Astrologları takip eden ve söylediklerinin doğru olduğunu düşünen insanların çoğunun, dünyanın olduğundan çok daha kötü bir yer olduğuna inanan, sürekli olarak kaygılı, güven problemi yaşayan, gelecekten endişe duyan, depresif duygu durumuna sahip kişiler olduklarını görebilirsiniz. Öyle bir raddeye gelmişler ki sabah uyanır uyanmaz, astrologların görüşlerini dinlemeden adım atamıyorlar. Önemli karar vermeden önce bu kişilerin yorumlarını dinliyorlar. Bunun sebebi, inanç ve duygunun denk frekansta olduğu anda madde ya da olay olarak hayatımıza yansıyor olmasıdır.
Astroloji hesapların büyük çoğunluğu, kolektif enerjiyi yönlendirerek ve bireysel inançlarınız ve duygularınız üzerinden sizi etkiliyorlar. Siz paylaşılanların birçoğuna inanarak gerçek olmasına sebep oluyorsunuz. Örneğin;
Siz astroloji yorumlarında duyduğunuz bilgilere tam manasıyla inandığınızda duygularınız, o olay olmuş gibi şekillenmeye başlayacaktır. Burcunuzun bu sene içerisinde bir iflas riskiyle karşı karşıya olduğunu söylendiğinde, işinizle ilgili yaşadığınız basit bir sorunu, işinizi kaybetme yolunda bir adım olarak görebilirsiniz. Bu da duygularınızın, iflası çekmesine yol açabilmektedir. Zira duygu, düşünceler ve sözler, aynı titreşimi paylaştığında oluşum başlar.
Kolektif şuur vasıtasıyla dünyayı tamamen değiştirebiliriz. Bu öyle büyük bir güçtür. Eylemlerimizin, sözlerimizin, düşüncelerimizin ve inançlarımızın bütünü etkilediğini unutmayın. Tek bir yönelim ile sadece kendi hayatınıza değil çevrenizden başlayarak bütüne etki ediyorsunuz. Tek bir sözünüzü veya eyleminizi, suya atılan bir taş gibi düşünün. O taş, suyun üzerinde giderek genişleyen dalgalar yaratır. İşte aynı şekilde, siz de kendinizden başlayarak tüm sözleriniz ve eylemlerinizle hayata etki ediyorsunuz.
Bu gücünüzü, iyiye ve güzele kullanın. Başkalarının fikirleriyle değil gerçek ilim ve bilim ile hayatınızı güzelleştirin. Peşinden sorgulamadan gittiğiniz astrologlar, uyanışınıza değil daha derin uyumanıza yol açıyorlar.
Son günlerde gezegenlerin kavuşumları sebep gösterilerek olağanüstü bir sürece geçiş yaptığımızı, büyük ve şaşırtıcı değişimlere şahit olacağımızı söylüyorlar. Bunu söylemek için astrolog olmaya gerek yok. Dünya dönüşüm içerisinde ve zaten tüm kartlar yeniden dağıtılıyor. Tüm dengeler değişecek ve özellikle Türkiye için mükemmel bir sürece geçiş yapacağız. Astrolog değilim ancak bunu sabaha kadar anlatabilirim. Hatta Kur’an ve hadisler zaten bu süreci de anlatıyor. Yani kâhin olmaya gerek yok, doğru okumayı bilen insanlar bunu biliyor. Hayatı, insanları, olayları, kitapları düzgün okuyanlar gelecekle ilgili tahminini kendisi yapabilir.
Bir de algıda seçicilik durumu var. Bir astrolog çıkıyor, yakın bir zamanda bir patlama olabilir, uçak kazası olabilir, bir afet gerçekleşebilir diyor. Bunlar dünyanın mevcut haline bakılırsa her an olabilecek şeyler. Dolayısıyla siz haberlere baktığınızda, herhangi bir ülkede bu olayın yaşandığını gördüğünüz anda o astrolog söylemişti diyorsunuz. Eğer o astrologdan bunu duymamış olsaydınız, mevcut olay sizi o denli etkilemeyecekti çünkü normal olduğunu bilecektiniz. Diğer türlü, farkında olmadan ilahlar ediniyorsunuz ve kaygı sahibi oluyorsunuz.
Kimi de soruyor, “Peki, tüm astrologlar aynı şeyleri nasıl söyleyebiliyor?”
Aynı kaynaktan besleniyorlar çünkü. Farklı ülkelerdeki modern kahinlerin paylaşımlarını Türkçe’ye çevirip kendi analizleriymiş gibi yayınlayan çok fazla astroloji hesabı var. Yöntem o kadar basit ki işsiz ve vasıfsız herkes bu yolu seçiyor, kimin uzman kimin ise kopyacı olduğunu anlayamıyorsunuz. Yüzlerce astrolog, ortaya binlerce fikir atıyor. Takipte kalıp inandığınız sürece negatif koşullanmalara ve yanlış yönelimlere kapılıp gidiyorsunuz.
