Allah Belanızı Versin! HARAM rant yiyenler. Allah belanızı versin! Bu yaptıklarınız yanınıza kalmaz.
Allah Belanızı Versin! HARAM rant yiyenler. Allah belanızı versin! Bu yaptıklarınız yanınıza kalmaz.
İhalelere fesat karıştıranlar. Allah belanızı versin! Vakti zamanı gelince hesap vereceksiniz.
İmtihan sorularını çalıp kendi ehliyetsiz ve liyakatsiz adamlarını kazandıranlar. Allah belanızı versin! Cezasız kalacağınızı mı sanıyorsunuz?
İnşaata, yapılaşmaya, betonlaşmaya kapalı yeşil alanları alavere dalavere inşaata açanlar. Allah belanızı versin!
Gıda maddelerine ve içeceklere sağlığa zararlı, kansere yol açan, hastalıklara sebep olan kimyevî maddeler koyanlar. Allah belanızı ve cezanızı versin!
İstanbulu 30 milyonluk çözümsüz bir dev kent, bir ucube haline getirenler. Allah belanızı versin!
Lanetli ribacılar. Allah belanızı versin!
Haram komisyon ve rüşvetlerle zenginleşenler. Allah belanızı versin!
Zinayı meşrulaştıranlar. Allah belanızı versin!
Bu ülkeyi ve halkı ayakta tutan İslamın içini boşaltmak isteyenler. Allah belanızı versin!
İğrenç müstehcen yayın yaparak gençliği ve halkı bozmaya, azdırmaya çalışan gazeteler ve tv’ler. Allah hepinizin belasını versin!
Bir çivi bile çakılması yasak olan sit alanlarını kaçak ve yarı kaçak binalarla dolduranlar. Allah belanızı versin!
Müslüman halkın bir kısmının zekatlarını Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı olarak toplayıp; gerçek fakirleri miskinleri mültecileri mahrum bırakan zekat uğruları. Allah belanızı versin!
Ülke tarımını öldüren, vaktiyle tahıl ambarı olup dışarıya buğday satan ülkemizi şimdi buğday ithal etme durumunda bırakanlar. Allah cezanızı versin!
Allah saklasın, büyük bir zelzele olduğunda, evleri yıkılacak, oturulmaz hale gelecek, fakat canlarını kurtarmış olacak milyonlarca vatandaşın barınabileceği, çadır kurabileceği yer bırakmayanlar. Allah belanızı versin!
Doğrudan doğruya ve dolaylı olarak, toplumun ünitesi olan aileyi yıkanlar, sarsanlar. Allah belanızı versin!
Din ve mukaddesat sömürüsü yapan, kutsalları alet ederek haram servetler elde eden, lüks ve israflı Firavun hayatı süren sahte ve münafık sofular. Allah belanızı versin!
Müslümanların birleşip tek bir Ümmet olmasını önlemek için her şeytanlığı yapan, Divide et Imperia’cılar. Allah belanızı versin.
Türkiye’yi parçalamak, Ukrayna’ya benzetmek isteyen Gezi darbecileri. Allah belanızı versin!
İç savaş kışkırtıcıları. Allah belanızı versin!
Şeriatsız ve fıkıhsız bir İslam türetip dinimizin içini boşaltmak isteyenler. Allah cezanızı versin!
(İkinci yazı)
Musibetlere Hazır Olsunlar
KÜLTÜRÜ, aklı, imkanı yeterli olan Müslüman ziyalıların özeleştiri yapmaları, halkı en uygun şekilde uyarmaları, aydınlatmaları gerekir. Yapmazlarsa sorumlu ve günahkar olurlar.
Bir Müslüman, Kur’ana Sünnete Şeriata aykırı bir kötülük görünce, buna mutlaka muhalefet etmelidir.
İdareciler bunu fiilen yapar.
Alimler söz ve yazı ile yapar.
Müslüman halk da kalben yapar.
Münkerlere karşı kalbinde muhalefet bulunmayan kimsenin Müslümanlığı şüphelidir. Yeterli hürriyet ve imkan olduğu halde, münkerlere, kötülüklere, azgınlıklara muhalif olmayan; tam aksine yağcılık ve yalakalık yapan, fıskı ve günahı alkışlayan kimse kesinlikle, iyi ve sâlih bir Müslüman değildir.
Dünya, yağcılık ve yalakalık yapan Müslümanlar yüzünden harap ve helak olacaktır.
Müslüman küfre ve nifaka razı olmaz.
Müslüman, kendisi haram yemez ve haram yiyenlere karşı olur.
Kendisi haram yemiyor ama haram yenmesine, haram yiyenlere (en az kalbinden) buğz etmiyor. Böylesi de suçludur, kabahatlidir.
Müslüman zina etmez, riba yemez… Edenlere, yiyenlere buğz eder.
Namaz kılan bir Müslüman, kılmayan Müslümanların durumuna üzülür.
İstanbulda, öteki büyük şehirlerde yaşayan bir Müslüman, azgınlıkların yaygın olmasından, büyük günahların küstahça açıkta ve açıkça işlenmesinden çok rahatsız olur. Olmuyorsa o Müslüman gafil bir Müslümandır.
İslamın temel kurallarından biri de şudur: Müslüman bir toplum emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını bilkülliye terk ve tatil ederse azaba uğrar ve helak olur.
Bendeniz İstanbul’da yaşıyorum ve durumu görüyorum. Bu şehir, feth edildiği 1453 tarihinden bu yana, bugünkü kadar korkunç ve dehşet verici bir azgınlık seli içinde kalmamıştı. Şehirde yaşayan dindarlar, nehy-i münker yaparak kötülükleri önlemeye çalışmazlarsa, şehrin başına gelecek musibetlerin enkazı altında kendileri de kalacaklardır.
Kur’an, “Namazı terk eden ve şehvetlerine uyan bir toplumu” kötülüyor. Bizim bugünkü kötü iki özelliğimiz:
Namazın büyük nispette terk edilmesi ve halkın büyük kısmının her türlü dünya şehvetlerine mübtelâ olmasıdır.
Müslümanlar tek bir Ümmet olsaydılar, bu Ümmetin teşkilatı ve kurumları olsaydı, Ümmetin başında râşid bir Halife bulunsaydı emr-i maruf ve nehy-i münker farzı yeteri kadar yapılabilecekti.
Binlerce minareden gürül gürül ezan okunuyormuş… Bu yeterli değildir. İlle de emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmalıdır.
Müslümanlar bu farz-ı kifâyeyi terk ve tâtil ederlerse, başlarına geleceklere hazır olsunlar.