TEOG ve Arapça Eğitimi
Yeni eğitim programı taslağı kamu oyuna sunuldu. Hükümetimiz Türkiye’de Arapçanın da en az İngilizce kadar önem verilmesi gereken bir dil olmasını istiyor. İmam hatiplerin ortaokul düzeyinde dahi açılması da Arapça dilinin öğrenilmesinde önemli bir katkı sağlıyor. Fakat TEOG sınavlarında, İngilizce var, Arapça yok. Durumda öğrenciler İngilizceye ağırlık vermek zorunda kalıyor, velilerde bu durum nedeniyle çocuklarına, Arapça yerine İngilizce alanında özel ders verilmesini talep ediyor. İngilizce kursu dershanesi ve İngilizce özel ders piyasası oluşuyor. Arapça, para harcanacak kadar önemli görülmüyor. Çünkü TOEG da sorulmuyor.
Öğrenciler, TEOG’da, İngilizce’nin yerine, Arapça dilinden de sınava girebilmelidir. İsteyen İngilizceden, isteyen Arapçadan, TEOG’da dil sınavına girebilmelidir. Böylece Arapça dershane ve özel ders piyasası oluşacaktır. Daha kaliteli bir Arapça eğitimi verilmesinin imkanları artacaktır. Özel piyasanın mutlaka Arapça eğitim alanına yönelmelisi sağlanmalıdır.
İnsanların büyük çoğunluğu işine yarayacak bilgileri öğrenmeyi tercih eder. Çocuklar ise hemen sonuçlarını göreceği bilgiyi öğrenmeyi tercih eder. Siz ilkokul çoğuna, 15 yıl sonra iyi bir işin olacak derseniz, derslerine konsantre olmasını sağlayamazsınız. Çünkü geleceği düşünmek soyut zekanın gelişmesine bağlıdır, çocuklar daha somut hedeflere yönelirler. Daha hazların tatminine yönelik düşünürler. Yıl sonunda alacağınız bir bisiklet, veya bir tablet daha iyi konsantre olmasını sağlar. Sınav notları da çocukların, derslerine konsantre olmasına yardımcı olur. TEOG da önemli bir başarı göstergesi, bu sınavda Arapça dil soruları olması, çocukların Arapça’ya olan ilgisini artırır.
İmam hatiplerin eğitim kalitesini artırma çabasında olan ÖNDER, bu konuda kamuoyu oluşturursa, sesimizin duyulacağını düşünüyorum.
Dil eğitiminde, soyuttan somuta bir eğitim olmasıdır. Bir çocuk ilk önce Türkçe’yi konuşur, sonra altı yaşında, okumayı öğrenir, sonra duyduklarını yazmayı öğrenir, en son gramer öğrenir. Oysaki Türkiye’de okullara başlar başlamaz, gramer ve okuma öğretiliyor. Konuşamadığı bir dilin gramerini ve okumasını öğrenmeye çalışıyor. En son hedef de, yabancı turistlerle konuşmak oluyor. Oysaki ilk hedef konuşmak, ikinci hedef okumak, üçüncü hedef duyduğunu yazmak, dördüncü hedef ise gramer bilgisine sahip olmak olmalı. Türkiye de nüfusun kaçta kaçı Türkçe’nin gramerini biliyor, veya not aldığında hatasız yazabiliyor. Ama aynı nüfus, gazete okuyabiliyor, film seyredebiliyor, internette sörf yapabiliyor. İşte amaç insanlarımıza, yabancı dilde; günlük konuşmayı öğretmek, film izlemesini sağlamak, internette sörf yapmasını sağlamak olmalıdır. Çünkü hemen işe yarayacak bilgiler öğrenir insan. Bence işe tersten gidiyoruz.
Ortak okulun birinci sınıflarını, yabancı dil hazırlık sınıfları yapmak istiyorlar, çok yerinde bir karar. Ancak yukarıda anlattığım gibi olmalıdır. Sadece yabancı dil de konuşma olmalı, yabancı dilde okuma ve yazma olmamalı, gramer bilgisi hiç mi hiç verilmemelidir. Ben okullarda toplam 10 yıl, yabancı dil dersi aldım, hep gramerle uğraştım. Ama yabancı dilde bir film bile seyredemedim. Bu asla bir başarı değildir. On yılım boşa gitti. Oysa 6 ayda, yabancı dilde bir film seyredilecek kadar konuşama pratiği verilebilirdi.
Diyebilirsiniz ki, çocuklar yabancı dil öğrenirken, öğrendiklerin nasıl not tutacaklar? Çok basit. Türkçe okunduğu gibi yazılan bir dildir. Yabancı dildeki konuşma metinlerini, Türkçe harflerle kayıt etsinler. Türkçe not alsınlar. Evet bazı şeylerin Türkçe harflerle kayıt etmek zordur, ama biraz farklı işaretler koyarak becerilebilir. Tıpkı Türkçe harflerle kuran surelerinin okunuşlarının yazıldığı gibi. Evet tam bir telaffuz olmaz ama hiç öğrenememelerinden iyidir. Telaffuzları da internette çizgi film seyrede, seyrede öğrenirler. Çocuklar kulaktan çabuk öğrenir. 6. Sınıftan itibaren konuştukları yabancı bir dili okumaya ve yazmaya (duyuyunca, dikte çalışması) başlarlar. Tıpkı ilkokul birinci sınıfta Türkçeyi okumaya ve yazmaya başladıkları gibi…
Haftaya bu konuyu, “dil öğrenme yönetimi üzerine denemeler,” başlığı ile ayrıntılı olarak yazacağım inşallah…