İslam

Ramazan Günlüğü-26

Abone Ol

26.GÜN

Size ulaşan her nimet Allah'tandır. Sonra size bir sıkıntı dokunduğu zaman da yalnız O'na yalvarırsınız. NahlSûresiÂyet 53

Duasının kabul edilmesini ve sıkıntısının giderilmesini isteyen, sıkıntıda olan borçluya yardım etsin.

Peygamberimiz (SAV)

__

Kadir Gecesi

BUGÜNKadir Gecesi.

Hayırlı olsun.

Kadr, hüküm, şeref, güç, yücelik gibi anlamlara gelmektedir.

Bu nedenle biz mü'minlerin bu gecede indiğine inandığımız yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'in kıymetini ne kadar bilip bilmediğimiz hususunda sorgulamalıyız.

Evet, Ramazan'ın sonuna erişmek üzereyiz.

Rabbimize Hamd-ü senalar olsun.

Hatimler indirdik, teravihlere gittik, kalbimizi coşturmaya çalıştık.

İnfakımızı arttırdık.

Muhabbetimizi harladık.

Nefsimizi dizginleme hususunda bazı pratikler edindik.

Peki; bizim için gönderilen kitabı ne kadar anlamaya çalıştık, yüceliğini ne ölçüde fark ettik ve o kitabın gücünü keşfedip ona ne kadar yaslandık?

Bütün mesele budur.

Can alıcı yer burasıdır.

Ve ne yazık ki, en çok ayaklarımızın dolandığı, yüreklerimizin düğüm düğüm dolandığı yer yine tam burasıdır.

Kur'an'ı hayatımızın hayatı yapmadığımız sürece bu düğüm hafiflemeyecek.

Aksine sıkıştırdıkça yüreğimizi sıkıştıracak.

Unutmamamız gereken bir husus daha var ki, SORGULANACAĞIMIZ tek kitap Rabbimizin meleği aracılığı ile Sevgili Peygamberimize gönderdiği Furkan-ı Hakimdir.

Onun vahyidir.

Buradan hesaba çekileceğiz.

O sebeple en önemli meselemiz, derdimiz bu olmalıdır.

Kur'an-ı anlamak maksadıyla elbette başka kitaplar okuyacağız. Tefsirlere başvuracağız. Farklı meallerden yararlanacağız. Âlimlerin yorumlarına bakacağız. Onların vücuda getirdikleri kitaplardan yararlanacağız. Bunu asla ihmal etmeyeceğiz.

Ama…

Asla ve asla o kitapları Kur'an-ı Kerim'in önüne geçirmeyeceğiz.

Onunla müsavi hale getirmeyeceğiz.

Yüce kitabımızdan değil onlardan sorgulanacakmışız gibi bir tutum geliştirmeyeceğiz.

DİNÎ literatürde ise 'leyletü'l-Kadr' şeklinde Kur'an-ı Kerîm'in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. sûre bu gecenin fazileti hakkında nazil olmuştur.

Sûrede Kur'an'ın Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir.

Kur'an-ı Kerîm'in başka ayetlerinde de bin ve elli bin yıla tekabül eden 'gün' kavramı kullanılmaktadır (es-Secde 32/5; el-Mearic 70/4).

Allah'ın insanlara peygamberler vasıtasıyla son hitabı ve nihaî mesajı olan Kur'an'ı indirmesi insanlığın hidayetinde bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam taşır.

Kadir gecesinin önemine işaret eden bir hadiste, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanma imkanına sahip bulunmalarına karşılık Müslümanlara Kadir Gecesinin verildiği belirtilir (el-Muvaṭṭaʾ, 'İʿtikaf', 6).

Kadrsûresinde verilen bilgiler, Kur'an'ın Ramazan ayında (el-Bakara 2/185) ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede (ed-Duhan 44/3-4) indirildiğine dair ayetlerle birlikte ele alındığında Kadir gecesinin Ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkar.

