Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, Dünya Gazetesi’nde kaleme aldığı köşe yazısında, 2025 yılının sabit gelirliler için "kâbus yılı" olacağını vurguladı. Erdursun, TÜİK enflasyon oranlarına göre yapılacak zamların, açlık ve yoksulluk sınırındaki artış karşısında yetersiz kalacağını ifade etti.

Erdursun, TÜİK verilerine göre memur ve memur emeklilerine %12, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine ise %17 oranında zam yapılacağını, asgari ücretin ise 22 bin TL bandında olması beklendiğini belirtti. Ancak bu artışların, açlık ve yoksulluk sınırlarının altında kalan milyonlarca sabit gelirlinin bireysel ekonomik krizini daha da derinleştireceğini söyledi.

"YÜZDE 70'İ AÇLIK SINIRININ ALTINDA"

Asgari Ucret Aclik Sinirinin Aaltında

Erdursun, Türkiye’de 4/A SSK kapsamında çalışan 19 milyon kişinin %70’inin açlık sınırının altında maaş aldığını ifade ederek, "Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir ortamda, Türk-İş verilerine göre Kasım 2024 açlık sınırı 20 bin 562 TL. Bu durum, ücretlerin satın alım gücünün hızla eridiğini ortaya koyuyor," dedi. Ayrıca, 16 milyon emeklinin %70’inin de açlık sınırının altında maaş aldığına dikkat çekti.

"2025 DAHA DERİN BİR EKONOMİK KRİZ GETİRECEK"

Erdursun, 2025 yılında sabit gelirli milyonlarca kişinin ekonomik krizi daha derin hissedeceğini belirterek, "Açlık sınırının altında gelirle yaşam mücadelesi veren bireyler, temel ihtiyaçlarını karşılamakta daha da zorlanacak," ifadelerini kullandı. Sabit gelirliler için sadece oransal artışların yeterli olmadığını vurgulayan Erdursun, seyyanen zam veya intibak düzenlemesinin zorunlu hale geldiğini belirtti.

alım gücü 2025'te dahaa da düşecek

"EKONOMİK DENGELER ETKİLENECEK"

Yazısında, sabit gelirli bireylerin alım gücündeki düşüşün Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çeken Erdursun, "Konut ve gıda fiyatlarında oluşabilecek değişimler, üretim ve tüketim zincirini doğrudan etkileyecek," değerlendirmesinde bulundu.

Erdursun, asgari ücret artışı ve diğer maaş düzenlemelerinin bireysel ekonomik krizi hafifletmek için yeterli olmadığını belirterek, yapısal çözümlere ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Kaynak: Haber Merkezi