Erzincan’da bir stadyumda Filistin bayrağı açan bir kişiye, eşi ve çocuklarının yanında görevliler tarafından müdahale ediliyor. Bayrağı açmasının yasak olduğu söyleniyor ve sözlü tartışma gerçekleşiyor. Neymiş efendim, o bayrağın yeri orası değilmiş! En çok üzüldüğüm nokta ise babasının başına bir şey gelmesinden endişelenen küçük kız çocuğunun korkudan ağlaması ve bu durumun oradaki insanların (!) umurunda olmamasıydı. Yazıklar olsun!

LGBT savunucuları, alışveriş merkezlerinde, üniversitelerde, liselerde ve diledikleri her yerde desteklerini göstermek için LGBT bayraklı tişört ve şapkalarla dolaşırken neden sesiniz çıkmadı? Toplumun ahlakını ve aile yapımızı bozan LGBT’yi savunanlara özgürlük isteyen Müslüman (!) halkımız, konu dindaşlarımızın soykırıma uğramasına gelince üç maymunu oynuyor. Bizim içimize ne ara bu kadar çok Yahudi girdi de haberimiz olmadı?

Ataların bir sözü vardır: “Pirincin içindeki siyah taştan değil beyaz taştan kork.” Siyahı görür, ayıklarsın ama dişini kıran, gözden kaçan beyaz olur. Argo tabirle “elin gavuru” diye beğenmediğiniz o insanlar, Müslüman geçinenlerden çok daha Müslümanca bir duruş sergiliyorlar.

Hint aktrist Kani Kusruti, 77. Cannes Film Festivali’ne karpuz dilim şeklinde bir çanta ile katıldı. Elbette herkes bu çantanın Filistin’i temsil eden bir obje olduğunun farkındaydı. Oyuncunun başrolünde bulunduğu “As We Imagine As Light” isimli film, 8 dakika boyunca ayakta alkışlanırken Kani Kusruti kameralara, karpuz dilim çantasını kaldırıp barış işareti yaparak poz verdi. Görüntüleri defalarca izledim ve gurur duydum.

Erzincan’daki görüntüleri izlediğimde ise midem bulandı. Utandım! “Bir bayrakla bile tepkimizi göstermeye cesaret edemedik” diye utanması ve bu cesareti gösterenlere gıpta etmesi gerekenler, hala hadsizce mazlumun sesi olmaya çalışanların boğazına sarılıyor. İsrail’in bu cesareti nereden bulduğu ortada. Böylesine duyarsız, şuursuz, vurdumduymaz bir insan topluluğundan kim, neden çekinsin ki?!

Katil İsrail’in destekçilerini uzaklarda aramaya gerek yok. Hepsi zaten aramızda yaşıyorlar. Avrupa’nın her ülkesinde Müslüman olmayan halk Filistin için sokaklara dökülmüşken, Cannes Film Festivali’ne, dünyaca ünlü aktörler, aktrisler Filistin’i temsil eden kostüm ve aksesuarları katılıp Filistin’i desteklediklerini gösterirken Müslüman bir ülke olan Türkiye’de Filistin bayrağına karşı bu tahammülsüzlük akıl alır gibi değil!

Müslüman bir ülke olarak Filistin’e destek konusunda milletçe yetersiz kaldık. Devletimiz elinden gelen tüm imkanlarla Gazze’ye destek verirken sanat camiası başta olmak üzere toplumun çoğunluğu sessiz kalmayı tercih etti. Bunun karşısında tüm dünyada gayrimüslimler, bir avuç Müslüman için ayağa kalktı. Bu sizi de üzmüyor mu?

Müslüman ve ahlaklı bir ülke olduğumuzu zannedip bununla övünürdük. Ne ahlak bıraktılar ne vicdan ne de İslam! Onlarca yıl sinsi sinsi tüm değerlerimizin altını oydular. Değerlerimizi elimizden aldılar ve sesimiz çıkmadı. Bırakın bari uyanmış olan bir avuç insan kaybettiğimiz değerlerimizi bize hatırlatsın.

Âl-i İmrân Suresi 142. ayeti hatırlayın: “Yoksa siz, Allah içinizden cihat edenleri sınayıp ayırt etmeden ve mücadele edenleri, sabredenleri belirlemeden cennete gireceğinizi mi sanıyordunuz?”

Sırf kimliğinizdeki din hanesinde İslam yazdığı için Müslüman olduğunuzu mu zannediyorsunuz? Sınanmadan, hak için mücadele etmeden, zalimin karşısında dimdik durmadan Allah’ın yardımını hak edeceğinizi mi sanıyorsunuz? Dünyadaki vicdanlı Yahudiler bile aramızdaki İsrail sevicilerden daha fazla Filistin bayrağından rahatsız olmuyorlar. Aksine İsrail’in yaptıklarına karşı çıkıp Filistin’i savunuyorlar.

Şimdi sizin Siyonist Yahudilerden bir farkınız kalıyor mu? Filistin bayrağından rahatsız olanların yakından takip edilmesinin şart olduğunu düşünüyorum. Bu insanlar, olası bir savaş durumunda düşman safına geçerler. İstihbarat savaşlarının en çetin şekilde yaşandığı şu anda para için vatanı satabilirler. Dolayısıyla yılanın başını küçükken ezmek şarttır.

Filistin bayrağından korkan, rahatsız olan bu görevliler hakkında derhal işlem başlatılması gerekiyor. LGBT savunucuları kadar da mı hakkı yok Filistin davasına sahip çıkan insanların?! İçişleri Bakanlığımızdan ricamız, milyonlarca Müslümanın (!) şuursuzca sessiz kaldığı soykırıma tepki gösteren bir avuç vicdanlı insanın susturulmaya çalışılmasına izin vermemesidir.

Aksi halde o azınlık da vicdanlarını susturmak zorunda kalacaklar ve bu geleceğimiz açısından hiç iyi olmayacaktır. Oradaki görevlilerin FETÖ artıkları olduğundan o kadar eminim ki. Hepsinin açığa alınıp soruşturulması gerekiyor. Milletimizin hala ABD ve İsrail tarafından yönetildiğini görmek çok acı zira bir saldırı gerçekleşse bu ülkeyi savunacak kaç vatansever çıkacak bilemiyorum.

Zulme susmanın suça iştirak etmek olduğunu unutmayın! Filistin meselesi bir ırk, din, siyaset meselesi değildir. Hak ile batılın turnusol kağıdıdır Filistin. Vicdanı olanla vicdanı ölmüş olanı ve maskelerin ardında saklanan ikiyüzlüleri ortaya çıkaran bir meseledir. Hak tarafında yer alıp hakkın savunuculuğunu yapmaya devam edenlere ve batıldan, her ne pahasına olursa olsun yüz çevirenlere selam olsun!