Ümmet, genel tanımı ile bir peygambere inanan insanların tamamına denir. Ancak, bugün için ve kıyamete kadar Allah(c.c.) indinde tek din İslam olduğu için ümmet; Allah(cc)’ın birliğine, Hz. Muhammet(sav) peygamberliğine inan insanlardan oluşan topluluğa denir.

Ümmet, genel tanımı ile bir peygambere inanan insanların tamamına denir.

Ancak, bugün için ve kıyamete kadar Allah(c.c.) indinde tek din İslam olduğu için ümmet; Allah(cc)’ın birliğine, Hz. Muhammet(sav) peygamberliğine inan insanlardan oluşan topluluğa denir.

Yazımızın başlığında yer aldığı gibi ümmet birliğinden rahatsızlık duyanlar sözde Hz. Muhammed(s.a.v.)’in ümmeti olduğunu dile getirenlerdir, maalesef!

Osmanlı İmparatorluğunun son dönemleriyle birlikte ümmet birliğini bozmak için  ırkçılık kullanılmış hala da birileri tarafından ırkçılık sapkınlığı kullanılmaktadır.

Bir ülkenin hatta ümmetin birliğini bozmanın en büyük aracı ırkçılıktır. Bugün ülkemizin yaşadığı en büyük sıkıntı ırkçılıktır.

Irkçılık belasına koskocaman imparatorluğu kaybettik şimdi de ülkemiz parçalanmak istenmektedir.

Irkçılığa ister Türk ister Kürt isterse başkaları kim alet oluyorsa Allah(c.c.) belalarını versin!

Şunu hepimiz kabul etmeliyiz ümmet olmadan millet olmaz ve olunamayacağını acı çok acı tecrübe ettik.

Osmanlı ümmetten millete geçişi gerçekleştirmiş ve ümmet temelli millet şuuruyla çok büyük güç sahibi olmuştur.

Esas konumuza dönersek;

İlim adamı, tarihçi gibi sıfatlarla televizyonlara çıkarılan bir sürü adam “ümmet ve ümmet birliğini” küçümseyici yorumlarda bulunuyorlar ki, hayret etmemek elde değil!

Şunu bütün samimiyetimle ve inanarak ifade ediyorum “ümmetin birliğine” hiçbir Müslüman karşı olamaz!

Ümmet birlikteliğine en çok ihtiyaç duyduğumuz bir zamanı yaşarken nasıl olurda karşı olunur, akıl mantık işi değil; hele hele Müslümanım diyenin aklından şüphe ederim!

Özellikle, Ortadoğu’da olan biten her şeyi Türkiye’den bağımsız düşünemeyiz!

Siyasi önyargılardan uzak, topyekun bir savaşla karşı karşıya olduğumuz gerçeğini hepimiz kendimizi nasıl tanımlarsak tanımlayalım görmek zorundayız.

Güçlü bir Türk Devletine her zamankinden çok ihtiyacımız var; güçlü bir Türkiye, “ÜMMET BİRLİKTELİĞİ” olmadan gerçekleştirilemez.

Daha önceki yazılarımda yer verdiğim Prof. Orhan Türkdoğan’ın “Kültür-Değişme ve Toplumsal Çözülme” kitabının 45. sayfasında çok ilgimi çeken bir tespiti konunun önemine binaen tekrar paylaşacağım.

1970’lerde “Dini, Siyasi Modernleşme ve Laikleşme” üzerinde bir tez çalışması yapan ve bunun için de Amerika, Türkiye ve Japonya’yı örnek alan Palmer Parker Jay’in çalışmasında;

“… Batılı düşünürler umumiyetle modernleşme sürecini ele alırken dini modernleşme ile siyasi modernleşme arasında bir ayrım yapmayı gerek görürler…Zira, dini sistemde yüzyıldan beri bir değişme olmamasına rağmen, Japonya siyasi modernleşmeyi de başarmıştır.

Bu hususa Jay şöyle bir yaklaşım getirmektedir… “Japonya’da bir “milli yapı” veya “milli devlet” anlamına gelen “Kokutai” kavramı vardır ki, bunu Türkiye için yazar ÜMMET” kavramıyla karşılamaktadır.

Bu kavram Japonya’nın milli mitolojisinde sık sık rastlanılan “Jwimtai”, öğretim ve siyasi alanda bütünleşme ve yasallaşmayı sağlayan siyasi bir seferberlik görevini yansıtır…Türkiye’de ise böyle bir kavram “ÜMMET” olarak bilinmektedir.

Japon modernleşmesinde, “Kokutai” gibi, “ÜMMET de Jay’a göre Türkiye’nin siyasi modernleşmesinde rol oynayabilirdi…

Çünkü, ümmet; insanların bir dayanışması, sosyal birliği idi…Ancak, İslam dini sembolik farklılaşma, ferdileşme ve rasyonalizasyon anlamında “mit” ve “büyü” yapısına dayalı Japon dininden çok daha modern olmasına rağmen Türkiye, modernleşme enerjisini, Japon Şinto’sunda rastlanıldığı gibi başarılı bir biçimde değerlendirememiştir.

Zira, “Kokutai” uygun bir sembol olarak, siyasi alanda umumileşmeyi sağladığı halde, “ÜMMET” Türkiye’nin modernleşen elitleri tarafından, özel bir alan olarak, reddedilmiştir.”

Yukarıdaki tespit, ülkemizin son yüz yılda yaşadığı halk ve elit çatışmasına en güzel açıklamadır.

Bugün ümmet birlikteliğini istemeyen sözde elit hatta Müslüman tanımlayanlara ithaf olunur.

 İnanın, sizleri dinlerken utanıyorum!

Ayrıca, Hz. Muhammet(as) ümmeti olmak; kişinin hem bu dünya huzuru hem de ahiret kurtuluşu ve huzuru için tek adrestir.

 Yüce Rabb’im, bu millete ümmet olma şuuru versin.