Günümüzdeki iletişim uygulamalarında geçmişin izlerini görmeye başladık. Yazı, alfabeden bilgi setine doğru dönüşerek yeni bir form kazanıyor.
Antik Mısır'ın hiyeroglifleri ve Mezopotamya'nın çivi yazısı gibi eski yazı sistemleri, bugünün dünyasında emoji, ikon, gif ve videolar olarak yeniden hayat buluyor. Bu semboller duyguları, eylemleri ve nesneleri ifade etmek için kullanılıyor. Ve eski dönemlerde olduğu gibi, iletişime görsel bir boyut kazandırıyor.
Antik çağın resim ve sembolleri sosyal yaşamdan, ticari, hukuki ve dini metinlere kadar geniş bir sahada kullanılmış. Bugün ise, bir kalp emojisiyle sevgiyi, gülen yüzle mutluluğu anlatabiliyoruz.
Her iki dönemde benzerliğinden bahsettiğimiz bu yazı setlerini, kullanıcıların farklı alanlarda deneyimlediğini, yazıya bakış açılarının birbiriyle benzer olmadığını da anlıyoruz. Resim ve sembollerle anlatımın eski örnekleri oldukça ciddi metinler içerirken; günümüz ikon, emoji, gif gibi sembolleri daha duygusal, mizah ve eğlence içeriyor. Medeniyetimiz, henüz sosyal medya toplumu olma yolunda ve bu yeni yazı deneyiminin ergen dönemlerini yaşıyor.
Bu emareler, içinde bulunduğumuz dönüşüm sürecinin de henüz başlangıcında olduğumuz hissini veriyor. Buradan, antik dönemlerin iletişim biçimlerinin güncelliğini koruduğunu, insan zihninin, gereksinim duyduğunda modern dünyada bile nasıl devinim kazandığını keşfediyoruz.
Yazının Lojistik Dönüşümü:
Tabi, küreselleşme ile birlikte iletişimi sadece sembolik bir dizi ifade seti şeklinde de görmemek lazım. Nitekim; iletişimin lojistik bir güce dönüşmekte olduğu, çok uzak olmayan bir gelecekte daha iyi anlaşılacaktır.
Yazı; internet ve dijital teknolojiler üzerinden bilginin hızlı ve verimli kullanımı konusunda lojistik bir araç oldu. E-postalar, mesajlaşma uygulamaları ve sosyal medya, modern iletişimin temellerini oluşturuyor. Öte yandan siber uzayın istihbarat, finans ve e-ticaret güvenliği de yazının lojistiğini temsil ediyor.
Ayrıca; yazının iletilme hızı, saklanması, yedeklenmesi ve yönetilmesi önemli bir güç unsuru oldu. Yazınsal iletişimin sahip olduğu bu güç, eski yazı sistemlerinin statik ve yerel doğasından koparak günümüzdeki dönüşümüne yelken açmıştır.
Bu dönüşüm, yazı ve iletişimin sadece bir sanat olmadığını, aynı zamanda bir bilim ve mühendislik alanı olduğunu gösteriyor. Belki; sembolik iletişimin sanatsal boyutunu kullanma anlayışına henüz ulaşamamış olabiliriz. Ancak; bilim ve mühendislikle ilgili ciddi çalışmaların olduğunu görüyoruz.
Günümüz dünyasında emoji, ikon, gif ve videolar geçmişin sembolik iletişimini bugüne taşırken, yazı da lojistik bir sürece dönüşerek, iletişimde yepyeni bir çağı başlatıyor.
Gelecekte, bu trendin devam etmesiyle, iletişim teknolojilerinin daha da geliştiğini söyleyebiliriz.
Sosyal mecraların ve dijital platformların, topyekun “medya” başlığı altında “anonim bir dil” (disiplin) oluşturması da olası görünüyor. Bu ihtimal, süreci olgunlaştırıcı bir niteliğe büründürecek, belki daha komplike bir yazı ve/veya iletişim setleri ortaya çıkaracaktır.