattı.

Almanya Kızıl Rudi ve ekibini tutukladı. Hapishanede öldürdü.

Güya toplu intihar etmişlermiş.

Kızıl Dany Yahudi asıllı olduğu için yırttı.

Avrupada öğrenci hareketleri sona erdi.

Türkiyede öğrenci olayları hiç bitmedi.

Çünkü, 27 mayıscılar MBK, 14 lüleri harcadıktan sonra,

Çıkardığı kanunlarla böyle bir ortamı hazırlamıştı.

Üniversitelere polis giremiyordu.

Anarşi için üniversite kanunu çıkarılmıştı.

***

O sırada bir sağ, sol düşüncesi çatışıyordu.

Sol düşünce; emekçileri koruma sloganı ile çıktı.

Komünizm dolaylı telkin ediliyordu.

Millet, din. vatan, ahlak ve inançlar dışlanıyordu.

Etnik ırkçılık ve mezhepçilik teşvik ediliyordu.

Solcular; genelde, bölücü, mezhepçi,

islam inancı kıt, aristokrat ve zengin çocukları,

Milli kültür yerine, Batı kültürnü hayat tarzı olarak kabul eden aile çocuklarıydı.

***

Milliyetçi olanlar da;

Ailede İslamı yaşayan, daha muhafazakar ve fakir çocukları idi.

Bir kültür mücadelesi yürüdü, gitti.

Başbuğ Türkeş; Milliyetçi ve muhfazakar gençleri organize etti.

Önce MHP gençlik kollarında teşkilatlandık.Bizim sloganımız. " Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin,

Her şey Türklük için"

Başbuğ Alapaslan Türkeşin, 1969 seçiminde;

"Ben, sizi sokakta pırasa fiyatına satılan demokrasiye değil,

Hak yolu, hakikat yolu Allah yoluna çağırıyorum."

Diye başlaması, "Tanrı dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslümanız."

"Çağlar üzerinden aşarak, ilimde. teknikte en üst sevieyeye çıkmak hedefimiz."

"Milletler mücadelesinde Türkiyeyi şerefli bir yere oturtmak"

"Yüz milyonluk büyük Türkiye" diye hep bağıdırk.

Çarpıcı ve kabul edilebilir sloganlar olduğu için,

Üniversite kantinlerinde revaç buldu.

Türk gençliğinin büyük bölümü artık MHP li idi.

Ülkü ocakları kurulunca artık Ülkücüler diye bir teşkilat doğdu.

***

Biz yüz milyonluk büyük Türkiye dedikçe,

Türk milletinin düşmanları,

Batılılar, Masonlar, Komünistler,

Solcular ve bilhassa bölücü unsurlar şiddetle üstümüze geldiler.

Bu arada doğum kontrolü kanunu için çalıştılar.

Buna nüfus planlaması dediler.

Çünkü Türkiye nüfusu yılda %3-3,5 artıyordu.

Türk milletini azaltmak, nesebini kesmek istiyorlardı.

O sırada, TSE salonunda bir konferans düzenlendi.

Biz MHP gençlik kolları olarak,

O konferansı basıp, dağıttık.

Kenedyler 11 çocuk yaparken,

Siz milletin neslini yok etmeye çalışıyorsunuz diye bağırdık.

Sonra CİA kontrolündeki, devlet bu kanunu çıkardı.

Koç vakfı da bu konuda çok destek sağladı.

Bu milletin neslini kesmeye çalıştı.

***

Daha sonra Diyarbaıra doktor olarak gittiğimde,

Kürtler üzerinde doğum kontrolü yapılmıyor,

Tam tersi teşvik ediliyordu.

Her kürt ailesi en az 10 çocuk yapıyordu.

Sonradan anladık ki,

Türkiyeyi azınlıklar yolu ile ele geçirmeye,

Bölüp parçalamaya çalıştıklarını gördüm.

Bu devlet politikası halen devam ediyordu.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğanın en az 3 çocuk polikası,

Bu ihaneti biraz yavaşlattı görünüyor.

inşallah yeniden 100 milyonluk büyük Türkiye çalışmasına doğru yol alalım...