YETKİ VE SORUMLULUK
- Anayasa kavramı ile tanışmamızın üzerinden 140 yılı aşkın bir zaman geçti. - Tanzimat ve Islahat Fermanları Anayasal düzene zemin hazırlamışlarsa da Anayasa olarak kabul edilmez. - İlk Anayasamız Kanuni Esasi, Padişah II. Abdülhamit’in Padişah olmasının hemen ardından oluşturulan bir komisyon tarafından hazırlandı. - Belçika Anayasası esas alınmıştı. Fransız Anayasasından da esinlenilmişti. - Kanuni Esasi’nin temel özelliği Meşruti Monarşiye dayalı bir sistem öngörmesiydi. - Kuvvetler ayrılığı amaçlanmıştı ama yetkilerini paylaşmakla birlikte padişahın Parlamentoyu feshetme hakkı vardı. - Rus yenilgisinden sonra Padişah yetkisini kullandı ve Meclisi feshetti. - Anayasa resmen yürürlükte olmsa da fiilen bir süre askıda kaldı. - Abdülhamit’in hal’ edilmesinin ardından Kanun-i Esasi padişahın yetkileri budanarak yeniden uygulamaya kondu. - İstanbul’un işgalinden sonra Meclis yine kapandı. - Bu kez işgal kuvvetlerince. *** - TBMM’nin toplanmasından sonra 1921’de bir anayasa yapıldı. - “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” sınırlı bir anayasaydı. - Bu anayasada yer almayan hususlarda Kanun-i Esasi geçerliydi. - Teşkilat-ı Esasiye Kuvvetler birliğini öngörüyordu. - Meclis’e büyük yetkiler tanınmıştı. - Başbakan ve bakanları Meclis seçiyordu. - Gazi Mustafa Kemal Meclis Başkanı olduğu için otoritede bir sorun yaşanmamıştı. - Buna rağmen 1923’te hükümet krizi çıkınca Cumhuriyet ilan edildi ve Meclisin icra yetkileri Cumhurbaşkanına ve hükümete devredildi. - 1921 Anayasasının en temel özelliklerinden biri yerel yönetimlerde özerkliği öngörmesiydi. Valilere geniş yetkiler tanınmıştı. - Ancak 1924 Anayasasında bu yetkiler kaldırıldı daha merkezi bir yapı kuruldu. - 1924 Anayasasında beş kez değişiklik yapıldı. - Anayasanın ilk biçiminde devletin dini İslam’dır denilmesine rağmen laikleşme sürecine paralel olarak 1928’de bu hüküm kaldırıldı. - 1937’de laikliğin de içinde yer aldığı CHP’nin 6 ok’unda simgeleşen ilkeler Anayasa’ya girdi. - CHP iktidardayken sorun yoktu. Zira Devlet, CHP siyaseti istikametinde kurumlaşmıştı. - Devlet-Meclis-hükümet-siyaset- ordu- bürokrasi adeta yekvücuttu. - Milli Şef her şeydi. - Ancak çok partili sisteme geçince çarkın dişlileri arasındaki uyum bozuldu. - CHP’nin müesseseleştirdiği bürokrasi ve ordu, Meclis ve hükümetteki halk değişiminin devlete sahip olmasına izin vermedi ve 27 Mayıs İhtilali yapıldı. - Halkın seçtiği Menderes ve arkadaşları idam edilerek adeta millete CHP’nin dizayn ettiği müesses nizama karşı gelmeyin mesajı verilmeye çalışıldı. *** - Buna rağmen ne olur ne olmaz denerek 1961 Anayasasında ikili Meclis yapısı getirildi. Tabii senatörler ve Kontenjan senatörleriyle Parlamento kontrol altında tutulmaya çalışıldı. İcranın yetkileri budanırken yargı ve bürokrasi güçlendirildi; orduya rejimi koruma ve kollama görevi verildi. - Kuvvetler ayrılığı görüntüsü altında siyaseti iğdiş eden, icrayı müesses nizama göre çalışmaya zorlayan bir yapı öngörülmüştü. - Halk iradesiyle Anayasanın dizayn ettiği yapı arasında uyumsuzluk başlayınca tıkanan sistem, 12 Martları,12 Eylülleri doğurdu. *** - 1982 Anayasası 61 Anayasasının sistemde tıkanıklığa yol açan arızalarını tamiri amaçlamıştı. - Cumhurbaşkanının seçimini kolaylaştırmış, yetkilerini genişletmişti. - Bu yetki genişliği yarı başkanlık sistemi gibi bir yapıyı doğurmuştu. - Özellikle karizmatik liderlerin Cumhurbaşkanlığında... - Bu kez Cumhurbaşkanının geniş yetkilerine rağmen sorumsuz oluşu sorunlara yol açıyordu. - Davul başkasının sırtında, tokmak başkasının elindeydi. *** - Zorlama bir yöntemle Meclisin Cumhurbaşkanı seçmesinin engellenmesi üzerine gerçekleştirilen Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanının halkın yarıdan fazlasının oyuyla seçilmiş olması bu çarpıklığı daha belirgin hale getirdi. - Buna göre Cumhurbaşkanı bütün yetkilerini kullanarak hükümete çok büyük sorumluluklar yükleyecek direktifler verebilir. - Eğer Cumhurbaşkanının bu direktifleri hukuka aykırı ise okkanın altına gidecek olan kendisi değildir; Başbakandır, hükümettir. - Zira Cumhurbaşkanı sorumsuzdur, vatana ihanet dışında yargılanamaz. - Her ne kadar Cumhurbaşkanının Anayasal yetkisi çerçevesinde verdiği talimatı uyguladık savunmasına sığınsalar da Yüce Divan’da yargılanacak olan Başbakandır, bakanlardır. *** - 16 Nisan’da oy vereceğimiz Anayasa değişikliği ile bu çarpıklık ortadan kaldırılıyor.
- Yetkili fakat sorumsuz Cumhurbaşkanı sorumlu ve hesap verilebilir hale getiriliyor. - Diktatörlük getirilmiyor, tersine sorumsuz bir diktatörlüğün önüne geçiliyor. - Bu böyle biline...