Hangi çağdayız biliyor musunuz? Dinini yaşamayanlara saygı beklenen çağdayız. Haziran sıcaklarında oruçlu sayısının fazla olduğunu her geçen yıl azalan sayıda fark ediyoruz. Sayı mühim değil, herkesin ibadeti kendine elbette lakin bizim takıldığımız ve toplumca sınıfta kaldığımız mesele saygı. Yitirdiğimiz şey saygı. Saygı iki taraflıdır. Mübarek ramazan ayındayız ve yine her zamanki tartışmalar gündemde. Sakızın orucu bozup bozmadığından geçtik artık oruç tutmayanlar şaşırtıcı şekilde saygı bekliyorlar saygı duymadan. Oruç ibadetini yerine getirmeye çalışan insanlara nefislerine hâkim olamamakla alakalı ithamlarda bulunuyorlar nefis kelimesinin dahi ne demek olduğunu bilmeden. Sokaklarda itinayla dini vecibelerini yerine getirmeye gayret gösteren insanların yüzüne sigara dumanlarını tüttürecek kadar cüretkarlar.
Okuduğum bir habere göre bir kafe ramazan ayı münasebetiyle dışardan görünmeyecek şekilde geçici olarak kepenk taktırmış. Oruç ibadetini yerine getirenlere saygı olarak ya da canı öyle istemiş yaptırmış. Halkımızın yaptığı yorumlar beni derinden etkiledi. Orucun manasını anlamamış bir tutam insan müsveddesi yazmış da yazmış. Neresinden tutsan elinde kalacak cümleler. Şu mübarek ayda insanın bam tellerine basacak sinir ucu konuları ısıtıp getirmelerinin kasten olduğunu düşünüyorum. Oruç ibadetinin içeriğini dahi bilmeden orucun anlamı bu değil mi zaten yani her yerde yiyecek içecek olacak ve oruç tutan insan da nefsine sahip çıkacak canı çekmeyecek bakmayacak eğer canı çekiyorsa tutmasın, eğer sinirleniyorsa tutmasın diyecek kadar hadsizleşiyor insanlar. Sığ ve tek taraflı düşünenler İslam’ı yaşamaya gayret gösteren topluluğu sığ olarak lanse ettiriyor. Halbuki kendileri yaşamadığı dinin hesabını çıkartmaya kalkıyorlar yaşayan insanlardan. Her anlamda ayrışmayı kendine vazife bilinen insanlar her çağda olacak. Sesleri fazlaca çıktığı için fazla olduğunu sanıyoruz fakat aslında evinde dinini yaşayıp vatanına milletine hayır dualarını eksik etmeyen çokça insan var sokakta sigara tüttürenlerin aksine. Sadece biz görmüyoruz. Bu misafir ay insanın zihnindeki kelepçelerinden kurtulması için bir fırsat bizlere. Zihnimizdeki kelepçelerden kurtulduğumuzda aslımıza rücu edeceğiz. Kaybettiğimiz ruhumuzu yüzümüze sigara tüttürmekten kendini alıkoymayan topluluğa galip geldiğimizde bulacağız. Bu elbette mümkün olacaktır. İstikbal köklerdedir diyordu Hayati İnanç. Kökler, köklerimiz ve atalarımız.