Dünya Gıda Programı’nın (WFP), Bangladeş’teki Rohingya mültecilere sağlanan gıda yardımlarını Nisan ayından itibaren azaltma kararı alması, Cox’s Bazar’daki mülteci kamplarında büyük bir endişeye sebep oldu. Bu kamplarda bir milyondan fazla mülteci yaşıyor.
Program, kişi başına aylık gıda yardımını 12,50 dolardan 6 dolara düşürdüğünü açıkladı. Uzmanlara göre bu kesinti, sağlık ve toplum üzerinde ciddi sonuçlar doğurabilir.
Adının açıklanmasını istemeyen bir mülteci, ailesinin—dördü kız olmak üzere—yedi bireyinin gıda ihtiyacını nasıl karşılayacağını bilmediğini dile getirdi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre, Rohingya mültecilerinin %95’i insani yardımlara bağımlı durumda.
Rohingyalar, Myanmar’ın çoğunluğu Budist olan Rakhine eyaletine mensup Müslüman bir etnik gruptur. Myanmar vatandaşlığı kendilerine verilmemekte ve yoğun baskı ve zulme maruz kalmaktadırlar.
Rohinga Mültecilerinin Sağlığı Tehlikede
2017’deki şiddet olaylarının ardından en az 742 bin Rohingya Bangladeş’e sığındı. Zamanla mülteci sayısı artarak bir milyonu aştı.
Bangladeş’te faaliyet gösteren ve Rohingya mültecilerine yardım sağlayan sivil toplum kuruluşu "Gençlik Gücü Sosyal Çalışmaları"nın CEO’su Muhammed Arif Rahman, mülteci kamplarında çocukların %15’inden fazlasının yetersiz beslenmeden muzdarip olduğunu ve bunun 2017’deki kitlesel göçten bu yana kaydedilen en yüksek oran olduğunu belirtti.
Bu kötüleşen koşullar göz önüne alındığında, Dünya Gıda Programı’nın yardımları azaltmasının özellikle hamile kadınlar ve çocukları olumsuz etkileyeceği öngörülüyor.
Dünya Gıda Programı, gıda yardımının azaltılmasının doğrudan ABD’nin fon kesintileriyle bağlantılı olduğunu açıkça ifade etmese de, Bangladeş hükümet kaynakları ABD’nin finansman kesintilerinin bu kararın arkasındaki ana nedenlerden biri olduğunu belirtiyor. Son dönemde, ABD finansmanıyla faaliyet gösteren en az beş hastane kapatıldı.
Arif Rahman, ABD fonlarının kesilmesi nedeniyle hastanelerin kapanmasının özellikle hamile kadınlar, çocuklar ve kronik hastalıkları olanlar için büyük bir sağlık krizi oluşturacağını ifade etti.
Her yıl 60 binden fazla çocuğun mülteci kamplarında doğduğunu belirten Rahman, ebeveyn sağlığı hizmetlerinin azalmasının, anne ölümlerinin artmasına, düşük doğum ağırlıklı bebeklerin sayısının yükselmesine yol açabileceğini vurguladı. Doğum uzmanlarının yeterli sayıda bulunmasının, güvenli doğumları garanti etmek ve önlenebilir ölümleri azaltmak açısından kritik olduğunu belirtti.
Toplumsal Sorunlar
Yardım kesintileriyle birlikte Rohingya mültecilerinin sosyal açıdan da büyük risklerle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Arif Rahman, mültecilerin belirsizlik içinde yaşadığını ve bu durumun onları insan kaçakçılığı, aşırılıkçılık, kaçırılma ve diğer yasa dışı faaliyetlere yöneltebileceğini ifade etti. Ayrıca, mülteciler ve yerel Bangladeş toplumu arasındaki mevcut uyumun tehlikeye girebileceği konusunda da uyardı.
Cox’s Bazar’daki yerel halkın, 2017’de Myanmar’daki baskılardan kaçan Rohingya mültecilere gıda, barınak ve sağlık hizmetleri sağlayarak ilk destek veren kesimlerden biri olduğunu hatırlattı.
Ancak mülteci akınının yerel halk üzerinde ekonomik ve sosyal baskılar oluşturduğunu da ekledi. Çiftçiler, ekim alanlarını kaybederek, mülteciler için barınakların inşasına yer açmak zorunda kaldılar. Günümüzde, birçok Rohingya mülteci, Cox’s Bazar’da iş gücünün bir parçası haline gelmiş durumda.
Bir Rohingya mülteci, Al Jazeera'ye verdiği demeçte, Bangladeş halkına ve hükümetine kendilerine sundukları destekten dolayı minnettar olduklarını ifade etti. Barınak ve sağlık hizmetleri sağladıkları için teşekkür etti ve bu desteğin hâlâ devam ettiğini belirtti.
Hükümetin Çabaları
Rohingya mültecilerinin yardım kesintilerinden kaynaklanan çaresizlik döngüsünden çıkmaları için, Uluslararası Af Örgütü Bangladeş hükümetine, 1951 tarihli BM Mülteci Sözleşmesi’ni ve 1967 Protokolü’nü onaylaması ve mültecilere iş gücü piyasasına erişim sağlaması çağrısında bulundu.
Ancak, Bangladeş Geçici Cumhurbaşkanı Muhammed Yunus’un kıdemli basın danışmanı Fevaz Ahmed, hükümetin böyle bir planı olmadığını açıkladı. Yine de Bangladeş’in, mültecilerin kamplarda iyi yaşam koşullarına sahip olmaları için elinden geleni yaptığını vurguladı.
Ahmed, BM ve uluslararası ortakları, Rohingya topluluğu için yardımları artırmaya çağırdıklarını belirtti. Geçici Cumhurbaşkanı, konuyu çeşitli uluslararası toplantılarda defalarca gündeme getirdi.
BM Genel Sekreteri António Guterres, geçtiğimiz Cuma günü Cox’s Bazar’da 100 bin Rohingya mültecinin katıldığı bir iftar programına katıldı. Burada, uluslararası toplumu, mültecilere destek için daha fazla fon tahsis etmeye çağırdı.
Ahmed, bu tarihi iftar programında yapılan çağrının, Rohingya krizine küresel ilgiyi yeniden yönlendirmeye yardımcı olacağını düşündüğünü belirtti. Bangladeş’in yalnızca İslam ülkelerinden değil, tüm dünyadan destek beklediğini vurgulayarak, Rohingya meselesinin yalnızca Bangladeş’in değil, küresel bir kriz olduğunu ifade etti.
Hem Arif Rahman hem de Fevaz Ahmed, nihai çözümün Rohingya mültecilerinin anavatanlarına geri dönmesi olduğunu belirtti. Ancak bu geri dönüşün güvenli ve onurlu bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini vurguladılar.