Bu gecenin daha çok Ramazanın son on veya yedi günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler (Buharî, 'Fażlüleyleti'l-Ḳadr', 2-3; Müslim, 'Ṣıyam', 205-220) gecenin tespitiyle ilgili bazı ipuçları vermektedir.

Bu hususta sahabeden gelen rivayetlerde en çok Ramazanın 27. gecesi öne çıkıyorsa da bu rivayetler ihtilaflı olduğundan kesinlik ifade etmemektedir.

Bir hadiste Resûl-i Ekrem'in Kadir gecesinde, 'Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet!' şeklinde dua edilmesini tavsiye ettiği belirtilir (Tirmizî, 'Daʿavat', 84; İbnMace, 'Duʿaʾ', 5).

Bu sebeple biz Müslümanlar, Ramazan ayının son on gecesini ve özellikle alimlerin çoğunluğunun işaret ettiği 27. geceyi, kulluk bilinci içinde ibadet ederek ve geçmişte yaptıkları hataları bir daha tekrarlamamaya kesin karar vererek geçirmeye özen gösteririz.

İSRAFIN SÖZLÜK ANLAMI: Sözlükte 'haddi aşma, hata, cehalet, gaflet' gibi anlamlara gelen seref kökünden türetilmiş olan israf genel olarak inanç, söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkanları meşrû olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder (Lisanü'l-ʿArab, 'srf' md.). İsrafla seref arasında ayırıma giderek birincisine 'haddi aşmada ifrat', ikincisine 'tefrit' anlamını verenler olmakla birlikte genellikle her ikisi de aşırı inanç, tutum ve davranışlar için kullanılmaktadır. İsrafçı kişiye müsrif denir.

İSRAFIN TERİM ANLAMI:İsrafı en geniş anlamıyla 'İnsanın herhangi bir davranışında ifrat ya da tefrite girmek suretiyle haddi aşması' şeklinde tanımlayabiliriz. Kur'an-ı Kerîm'de israf kelimesi farklı kiplerle 23 yerde kullanılmaktadır. Bu kullanımlara bakıldığında aşırılık manasında kullanılan israf kavramının sadece tek bir ilmî branşla sınırlı olmadığını İslam hukukunun yanında inanç ve ahlaka dair konularda da kullanıldığını görmekteyiz.

İSRAFLA EŞ ANLAMLI KELİMELER :Adv ve İ'teda, Zulm, Tağv ve Tuğyan, Fesad, İsyan, Bağy, Guluv, Aseyan ve Isiyyen, Tebzîr, İfrat- Tefrit, Buhl, Şuhh, Katr, Men'

İSRAFLA ZIT ANLAMLI KELİMELER: Adl, KısT, Vasat, İstikamet, Hakk, Hudud, Vezn, Mizan, Rüşd

İSRAFIN SÖZLÜK ANLAMI: Sözlükte 'haddi aşma, hata, cehalet, gaflet' gibi anlamlara gelen seref kökünden türetilmiş olan israf genel olarak inanç, söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkanları meşrû olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder (Lisanü'l-ʿArab, 'srf' md.). İsrafla seref arasında ayırıma giderek birincisine 'haddi aşmada ifrat', ikincisine 'tefrit' anlamını verenler olmakla birlikte genellikle her ikisi de aşırı inanç, tutum ve davranışlar için kullanılmaktadır. İsrafçı kişiye müsrif denir.

İSRAFIN TERİM ANLAMI:İsrafı en geniş anlamıyla 'İnsanın herhangi bir davranışında ifrat ya da tefrite girmek suretiyle haddi aşması' şeklinde tanımlayabiliriz. Kur'an-ı Kerîm'de israf kelimesi farklı kiplerle 23 yerde kullanılmaktadır. Bu kullanımlara bakıldığında aşırılık manasında kullanılan israf kavramının sadece tek bir ilmî branşla sınırlı olmadığını İslam hukukunun yanında inanç ve ahlaka dair konularda da kullanıldığını görmekteyiz.

