TEHLİKEYE KİLİTLENMEK
12 Eylül Darbesi öncesinde iç savaş ortamına nasıl sürüklenmiştik? Sağ sol çatışmaları organize edilmiş, siyasetçiler de onlara taraf olmamışlar mıydı? Ülke elden gidiyor, bir araya gelin artık uyarıları yapanlar vardı çok ama dinleyen tek siyasetçi oldu mu? Ne oldu sonuç? Darbenin ilk günü, Hürriyet’in başsayfasında bir karikatür: Vatandaş elindeki kına torbasını siyasetçilere uzatmış alın da münasip bir yerinize yakın diyordu. Niye? Tehlikeye kilitlenmemiş yangına körükle gitmişlerdi hep.
Bugünkü tehlike daha büyük. 40 yıldır organize edildiği artık net olarak ortaya çıkmış din maskeli ve ayrılıkçı terör, siyasetçilerin birbirlerini suçlama konusu oldu yine. Şehit cenazelerindeki protestolar, geçmişte çekilmiş fotoğraflar, terör elebaşılarının demeçleriyle siyasetçilerin söylemlerinin örtüştürülüp suçlama furyası başlatılması, mektubu okunan veya televizyonda konuşturululan terör örgütü elebaşlarıyla ilgili çekiştirmeler, hatta siyasetçi eşlerinin evlerde bir araya gelmesi bile rakibe oy kaybettirme duygusuyla suçlama veya savunma nedeni olabiliyor. Geçmişte izlediğimiz filmin yeni bir senaryosuna oyuncu yapılmak istenenilebileceğini hesaba katan yok yine(!)
Hainlik ve terör nifakını etkisizleştirmek için siyasî tartışmaların konusu yapmamak lazım. Bütün siyasetçilerin bu tehlikeye kilitenmesi şart! Özellikle Erbakan ocağının öğrencileri onun Suriye karışırsa anlayın ki hedef Türkiye sözünü hatırlamaları ve gereğini yapmaları lazım. Yıllardır devlete sızan cemaatin, Erbakan’a yaşattığı 28 Şubat süreci unutuldu mu? Müslüm Günüz, Fadime Şahin, Ali Kalkancı oyuncuları hangi senaryoda rol almışlardı? Müslüm Gündüz yine sahnedeymiş, Kemal’den sonra en büyük din düşmanı sensin demiş İç İşleri Bakanına, Arap tabelaları kalıdırıyor diye.
Demek ki Millî Görüşçü Erbakan, islam dünyası için tehlikeyi çok önceden görmüş. Millî kalkınmayla gerçek islam ahlak ve faziletini müslümanlara kazandırıp siyonist güdümündeki dünya süper gücü ABD karşısında ezilmemekti davası. Panislamizm ideolojisiyle Mevlana’sı, Yunus’u olmayan Ortadoğu bataklığına liderlik derdi falan da yoktu. Esat’a halkınıTürkiye’ ye kaçırtacaklar, orada otorite boşluğu yaratıp içeride büyütemedikleri terör örgütünün köklerini daha geniş bir coğrafyaya yayacak dal budak sardıracaklardı. Bunu görmüştü Hoca. Bakanın ekranda gazetecilere 5 bin Suriyeli kimlikle ülkemize terör pompalanmak isteniyor sözü bunu doğrular nitelikte değil mi?
Tehlikeye kilitlenme zamanı geçmesin aman! İktidar da MHP de beka sorunu diye rakiplerini özellikle de anamuhalefeti terör destekçiliğiyle suçlamaktan vazgeçmeli. Emperyalizmin tam da istediği bu çünkü. Oy artıracağım diye kurulan terör tezgahının içinde kutuplaşma yaratıcı tartışmalarla debelenen aydın ve siyasetçi durumuna düşmek büyük tehlike. Bu filmi izlemedik mi?
Vatanı ve halkı kurtarma adına çatışmaya sürüklenen gençlerimiz için bir sağdan bir soldan astık diyebilecek kadar sorumsuz darbeci sözleri dinlemiştik. ABD’nin darbe sonrası bizim çocuklar dediklerine çizdikleri rota neydi? Siyonist güdümlü uydu devlet kurdurabilmek için 1984’te başlatılan ayrılıkçı teröre zemin hazırlattırmak değil miydi? Niçin yapıldı cezaevlerinde işkence, zulüm ve güneydoğu halkında infial uyandıracak ötekileştirici icraatlar? Bugün ayan beyan ortaya çıkmadı mı? Emperyalizmin kargaşa-çatışmla üretme planını hâlâ mı anlamıyoruz da hocası, yazarı, siyasetçisi ekranlarda demokrasi adına birbirimizi suçluyoruz? İbretle izliyorum tartışma programlarını:
Karşıt görüşlü tipler özellikle seçilmiş münazara yapar gibi birbirinin iddialarını çürütmeye çalışıyor. Fikirler hep kalıp! Halk ne diyor kardeşim? STK’lar aracılığıyla halkın nabzını tuttunuz mu? Gerçek aydın, yazar belli bir siyasî formatın körtarafı değil, kamu vicdanının tarafı olmalı. Halk diyor ki terörün tabanı var ki görevden aldıklarınız yörede yine seçiliyor. Bu tabanı ortadan kaldırma yeri Meclistir. Toplanın 600 vekil, sorun o tabanın seçtiklerine: Kardeşlikten söz ediyorsunuz da siyonist güdümlü ABD yardımıyla terör örgütü uydusu niye oluyorsunuz?
Konuşsunlar, çıksın niyetler ortaya. Niyetleri millete sunulsun, millet ne derse o! Bunu da tüm dünya duysun. Bitiremezlerse terörü, onlar dışındaki tüm siyasetçiler el ele demokrasi için birleşsin. Güç doğmaz mı birlikten? Emperyalizmin kargaşa-çatışma tuzağı ortada, düşmemek için akrebi saran ateş çemberi gibi saralım onu tehlikeye kilitlenelim.