Sahur

Abone Ol

RAMAZAN bize seheri hatırlatır. Genellikle unutmuş olduğumuz seheri.

Gecenin son üçte birinde tüm evrenin sessizlik zikrinde olduğu demlerde Hak divanında gönlünü demleyen inanmış ruhlar bu mübarek ayda aynı hazzı katlanmış bir bereketle yeniden idrak ederler. Bunu akışkanlık hâline getiremeyenler için ise ıskalanmayacak Ramazan ayının hoş bir ikramıdır.

SAHUR, seher kelimesiyle aynı kökten türer.

Sabahtan az evvel demektir. Ramak kala şeklinde de düşünebiliriz.

On bir ayın sultanı Ramazan ayında oruç tutmak için yapılan hazırlıktır aynı zamanda. Fecrin doğmasından evvel günlük oruca dayanmak için yenilen Fahr-i Kâinat Efendimizin buyruklarında da tavsiye edilen bir yemektir. O sebeple pek çok hadis-i şerifte teşvik edildiğimize rastlanır.

AİLE birliği bakımından çok etkili bir zaman dilimidir.

Kırıklıkları tamir etmek, yanlış anlamaları bu manevi iklimin verdiği ruhanilik ile gidermek mümkündür ve bundan kaçınılmamalıdır.

Rabbimizin emrini yerine getirmek üzere Efendimizin tavsiyesiyle kalkılıp lütfedilen nimetlerle doyduğumuz sahur vakti duygusal açlıklarımızın giderilmesi için de mühim bir vesiledir. Bunu değerlendirmek her bakımdan yararımızadır.

Allah’ın emrine itaat etmek için oruç tutma maksadıyla kalktığımız sahurda Allah’ın emri hilafına davranışlar ortaya koyup aile birliğini bozacak iletişim kazalarını sürdürmek veya bunları tamir etmeye yanaşmamak tenakuz oluşturur.

Sevenler birbirine emanettir.

Ramazan, senede bir aylığına bizlere emanet iken anne ve babamız, eşimiz, çocuklarımız bizlere ömür boyu emanettirler. Bu şuura ulaşamamak Ramazan bilincine de erişememiş olmaktır aslında.

SAHUR kendimize uyanmak olmalıdır.

Kendilik bilincine ulaşmak bakımından bize ikram edilen bir şuur bereketidir. O sebeple hayat koçlarını dinlediğimiz kadar hatta onlardan daha fazla Ramazan ayının kalbimize üflediği sessiz mesajları da almalı ve bunların gereğini yapmalıyız.

Biz kimiz, bu dünya yaşamına neden gönderildik, bizden açığa çıkması beklenenler nelerdir, buradaki rolüm nedir ve ne olmalıdır, hayata nasıl bir anlam yüklüyor ve kendi şahsiyetimi oluşturmak için yüce kitabımızın evrensel prensiplerinden ne seviyede yararlanıyor ve Resulü Zişan Efendimizin mübarek örnekliğinden ne kadar faydalanıyorum gibi nice soruları sorarak bunlara hakikatli cevaplar aramanın peşine düşmek, kendimize sahurla uyanmak istediğimizin işareti ve niyeti olacaktır.

Sahuru sadece sofra nimetleri açısından değerlendirmek kendini bulup bilmek isteyenler için mühim bir eksiklik olacaktır ve kervanın sonuna düşmekle neticelenecektir.

SAHUR bir heyecandır.

Yeni fikirlerin, yeni duyguların ve yepyeni müşahedelerin heyecanı…

Telaşeden, koşturmaktan, trafikten, insanı bölen sosyal mecra mesajlarından uzakta kendinde kendini bulma heyecanıdır.

Elbette bu, talep ile olur. Yarı uykulu halde uyanmadan telaş ile hızlıca yiyerek yattığımızda uykudan bile uyanamamış bir birey olarak gaflet uykusundan uyanmak mümkün olmayacaktır.

Bu sebeple Ramazan’ın başından beri planlamaya çalıştığımız kendi ihtiyaçlarımızı göz önünde bulundurarak oluşturduğumuz yol haritasına şaşmadan uymak gerekir. Eğer böyle bir çizelge hazırlamamışsak hâlâ, acilen telafi yoluna gitmeliyiz. Sahurumuzu kadük bırakmamalıyız.

SAHURUN sonu yasakların başlamasıdır aynı zamanda.

Burada olduğu gibi kendimize ilahi prensiplerden yararlanarak oluşturduğumuz manevi ve ahlaki yasakları da gözden geçirmeliyiz.

Başardıklarımızı pekiştirmek, başaramadıklarımızı da hal yoluna koymak için azmimizi güçlendirmeliyiz. Bu mübarek ayı irade beyanı ve güçlendirmesi şeklinde değerlendirmeliyiz.

Efendimizin “Sahura kalkanların Allah’ın rahmetine ve meleklerin duasına mazhar olacağı” müjdesinden bu şekilde yararlanmak mühim bir nasibimiz olacaktır.

Sahura kalkmayı sofra ve bedenin şükrü olarak algıladığımız gibi manevi şahsiyetimizin eksiklerini gidererek neden buradan da şükre vesile olacak neticeler çıkartmayalım ki?

SAHUR gecenin sonudur.

Bizim gafletle yaralanmış imanımızın, eksilmiş ibadetlerimizin, çizgisinden sapmış kulluk anlayışımızın, örselenmiş Müslüman kimliğimizin sonu olması bizim elimizde.

Başladığımız bu işi bitirmenin kolay olmayacağının bilincinde olarak Rabbimizin Es-Sabur esmasından imdat isteyerek sinirlerimizi, aceleciliğimizi, karamsarlığımızı, maymun iştahlılığımızı yenmek için sabırlı olmayı dilemeliyiz. Sabırla sınandığımızı unutmadan gaflet gecemizin sonunu getirelim ve inşallah kendimize uyanarak mânânın şafağına şahit olalım.

Ya selam.