Telekom köylere hizmet veremiyor...
Biraz kafa dinlemek, ferahlamak için İstanbul’dan kaçtık. Bir köyden evi olan bir arsa aldık...
Gel gör ki köye ne internet bağlayabiliyorlar ne de mobil telefonlar doğru dürüst çalışıyor!..
Altyapı yok gibi bir şey…
Telekom’a müracaat ediyorsunuz, her seferinde “teknik bir problem nedeniyle kurulumunuz yapılamıyor” mesajı geliyor, müracaatınız iptal oluyordu...
Üç dört denemeden sonra “bu konuyu köşemde yazacağım, teknik probleminiz, sâbit telefon hatlarının adam gibi olmayışından bunu da öğrendim” dedim...
Ardından üç kez aradılar... Bizi adam yerine koymaya başladılar, hattâ genel merkez de aradı ve “bu sefer bağlantınız yapılacak, yarın müsait misiniz?” bile dediler... Sevindik ama yine sukut-ı hayâle uğradık...
Yine aynı “teknik bir problem nedeniyle kurulumunuz yapılamıyor” mesajı geldi telefonumuza ve bir daha kimsecikler de aramadı...
Telekom ne yapmaya çalışıyor? Yüz metre kablo döşeyecekler alt tarafı... Mevcut şebeke yenilecek yani... 3 km. ötemizdeki köyde her şey mükemmel ama bizim köyde yok!..
Araştırdım tamamen savsaklama başka bir şey değil... Onlar için bol müşteri yoksa iş de yok!.. Oysa bol müşteri ancak bir müşteri ile başlar... Yani bunlar kapitalist ama onu da beceremiyorlar...
Çaresiz Türkcell’in 15 GB’lık paketine geçtik ve mobil telefon üzerinden bilgisayara internet aktarıp yazılarımızı gönderebiliyoruz şimdilik…
Ve Allah’tan ki evimiz yüksek bir mevkide de 4,5 G olmasa da idare edecek kadar mobil hizmeti alabiliyoruz Turkcell’den...
Fakat tabi 100₺ karşılığında.. 2000₺ emekli maaşından başka geliri olmayan ve yazılarından beş kuruş almayan fakire ektstra masraf...
* * *
Cüppeli Ahmet (Ahmet Mahmut Ünlü) tenkidlere cevap vermiş... “Anlattıklarım tercüme idi” demiş...
Tatmin olmadım... Zira, bu yedikleri ilk halt değildi... Çünkü “YANMAZ KEFEN” türü sabıkaları da vardı...
Üstelik o “tamamen duygusal” kapitalist işler de “şifa âyetleri” meselesi kadar rahatsız ediciydi... Bunların ne dinde yeri var, ne izanda...
Akıllara sezâ şeyler bunlar... Gençleri deizme de ateizme de sürükler...
Uzuvlara şifa meselesini, “şeyine değil, tüm uzuvlara sürülebilir” der, Ertuğrul Özkök gibi Freud psikanalizini teyid eden tiplerin ağzını kapatırsınız belki...
Lâkin yanmaz, kabir azabı garantili kefen satmaya veya halkın cahili olduğu onca mühim dinî konu dururken “okunmuş suyu şeyine sür iktidarsız kalmazsın” türü beyinsizliklere yönelmeye devam ederseniz...
Bunları ne insanlara izah edebilir ne de ruz-i mahşerde hesabını verebilirsiniz...
Bunları Allah için söylüyor, yazıyoruz...
Hakiki din hizmeti, gerçek tarikat nasıl olur gösterin. Onca ilminizi neden zayi ediyor, pis heriflerin ağzına ve ayağa düşürüyorsunuz?
#HARBİDEN: Bu fakirin bütün yazıları Allah rızasına, milletimizin hayrına hizmet amacıyladır. Ne Telekom’u kendi menfaatim için dile getiriyorum, ne de başka konuları... Allah bilsin yeter... 16.04.2018