Bir millet cahil kalınca, kendi değerlerini unutur. Düşmanının kültürünü öğrenir, hatta sever. Türk milleti de 200 senedir, kendi kültür ve inancından uzaklaştırıldı.
Bir millet cahil kalınca, kendi değerlerini unutur.
Düşmanının kültürünü öğrenir, hatta sever.
Türk milleti de 200 senedir, kendi kültür ve inancından uzaklaştırıldı.
Düşmanı olan Hıristiyan Batılının karşısında ezildi.
Onun kültürü ve inancına heves eder oldu.
***
1826 da Mora, Trileçe de bir haftada 30 bin Türkü katlettiler.
Özi kalesinde bir günde 25 bin Türkü katlettiler.
Balkan savaşında 5 milyon Türk yerinden yurdundan kovuldu.
Milyonlarca Türk şehit edildi.
Birinci dünya savaşında 3 milyon Türkü yok ettiler.
Tabii ki Batılıların dünyada 100 milyonlarca insanı yok ettiklerini saymıyorum.
***
Türkiye'de yetiştirilmiş, Batı düşüncesi ile mankurtlaştırılmış,
Köle ruhlu öyle gruplar meydana getirildi ki;
Türk milletinin ruhuna işlemiş, ruhunu yüceltmiş hayat damarı haline gelmiş,
Sadece insanların nefsini terbiye edip, daha kamil insan olan,
Tasavvuf ehlini bile horlayan güruhlar oluşmuştur.
Türk milleti için esef verici bir durumdur.
***
Cumhuriyet döneminde, tekkeler, zaviyeler kapatılınca,
Binlerce yıldır. Türk milletine rehberlik etmiş,
Selçuklu ve Osmanlının dünya hakimiyetine önder olmuş,
Sarı Saltuklar, Ahi Evranlar, Hacı Bektaşı veliler, Mevlanalar,
Şeyh Edebaliler, Molla Hüsrevler, Akşemseddinler
Ayvaz dedeler, Cihan devletlerimizin rehberi olmuşlardır.
***
Sadece büyük veli Ayvaz Dede, Fatih tarafından,
Akşehir'den Saray Bosna'ya gönderildiğinde,
Halkın kalbini kazanıp evliya olduğu anlaşıldı.
Bogomiller, kuralıktan sefalete düştü. Kuruyan nehrin akması için yalvardılar.
O da Allah'a yalvarıp, kuruyan suyu kapatan kayayı duası ile ikiye yardı.
Tekrar nehir akmaya başlayınca, bölge kuraklıktan kurtuldu.
Bu manevi olayı gören bütün Boşnaklar Müslüman oldu.
Bunu Batılı ne bilsin? Kapalı kalbi nasıl inansın?
Batının ruhen kölesi olmuş ahmaklar nasıl anlasın?
***
Normal, İslam hayatı yaşayan, herkes üstündür.
Haramdan sakınır. Allah'ın emrini tutar.
Ama tasavvuf ehli daha da üstündür.
Çünkü O bir İstanbul efendisidir.
Alan değil, veren eldir.
***
İşte Mahmut efendi, Cumhuriyet döneminin en büyük şeyhlerindendir.
On binlerce hafız, on binlerce mürit yetiştirdi.
En büyük zulümlere baş kaldırarak…
Normal Müslüman kıyafeti olan sarık ve cübbeyi bütün sevenlerine giydirdi.
O'na ne mutlu ki, herkes onu sevdi.
O dünyadan ayrılırken, Milyonlarca insan onu uğurladı.
Allah rahmet eylesin, Mekanı cennet olsun.
Sevgili Peygamberimize(sav) yoldaş olsun.