Şeref, rant’a yenik düşecek mi?
Elazığ, misafirperverliği, dostluğu, insana güven veren sıcaklığı, vefası, kadirşinaslığı ile tanıyanlara, görenlere “eyvallah!”, dedirten şehir…
Elazığ, sözünün eri, mert, dertliye deva, zalime sert, konuksever cömert insanların membaı…
Elazığ, vatanını, milletini, bayrağını, dinini, devletini sevenlerin diyarı…
Elazığ, kırk yılı aşkın bir süredir güzelim ülkemizi maddi manevi yıpratan terör belasına dik duruşu ile geçit vermeyen Gakgoların otağı…
Ve tarih 18 Ağustos 2016…
Elazığ’ın yukarıda sıraladığımız özelliklerine; vatanperverliğine, dik duruşuna, devlet ve millet sevgisine bir büyük darbe indirmek için harekete geçen insan kılıklı, kalbi ve kafası öldürmeye, yok etmeye programlı; dinsiz, imansız, vicdansız caniler; insanlıktan, İslam’dan nasip alamamış teröristler bir büyük eylemle Doğu’da teröre geçit vermeyen bu güzide İl’e bir saldırı düzenliyorlar…
Elazığ Emniyet Müdürlüğüne, adeta Elazığ’ın kalbine düzenlenen bu hain saldırıda üç vatan evladı polisimiz şehit oluyor, onlarca polisimiz yaralanıyor bir kilometre çapında bir alanın etkilendiği bu bombalı saldırıda emniyet müdürlüğü binasının bir kısmı yıkılıyor, bina kullanılamaz hale geliyor.
Bu hain, sinsi saldırı ile Elazığ’ın imajına darbe vurulmaya çalışılıyor tabirimi hoşgörün “ karizması çizilmeye” çalışılıyor.
Planlı ve sinsi bu saldırı ile zihinlerdeki Elazığ algısına bir büyük darbe vurulmak isteniyor; ama o gün, saldırının olduğu gün, Elazığlılar biraz daha kenetleniyorlar biri birlerine… “Bu diyar, emperyalist uşaklarına geçit vermez”, diyorlar.
Aradan iki koca yıl geçiyor…
Duruşu ile teröre geçit vermeyen Elazığ, “rant”a yenik düşüyor.
Şehitlerinin kanlarının izlerinin henüz kaybolmadığı… Enkazı kaldırılsa da Elazığ Emniyet Müdürlüğü binasının hayallerdeki izlerinin silinmediği o alan Elazığ tarihine, şehitlerin aziz ruhlarına, Elazığ’ın vatanseverliğine ve terör karşısında sergilediği dik duruşuna uygun olarak “MİLLİ BİRLİK PARKI” yapılması gerekirken “RANT” getirecek diye TOKİ’ye peşkeş çekiliyor. Şimdi satılığa çıkartılan, üç fidanımızın kanlarının kurumadığı, onlarca polisimizin yaralandığı bu yerde binalar yükselecekmiş.
Bu; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Terör örgütü Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizden ülkemizin batısına ve kuzeyine geçiş yapamamışsa, bunda Elazığ’ın çok büyük payı vardır, çünkü burası coğrafi olarak tam bir kilit noktasıdır. Elazığ’ı geçmeden ne kuzeye, ne batıya gidemezsiniz. Sizler adeta bir set olup terör urunun ülkemize yayılmasını engellediniz, sağ olun, var olun!” ,diye övdüğü; tarihin izzet abidesi Elazığ’a, Elazığlılara hakarettir.
Bu; orada can veren şehit polislerimizin ruhlarına hakarettir.
Bu; akıla, vicdana, izana hakarettir.
Bu; tarihe, vatana, bayrağa, dine, devlete hakarettir.
Hayır, hayır! Biz, Elazığlılar olarak bu zilleti hak etmedik. Kabul etmiyoruz.
İlgililer,
Yetkililer,
Şehitlerin aziz ruhları üzerinden oy devşirmeye çalışanlar,
Milli, manevi konularda konuştukları zaman mangalda kül bırakmayanlar,
Sizlere sesleniyorum.
Lütfen, duruşu ile bölücü terör örgütünün kâbusu olan bu güzide şehre, bu kötülüğü yapmayın! “Rant” uğruna Elazığ’ın haysiyeti, şerefi, namus bildiği mukaddesleri ile oynamayın!
Şimdi bana haklı olarak bu konuda en hassas olması gereken kurumlara yani STK’lara niçin seslenmiyorsun diyenlerin olacak. Doğru, STK’lar bir şehrin dertleri ile hemhal olması gereken, o dertleri vatandaş adına en yüksek perdeden dillendiren kuruluşlardır. Gelin görün ki Elazığ’ımızda milli hassasiyetlerimize sahip çıkan önemli bazı STK’nın dışında kalanlara Sivil Toplum Kuruluşu demek yanlış olur. Onlar olsa olsa Sivil İtaaat Kuruluşu yahut Sivil Biat Komisyonlarıdır. Rant çevrelerinin emrinde, onun ağzına bakan ve o doğrultuda hareket eden bu sözde kuruluşlardan Elazığ adına, Elazığ’ımızın şerefi, haysiyeti, teröre belasına geçit vermeyişi ve dik duruşu adına bir şeyler beklemek beyhudedir.
Ben, Elazığ halkının şeref ve haysiyetini ayaklar altına alacak böylesi bir oldubittiye dur diyeceğine inanıyorum. “Görelim Mevla’m neyler…” Gelişmeleri yazacağım.