Son dönemlerde İslami astrologlar türedi. Muhyiddin İbn-i Arabi’nin adını kullanarak paylaşımlarının sahih olduğunu iddia ediyorlar. Yahu Arabi kim sen kimsin? Bizden olmayan bizi anlayamaz diyen bir alimdi o. Kim onun gibi olabilir de yıldızların işaret ettiği geleceği görebilir?
Yıldızlara bakarak gelecekten haber vermek suretiyle insanları tesir altına almak büyük bir vebaldir. Allah, Bakara Suresi’nde kahinlerin şeytanın elçileri olduğundan bahseder (38. Ayeti açıklarken Peygamber bu sözleri söylemiştir /Taberani, Mu’cem’ul Kebir, 11018).
Gaybın anahtarı Allah’ın elindedir. Bilenler bile alenen bu bilgileri ortalığa saçmazlar. Yine bir hadisinde Peygamber (sav) şöyle buyurur:
″Kim bir kâhine gider de onun söylediklerini tasdik ederse, Muhammed Sallallâhu aleyhi ve sellem’e indirilmiş olana küfretmiş olur″
Bu hadisten yola çıkarak düşünüldüğünde, gelecekten haber veren sözde kahinlerin ortaya attıkları kehanetlere, tahminlere inanarak yaşamak, Müslümanlıkla örtüşen bir şey değildir. Dolayısıyla İslam, Allah’ın kudretini devre dışı bırakacak her türlü anlayışı reddetmektedir.
Elbette kâinatta her şey sebeplere bağlı olarak gerçekleşir ve ilerler. İslam’ın astrolojiye, kahinlere ve türevlerine inanmayı yasaklaması, insanı korumak içindir. Zira insan, saf bir duygu ile inandığı her şeyi hayatında tezahür ettirebilecek bir özelliğe sahiptir. Allah’ın bu yasağının sebebi, insanın, yanlış bir yönlendirme ile özgür iradesinin etkilenmesine, doğru bir karar verecekken hatalı seçime yönlendirilmesine ve hayatının kısıtlanmasına mâni olmaya çalışmaktır.
Astronomiyi, astroloji ile karıştırmamak gerekir. Astrolojinin eski dildeki karşılığı müneccimliktir. Müneccimler, yıldızlara ve gezegenlere bakarak geleceğe dair tahminlerde bulunurlardı.
İşin en tuhaf yanı da gaybdan haber veren astrologların bir de İslami paylaşımlar yapıyor olması. Konuya burçlar çerçevesinde bakacak olursak, elbette burçlar insanın karakterine etki eder. Bu müfessirler tarafından da teyit edilmiş bir bilgidir. İnsanın doğduğu ve yaşadığı coğrafya, iklim kadar burcunun da mizacına etkisi büyüktür. Fakat insanların tamamını 12 burca ayırıp hepsini aynı karakterdeymiş gibi genellemek kesinlikle doğru değildir. Zira insanın zayıf yönleri, geliştirilebilir, ahlakı güzelleşebilir ya da kötüleşebilir. İnsana etki eden bir şeyi değişmez bir doğruymuş gibi lanse etmek yanlıştır. Aynı anne babadan, aynı coğrafyada, aynı tarihte doğan çift yumurta ikizlerinin karakteri bile birebir aynı değildir. Burçların, insan üzerindeki etkisinin çok sınırlı olduğu kesindir.
Gökyüzündeki gezegenlerin hareketleri insanın hayatını bazı noktalarda etkiler. Bu sebeple geleneksel tıpta ayın hareketlerine göre uygulanan tedaviler vardır. Fakat insanların göz ardı ettiği mesele şu; gök cisimleri, insanların fiillerini kesinlikle etkilemez.
Peygamberimizin oğlu İbrahim vefat ettiğinde güneş tutulması gerçekleşmişti. O sırada bazı kimseler ‘Güneş, İbrahim’in ölümü sebebiyle tutuldu’ dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz, şu sözlerle bu hurafeyi reddetti: “Güneş ve Ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar, hiç kimsenin ölümü ya da hayatı için tutulmazlar.”
Dolayısıyla yıldızlara göre hayatımızı şekillendirmek büyük bir hatadır. İnsanların çoğu astrologlar yüzünden önemli planlarını yıldızların hareketlerine göre planlıyorlar. Eşlerini bile ahlakına göre değil burçlarına göre seçiyorlar. Yıldızlar ve burçlar bize evlilik zamanımızı söyleyemez, ne zaman evlenmek istersek isteyelim eş seçimi yanlış ise zamanlamanın bir manası olmayacaktır.
Hayatın derin anlamını yakalamak için astroloji uygun bir yöntem değildir. İnsan, aklıyla hareket edip duygularını kontrol altına almayı öğrendiğinde her mevsim çiçek açmaya uygun bir varlıktır. Başkalarının öngörüleri ile çiçeklerinizin açma zamanını ertelemeyin, tohumlarınızı çürütmeyin.