“Yaptığımız araştırmalar sonucunda topuktan kan alınmasının faydasından çok zararının olduğunu öğrendik”
Alternatif hastalık tespit seçeneklerini öğrendikten sonra topuk kanı reddi yapan aile, “Haldan çifti olarak Balıkesir/İvrindi’de ikamet etmekteyiz. Eşim de ben de öğretmeniz. Evladımız M. Haldan, 27 Şubat 2024 tarihinde dünyaya geldi. Yaptığımız araştırmalar sonucunda topuktan kan alınmasının faydasından çok zararının olduğunu öğrendik. Ayrıca, taranan bu 6 hastalığın koldan kan alma veya idrar tahlili yöntemiyle de tespit edilebileceğini ve bu hastalıkların nadir görüldüğünü, en geç 5 ay içinde ortaya çıktığını öğrendik. Bu nedenle topuk kanı reddi için imza verdik. Eğer topuk kanı aldırmış olsaydık da yine imza atmamız ve tüm sorumluluğu üzerimize almamız gerekecekti.” ifadelerini kullandı.
“Sosyal Hizmetler, polis veya jandarma ile kapımıza geleceklerini söyleyerek tehdit etti”
Hukuki surecin detaylarından bahseden aile, “Oğlum 5 aylıkken tayinim Balıkesir/İvrindi’ye çıktı. Balıkesir Sosyal Hizmetler, topuk kanı reddimizi öğrenmiş ve bizi arayarak şubeye gelmemizi, aksi takdirde polis veya jandarma ile kapımıza geleceklerini söyleyerek tehdit etmiştir. Şubeye giderek çocuğumuzun sağlıklı olduğunu, topuk kanı vermemenin yasal bir hak olduğunu ve bu konuda rahatsız edilmek istemediğimizi dile getirdik. Ancak oğlum 8 aylıkken, yokluğumuzda açılan dava sonucu İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından topuk kanı alınmak suretiyle tedbir kararı koyuldu. İstinaf mahkemesine başvurduk ve tedbir kararını kaldırttık. Duruşmalı şekilde tekrar görülen mahkemede bu kez dinlenmiş olmamıza rağmen İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesi ikinci kez topuk kanı alınmak suretiyle tedbir kararı koydu.” şeklinde konuştu.
“Sosyal hizmetlerin kolluk güçlerini kullanarak halkı tehdit etmesi nedir?”
Sürecin devam ettiğini söyleyen aile, “Sürecimiz devam etmektedir ancak bu süreç boyunca maddi ve manevi olarak büyük zorluklar yaşadık. 9 aylık bir bebekten koldan kan alınabilecekken neden ısrarla topuktan kan alınmak istenmektedir? Yenidoğan taraması olarak yapılan bir işlemin 11 aylık bir bebeğe uygulanmaya çalışılması gerçekten çocuğun sağlığı için midir? Sağlık Bakanlığı’nın en geç 6 ay içinde bu hastalıkların belirtilerinin ortaya çıktığını belirttiği ve çocuğumuzun sağlıklı olduğuna dair doktor raporu olduğu halde neden topuktan kan almaya zorlanıyoruz? Bu iyi niyet göstergesi midir? Sosyal hizmetlerin kolluk güçlerini kullanarak halkı tehdit etmesi nedir? Kolluk güçleri halkı korumak için mi vardır yoksa kurumların halka zulmüne ortak olmak için mi?” şeklinde tepkisini dile getidi.
“Bebek üzerindeki vasi hakkının kaldırılması zulmünü kabul etmiyoruz”
Bebeğin sağlık kontrollerinin düzenli yapıldığını belirten aile, “Devletin yasal olarak sunduğu ve bu işlem için her durumda imza aldığı, tüm sorumluluğu aileye bıraktığı bir durumda, nasıl olur da seçme hakkımız elimizden alınıp zorla rıza sağlanmaya çalışılır? Bebek üzerindeki vasi hakkının kaldırılması zulmünü kabul etmiyoruz. Bir bebeğin hakkını en iyi şekilde ebeveynleri düşünür. Biz de zaten düşünüyor, günlük, haftalık ve aylık gelişimini takip ediyor, düzenli kontrollere gidiyor ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) yapılan takiplerine yardımcı oluyoruz.” diyerek konuşmasını noktaladı.