Şehzadeler Diyarı Amasya…

Abone Ol

“Benim şehrim, içinden Yeşilırmak (İris) nehrinin aktığı geniş bir vadidekurulmuştur.’’ Amasya’da doğan ve orada vefat eden, antik dünya hakkındaki coğrafya kitabı ile tanınan, dünyanın ilk coğrafyacısı Strabon, sözlerine böyle
başlıyor.

17.yüzyılın ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin Amasya ile ilgili bölümünde “Amasya Kal’ası çok yüksektir. Yüksek bir tepe üzerindeki duvarları, kuleleri, burçları her zaman bulutlar içinde kaybolmuş görünür.” diyor.



Amasya doğal güzellikleri, tarihi dokusu, aşkın sembolü Ferhat ile Şirin’in ruhuna işlenmiş duygularıyla insanı büyüleyen şehrimiz.

Karadeniz’in gizli incisi ve kadim şehri Amasya, geçmişten günümüze kadar uzanan tarihi zenginliği ile Anadolu’nun kalbi olagelmiştir. Osmanlı tarihine yön veren güçlü şehzadelerin yetiştirildiği, sarayın en önemli kişilerinin filizlenip padişahlığa giden bu yolda adımların atıldığı kentimiz. Çelebi Sultan Mehmet, II.Murat, Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid gibi tarihe yön veren padişahların şehzadelik dönemleri bu kadim kentte geçmiştir.

Amasya Medinet’ül-Hükema, Bağdâdü’r-Rum, Rumiyye-i Suğra, Hısnü’l-Mirat, Kubbetü’l-Ulema, Türbetü’ül-Evliya, Dârü’n-Nasr, Ermeniyye-i Kübra, Dârü’l İzz, Dârü’l-Fütûh ve Kasrü’s-Selatin ünvanlarıyla anılırdı. İşte böyle güzide, kadim, tarihi bir şehir olan Amasya görülmesi, gezilmesi
gereken nadide bir şehrimizdir.



Kadim şehri ortasından bölerek uzanan eşsiz Yeşilırmak ve nehre yüzünü göstererek sıralanmış tarihi cumbalı Yalıboyu Evleri ile her gelenin gözünü kamaştıran Amasya. 2016 yılında Ordu’dan dönerken Samsun’u geçtikten sonra yolda Amasya fotoğrafını görmüştüm. İlk intiba çok önemlidir. O fotoğraf benim yolumu bir anda tereddüt etmeden Amasya’ya çevirdi. Türkiye’min her köşesi cennetten bir köşe. Yol boyunca aynı tabelayı görünce heyecanımız daha da arttı. Evliya Çelebi’nin her köşesini arşınlayıp adım adım ölçtüğü Amasya’ya biz de adeta adım adım vardık. Bazı şeyler anlatılmaz yaşanır. Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz.

İlk olarak fotoğrafta gördüğüm manzaranın gerçeği gözler önündeydi. Seyre temaşa edip kendinizden geçiyorsunuz. Dağların arasından geçen Nehr-i Kebir
Yeşilırmak’ı görünce 17 medeniyetin neden burada kurulduğunun haklılığını görmektesiniz. Bu kadim şehir başka bir tabiriyle aynı zamanda Evliyalar Şehrimiz’dir. Say say bitmez.


Amasya coğrafyadan öte bir şehir. Strabon’un şehri. M.Ö. 64-63 yılında Amasya’da doğmuş, M.S. 21 yılında Amasya’da ölmüş. Dünyanın ilk coğrafyacısıdır. Coğrafya hakkında 47 kitaptan ve 17 ciltten oluşan iki dev eser
yazmıştır.

Şehri dolaşmaya başladıkça tarihi dokusunu hemen içinizde hissediyorunuz. Gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzel. Saatlerce fotoğraflıyoruz. Yorgunluk nedir bilmiyoruz. Yeşilırmak şehre olağanüstü görsellik katıyor. Şehrin her sokağından bakınca Evliya Çelebi’nin de sözünü ettiği o müthiş kaleyi görüyorsunuz. Tarihi eserleri, konakları, evleri ve kalesi, şehri adeta açık hava müzesi konumunda ilk sıralara getiriyor. Kubbeleri dağlara ayrı bir estetik katıyor. Her bir tarihi eser sizi dış dünyadan alıp iç alemine çekiyor. Fotoğraf çektikçe bitmiyor. Adeta Amasya kazan, biz kepçe.


Gezdikçe insan adeta kayboluyor kadim şehrin içinde. “Keşke daha önce gelseydik.” dedim kendi kendime. Aklıma Yunus Emre’nin çok güzel sözü geldi o an.

“Keşke demek için bile geçtir vakit.
Geçti ömür bir âh ile!
İçi dolu Eyvâh ile…”
Yunus Emre
O yüzden siz siz olun keşke dememek için mutlaka bu kadim şehri mutlaka ziyaret edin. Nehrin kenarlarını, sokaklarını arşınladıktan sonra şehri daha yüksekten gören ara tepeye çıkıyoruz. İşte en güzel manzaralar. Seyrine doyum olmuyor. Çam ağaçlarının arasında çam kokusunu içinize çekerek şehri izlemek başka bir duygu. Orhan Veli’nin deyimiyle Şehr-i Şirin Amasya’yı Osmanlı zamanından kalma Yalıboyu Evleri, kral mezarları ve kubbeleri ile farklı bir perspektiften görüyorsunuz.



“Amasya, tarihle iç içe geçmiş, yeşille dans eden bir şehirdir.
Gerçekten de öyle o mistik havasını, tarihini içinizde hissediyorsunuz.


Amasya, her adımda tarihinin hikayelerini hissettiren bir şehirdir.”
Üstad Sezai Karakoç güzel özetlemiş Amasya’yı.

“Amasya, doğanın ve insanın harmonisinin yaşandığı büyülü bir şehirdir.”
Necip Fazıl Kısakürek
Evet. Gerçekten de insanıyla, doğasıyla, tarihiyle, havasıyla, Yeşilırmak Nehri ile
Necip Fazıl’ın söylediği gibi büyülü bir şehrimiz.


Amasya kışın apayrı bir güzelliğe bürünüyor. Strabon’un, şehzadelerin, kralların, evliyaların, bilginlerin, aşıkların, Ma’nın kenti Amasya’da kendinizi masallar diyarında gibi hissedip, o mistik havasını koklayıp, tarihin derinliklerine doğru
kaybolup gideceksiniz.

“Dağlar dağlar
Kurban olam, yol verin geçem
Sevdiğimi son bir olsun yakından görem
Kuşlar uçmaz, güller soldu
Yüce dağlar duman oldu
Belli ki gittiğin yerden kara haber var’’
Barış Manço!nun “Dağlar Dağlar” şarkısını şirin Amasya’da askerlik yaptığı sırada yazdığını belki de bir çoğumuz bilmiyoruz. Amasya’yı saran dağlara ithafen bu eseri yazmış rahmetli Barış Manço.

Yeşilırmak, Yalıboyu Evleri, taş döşeli sokakları, nezih insanları, tarihi eserleri, paha biçilmez kral mezarları ile Strabon’un şehri Amasya’yı mutlaka gezmeden geçmeyiniz.

“Amasya, tarihle iç içe geçmiş, yeşille dans eden bir şehirdir.”
Orhan Veli Kanık


Sevgi ve saygıyla…