Basın, hepimizin bildiği gibi; yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvettir. Bugünlerde tartışılan konulardan biri; AKP ve MHP’nin hazırladığı ‘dezenformasyon yasası’...

'İnsan düşünmek için yaratılmıştır; ancak,

yayın kabiliyeti olmayan düşünce,

verimsiz bir halde kalmaya mahkumdur,

basın özgürlüğü olmadıkça bu sağlanamaz.'

Pascal

Basın, hepimizin bildiği gibi; yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvettir. Bugünlerde tartışılan konulardan biri; AKP ve MHP'nin hazırladığı 'dezenformasyon yasası' olarak adlandırılan, basın yasasında değişiklik öngören 40 maddelik teklifti.

Bu kanun teklifinde gündem olan 29'uncu madde, medya örgütleri başta olmak üzere bir çok sivil toplum kuruluşundan ve yurttaşlardan yoğun tepki aldı. Bu maddede şunlar yazıyor;

'Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse" 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilen ceza yarı oranında artırılacak.

Basın özgürlüğünü olumsuz yönde etkileyen uygulamaların başında 'sansür' gelmektedir.

Bu yasaya karşı çıkanlar yasayı; 'sansür yasası' olarak tanımlıyor.

29'uncu maddeye dikkat çekerek; ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve

cezai olarak hapse hükmedilmesinin

toplumsal muhalefetin bastırılmasına yol açacağı savunuluyor.

Türkiye'de basın özgürlüğü tarihine baktığımız zaman;
Osmanlı döneminin basın alanına ilişkin ilk kapsamlı yasal düzenlemesi olan 1864 tarihli Matbuat Nizamnamesi'dir. Bu yasal düzenlemede dikkat çeken maddeler;

*Hazreti padişaha taarruz sayılabilecek yazılar yazmak,

*Genel adaba ve milli ahlaka aykırı yazılar basmak,

Bu maddelerin yansımalarını, yeni düzenlemelerin ucu açık ifadelerinde sezmek mümkün…

II. Meşrutiyet'in ilan edildiği, 1908'e kadar süren II. Abdülhamit dönemi, basına yönelik ön sansür uygulamaları da dahil olmak üzere yoğun kontrol ve tedbir uygulamalarına sahne olmuştur.
II. Abdülhamit'in istibdat döneminde hükümetin çıkacak gazeteleri önceden denetleyeceği bildirilmiş (Topuz, 2003:47); hazırlanan çeşitli listeler ile 'grev, suikast, kargaşalık, hürriyet, vatan, Bosna, Hersek, Makedonya, Kanun-i Esasi' gibi kelimelerin kullanılması yasaklanmıştır (İskit, 1943:98).

Tarihin belli bir dönemini rol model alanlar, düzenlenmesi teklif edilen yasalarla neyi amaçlıyor anlıyor muyuz?

İktidar beka mücadelesini toplumsal tepkilerden korumak için ve

toplumu istediği ahlaki normlara sokmak için çabalıyor.

Muhalefetin canla başla mücadeleye devam etmesi halka ümit veriyor. CHP başta olmak üzere, muhalefet partilerinin siyasi aktörlerinin bastırılamaz yüksek sesi iktidarın yasayı, yeni yasama dönemine ertelemesini sağladı...