Stratejik Karar Alma
Hayatımızı şekillendiren en önemli hususlardan biri hiç şüphesiz ki kararlarımızdır. Bu sebeple verilen kararların doğru, isabetli ve kaliteli olması son derece önemlidir. Çünkü geçmişte verdiğimiz kararlar şu andaki “biz”i, bugün ve bundan sonra vereceğimiz kararlar ise gelecekteki “biz”i oluşturacaktır. Kurumlar, şirketler, hatta devletler için de durum farklı değildir. Bunların da geçmişte aldıkları kararlar, onları halihazırda bulundukları yere getirdi. Bundan sonra alacakları kararlar ise, gelecekte var olup olmayacaklarını, var olacaklarsa hangi güç ve kapasitede şekil alacaklarını; tek bir kelimeyle ifade etmek gerekirse “beka” larını belirleyecektir.
Birey ve organizasyonlar için en kötü durumun “kararsızlık” olduğunu öncelikle vurgulamak gerekir. Bu hem zaman, hem de enerji kaybettirir; bazen çok büyük sorunlarla karşılaşmaya da yol açabilir. Bununla birlikte farkında olsak da olmasak da her gün yüzlerce karar alırız. Bunlardan bazıları çok düşünmeden alınan rutin kararlardır. Evden kaçta çıkacağız, ne giyeceğiz, hangi vasıtayla nereye gideceğiz ya da öğle yemeğinde ne yiyeceğiz gibi... Bunlar üzerinde, belki uzun uzun düşünmez ve çabucak karar verebiliriz.
Ancak kendimizin ya da çocuğumuzun kariyer planı; başında bulunduğumuz takımın, şirketin veya kurumun uzak geleceği ile ilgili kararlar ise, düşünmeden “hadi şöyle olsun” diyebileceğimiz türden değildir. Bu tür kararları, iyi bir bilgi toplama süreci ve analizi yapmadan; gelecekle ilgili ciddi bir öngörü oluşturmadan, zaman planı çerçevesinde yol haritası belirlemeden veremeyiz.
Aksi takdirde kararlarımız, yanlış ya da bize zarar veren bir niteliğe bürünebilir. En iyi ihtimali düşündüğümüzde bile, Anadolu tabiriyle “bir arpa boyu yol” alamadığımızı, yaşayarak öğrenmek durumunda kalabiliriz. Bu yüzden geleceğe matuf kararların, gelişi güzel değil de stratejik kararlardan oluşması büyük önem arz eder. Lakin her kararın da stratejik karar olmadığını bilmek zorundayız.
Bir kararın “stratejik karar” niteliğini kazanabilmesi için, öncelikle “stratejik bakış” açısını, “stratejik yaklaşım” tarzını ve “stratejik düşünce” yi ihtiva ediyor olması gerekir. Mevcut durumun iyi kavranması, kendimizin ya da içinde bulunduğumuz organizasyonun güçlü ve zayıf yönleri ile dış tehdit ve fırsatların çok iyi tahlil edilmesi lüzum eder. Alınacak kararlar, güç ve fırsatları kullanarak, zaafların ortadan kaldırılmasını ve tehditlerin bertaraf edilmesini sağlamalıdır. Çünkü karar verme bir dönüm noktasıdır ve bu aşamadan sonra, nihai adım olan uygulama aşamasına geçilecektir. Eğer stratejik karar alamadıysanız, icraata geçtikten sonra siz veya başında bulunduğunuz teşkilat, para, zaman ve irtifa kaybedecek demektir. Hatta çok geç olmadan yanlıştan dönülemez ve yine stratejik kararlar alınamazsa, yok oluşa doğru gidiş kaçınılmaz olabilir.
Öte yandan, stratejik karar süreçlerinde çok aceleci davranmaktan kaçınılmalıdır. Aksi takdirde karar süreçlerinin tam olarak işletilmesine imkan kalmaz ve kararlarımız, stratejik karar olmaktan çıkar. Misal tahkikat aşamasında aceleci davranıldığında, doğru bir stratejik öngörü oluşturulamaz ise belirlenecek stratejiler bizi yarı yolda bırakabilir. O yüzden atalarımız “acele giden, ecele gider” demiştir. Bu meyanda karar aşamalarının her birine yeteri kadar süre ayrılması ve emin olunduğunda bir sonraki aşamaya geçilmesi önem arz eder.
Güzel bir çay keyfi yapabilmek için, çayın demlenme sürecinden geçmesi gerekir. Bununla birlikte tam kıvam için ne kadar süre bekleneceğine de dikkat edilmelidir. Gereğinden az bekletilirse çiğ, çok bekletilirse bayat olacaktır. Kararlarımızın da her durumun dikkate alındığından emin olduğumuz “demlenme” sürecinden geçmesi, bizi yanlış karar almaktan koruyabilir. Beri yandan aceleci davranmak ne kadar tehlikeli ise geç kalmak; diğer bir ifadeyle “bayat” karar da o kadar tehlikelidir. Çünkü iyi bir strateji için kural, ihtiyacın tam zamanında karşılanabilmesidir. Ne vaktinden önce, ne de vaktinden sonra…
Stratejik karar almada en önemli hususlardan biri “önceliklendirme” dir. Önümüzde birçok, hatta sınırsız seçenek olabilir. Bunların hepsini birden yapmaya kalkışmak, hiç birini yerine getirememekle sonuçlanabilir. Çünkü zaman, para, personel ve diğer imkanlar sınırsız değildir. O halde yapılması gereken sayısız hedef arasından, amacınızı mükemmel şekilde gerçekleştirecek; en etkin, en ekonomik ve en verimli hedefi seçmek olacaktır.
Birden fazla hedef belirlenecekse, bunlar arasından hangisinin daha önce, hangisinin daha sonra ya da eş zamanlı gerçekleştirileceği hususlarına, stratejik düşünce ile karar verilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifade ile önceliklerine ve uygulama sırasına karar verilmeli ve bu yapılırken de her daim imkanlar, zaaflar, tehdit ve fırsatlar göz önünde tutulmalıdır. Hülasa verdiğimiz kararlara yeterli hassasiyeti ve dikkati göstermek, iş ve sosyal hayattaki başarımıza doğrudan katkı sağlayacaktır.