Yavaş, Mansur YAVAŞ

Abone Ol

Geçtiğimiz hafta sonu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş 'Cumhurbaşkanlığı' gündemi ile bir toplantı düzenleyerek, toplantı sonrası "Birlikteyiz." Mesajı ile bir paylaşımda bulunmuşlardı.

Akıllara gelen soru: Daha seçime üç yıl gibi bir süre varken, Bu toplantı nereden çıktı? Aday bu üçlüden hangisi?

Toplantı sonrası, basın danışmanı tarafından kulislere sızdırılan bilgi ise Yavaş’ın aday olmayacağı noktasında karar vermiş olmasıydı. Daha aradan bir gün geçmeden, bir başka servis; Ön seçim metodunu beğenmemesi kaynaklı ön seçime katılmayacağı açıklandı.

Bir önceki genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Aday olmayacağım, altılı masa karar verecek.’ diyerek aday olması sahnesi zihnimizde belirdi.

Yavaş; halk isterse aday olurum diyerek cesaret toplamış, Meral Akşener’in aday Kılıçdaroğlu olursa kaybederiz demesine rağmen aday olma cesaretini gösterememiş olmasını unutmuş olacak ki, aday olmayacağım diyerek kapı kapatıyor, Ön seçime katılmayacağım diyerek, yeni bir Meral Akşener arıyor. Aday olmayacağım söyleminin, bir günde değişmesi tam bu noktada Kılıçdaroğlu’nu hatırlatıyor.

Özel’in; bazı mütalaaları noksan ilerlemekte olacak ki; yakın zamanda görevden alınan, kayyum atanan, yolsuzluk iddiaları ile davalara konu olan belediyeleri bir kenara bırakarak, seçimi gündeme alması kendinde maharet zannetmesindendir. Bunca çözülmesi gereken parti içi mesele varken, seçim tek gündem maddesi gibi hareket etmek, hangi aklın ürünü merak konusu. Kurultay şaibesi ile hakkında başlatılan soruşturma ile yeni bir sorun kapı çalmakta.

Özel; önceki seçimde alınan oyu partiler ittifakı ile aldığını unutup, erken kalkan yol alır diyerek, adaya karar verilince seçimin kazanılacağı hayaliyle avunurlarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya Seyahatinde, Dünya’nın takibinde.

Kalibre olarak bir ölçüm mühendisliğine ihtiyaç duyarken, seçim mühendisliğine soyunmuş durumdalar. Halkın iktidara desteğinin; bütün olumsuzluklara rağmen bu seviyede olmasını anlama çabasına girmeden, bu olumsuzlukların doğurduğu rüzgârın hikmetini kendilerinde görerek, yüzde 49 oranında tüm muhalefetin hamisi gibi, üç kişi oturup karar vermeye kalkıyor.

Ak Parti ve Cumhur İttifakı; olumsuz ekonomik şartlar, geçim zorluğu, deprem yıkımına maruz kalan illerin kalkınması, Suriye ve sığınmacıların ekonomik yüküne rağmen bu seçimi kazandı. Halkın hem hal olma derdinde olmadan, muhalefet olarak masalarda köşe kapmaca oynanmasının karşılığı olmayacağı açıktır. 

Politika geliştirmeden, halk için var olan bir parti olmadan, dini ve sosyal hassasiyetleri gözetmeden iktidara gelme ihtimal dahilinde değildir. Bugüne kadar alınan oy ise; iktidarı tercih etmeyen seçmenin, iktidar haricinde kim olursa olsun algısı ile yaptığı bir tercihtir. Bu cihetten, ana muhalefete demir atmış CHP, fikri alt yapısında ve seçmen hitabında güncellemeye gitmediği sürece, daha çok masalarda lidersizlik yüzünden aday hesapları ile mücadele verecektir.