Yanlış Yanlıştır!

Abone Ol

“Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir.” temel prensibinin tecelli ettiği TBMM’nin yetkilerinin daraltılması, kuvvetler ayrılığı ilkesinin rafa kaldırılması yanlıştır.

Ülkenin birlik ve bütünlüğünün teminatı/ temsilcisi olan Cumhurbaşkanının bir siyasi partinin genel başkanı olması yanlıştır.

Dünyada eşi benzeri olmayan bir ucube sistemle devletin yönetilmesi, devletin bütün kurum ve kuruluşlarının iktidar olan siyasi partinin ve o partinin genel başkanının emrine verilmesi yanlıştır.

“Yahu gidişat hoş değil, Türkiye uçuruma gidiyor; dış borcumuz 526 milyar doları aştı. Siz hâlâ israf peşindesiniz, tedbir alın!”, diyenlere ters bakılması yanlıştır.

“Uygulanan ekonomi politikaları yanlıştır.

“Bakın, yandaşlarınızın dışında kalan milyonlarca vatandaş açlık sınırının altında hayatta kalma mücadelesi veriyor.” Sözlerinin kulak ardı edilmesi yanlıştır.

“Son yılların en büyük işsizliğini yaşanıyor. İşsizlik oranı nerede ise %20’lerde, genç işsizlerde bu oran daha fazla” denildiği zaman; çare olarak TÜİK başkanı ve yönetimini değiştirmek rakamları istenilen oranda değiştirecek kişileri bu makama atama yanlıştır.

“Çok değil 25, 30 yıl önce tarımda kendine yetebilen bir ülke iken bugün arpayı, buğdayı, eti, samanı, soğanı dışarıdan ithal eder duruma düşmüşsek uyguladığınız tarım politikalarınız yanlış.  Tarım girdileri; mazot, gübre, tohum, ilaç, nakliye, ambalaj fiyatları beşe, on beşe katlandı; çiftçi, ayakta kalmak için zorlu bir mücadele veriyor. Tarım arazilerimiz küçüldü”, denildiğinde. Uygulanan yanlış tarım politikalarını gözden geçirmek ve iyileştirmek yerine Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın: “Türkiye'nin geçen yıl elde edilen 68,5 milyar dolarlık tarımsal hasılayla Avrupa'da birinci olduğunu, dünyada da ilk 10 ülke arasında yer aldığını bildirdi. Çiftçi üretiyor, tarım sektörü rekorlar kırıyor.” diyor ve milleti avutmaya çalışıyorsa bu yanlıştır.

 2002’den bu yana 9 bakanın değiştirildiği (Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı İsmet Yılmaz, Ziya Selçuk, Mahmut Özer, Yusuf Tekin) Gelen her bakanın da yeni bir sistem denemesi, çocuklarımızı deneme tahtası yapılması yanlıştır.

Dinin siyasete alet edilmesi yanlıştır.

Allah’la aldatmaya çalışma, her konuda İslam’ı ikbal ve çıkar için kullanmak yanlıştır.

Yanlışa yanlış deme suçunu işleme bahtsızlığına düşen gazetecileri hapse atmak yanlıştır. Ülkemizin basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 158'üncü olması, hükümlü ve tutuklu gazeteci sayısının bir hayli fazla olması yanlıştır.

Dün, FETÖ ile kol kola girilmesi; başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere devlete ait kurum ve kuruluşların FETÖ’ taşeronuna teslim edilmesi yanlıştı. Dün, teröristle pazarlık yapılmaz feryatlarına kulak tıkayıp “açılım” hezeyanı yanlıştı. Bugün yine teröristlerle pazarlığa oturmak yanlıştır. Bugün yine aynı hatayı sürdürmek yanlıştır.

Sağlıklı ve kalıcı bir dış politika yerine ABD’nin BOP değirmenine su taşınması yanlıştır.

Ülke insanlarının refah payının, buyur edilen Suriyelilere verilmesi yanlıştır.

 Liyakat ve ehliyet yerine adam kayırma ilkesizliği yanlıştır.

Talanın, yağmanın başını alıp gitmesi; rüşvetin sıradanlaşması alanın ve verenin kayrılıp korunması yanlıştır.

Vatandaşın devlet tarafından kıymeti; iktidar partisine yakınlığı ile ölçülür hale gelmesi, getirilmesi yanlıştır.

Devlet yetkilileri tarafından vatandaşların ayrıştırmaya, hor görmeye, ötelemeye, ötekileştirmeye hatta hakarete tabii tutulması yanlıştır.

Demokrasinin,  ranta açılan kapı olarak görülmesi,  demokrasinin “Yemokrasi” haline dönüştürülmesi yanlıştır.

İftira, çamur atmak, bel atı vurmak; komplo, şantaj ve kumpasın sıradan işler haline getirilmesi, yalana altın çağının yaşatılması yanlıştır.

Türkçemizin siyasiler tarafından küfür dili haline getirilerek çirkinleştirilmesi yanlıştır.

Yanlışı savunacak kadar kör, doğruları inkâr edecek kadar nankör olmak yanlıştır.

Yanlışa yanlıştır. Yanlışa doğru demek veya doğru göstermek en basit ifade ile ahlaki yoksunluktur.

Şimdi bana, iyi de siz kimsiniz de bizim süren sürdürülen politikaları yanlış buluyorsunuz, diye soranlar olacak. Biz kim miyiz? Biz, belirli bir süreliğine size; ülkemizi doğrularda buluşturun, doğrularla yönetin diye yetki veren Türk vatandaşlarıyız. İkazlarımıza kulak tıkar, yanlışlarınıza devam ederseniz; yeri ve zamanı gelince bu yetkiyi elinizden almasını da biliriz, bilesiniz!