İSRAFLA EŞ ANLAMLI KELİMELER :Adv ve İ'teda, Zulm, Tağv ve Tuğyan, Fesad, İsyan, Bağy, Guluv, Aseyan ve Isiyyen, Tebzîr, İfrat- Tefrit, Buhl, Şuhh, Katr, Men'

İSRAFLA ZIT ANLAMLI KELİMELER: Adl, KısT, Vasat, İstikamet, Hakk, Hudud, Vezn, Mizan, Rüşd

RAMAZAN VE BAŞARMA VE HİSSİ

HEPİMİZ hayatta bir şeyleri başarmak isteriz. Bu başarı bizi mutlu eder, kendimize inancımızı, güvenimizi arttırır. Bu husus, çocuklar için çok daha önemlidir. Hiçbir şeyde başarılı olamadığını gören çocuk özgüven yitimine uğrar. Başarabileceğine dair umudunu kaybeder. Ramazan orucu bir çocuk için başarmanın gurur, huzur ve mutluluğunu tadacağı bir fırsat sunar. Gün boyu aç durmayı başarabilen bir çocuk bunun karşılığını iftar sofrasında alır. Sofrada doyan ve dolan sadece midesi değildir, kendine olan güveni, başarabileceğine dair umudu da doyuma ulaşır. Zira bir yetişkinin yaptığı zor bir ibadeti başarmıştır. İftar sofrasına bunun verdiği gururla oturur. O, masanın baş konuğudur ilk iftarında. Hele bir de aile büyüklerine dolgun bir ücretle ilk orucunu sattığında değmeyin keyfine. Oruç tutmanın yanına bir de kendi emeğiyle ilk parasını kazanmış olmanın gururu ilişir. Tam gün oruç tutmayacak kadar küçük olanlara bu başarma hissi 'tekne orucu' tecrübesiyle tattırılır. Kısacası hepimizin kendimize duyduğu güvende Ramazanlarda tutmuş olduğumuzun oruçların payı vardır.

EL HÂDİ

LÜTUF ile yol göstermek, rehberlik etmek manasına gelen hüda (hedy, hidayet) türemiştir. El Hadi ismi hakkı beyan eden, doğru yolu gösteren ve bu yolda yürümeleri için kullarına gerekli donanımı veren mutlak zat anlamına gelmektedir.

Kur'an-ı Kerîm'de birçok yerde Allah'a nispet edilen hidayet kavramının kullanılışını inceleyen alimler el Hadî isminin 'insana hayatını sürdürebilmesi için gerekli olan akıl, muhakeme ve zaruri bilgileri veren; ebedî mutluluğunu sağlayacak manevî yolu ona gösteren' anlamına geldiği şeklinde yorum yapmışlardır.

Ragıb el-İsfahanî, hidayete lütufla rehberlik etme anlamını verir. Ve hidayeti dört grupta inceler;

1.Allah'ın her mükellefe verdiği akıl, zeka ve zarurî bilgiler;

2.Peygamberler ve kitaplar yoluyla hak yoluna çağırması,

3.Çağrısını benimseyene lutfettiğitevfik;

4.Âhiret hayatında sadık kullarını cennete koyması

Allah, 'Sen ancak bir uyarıcısın; her toplumun bir rehberi (hadî) vardır' (Ra'd, 7) mealindekiayetle, hidayetin peygamberlere de Hadî denilebileceğini göstermektedir. Kur'an-ı Kerîm'de Peygamberimiz Resûl-i Ekrem'e hitaben, 'Şüphe yok ki sen doğru bir yolu göstermektesin' (Şûra, 52) denilmektedir.

Bununla birlikte Hadî isminin temel anlamlarından biri olan ve Allah'ın davetçisi anlamına gelen Daî kavramı da Ahzab suresinin 46 ayetinde zikredilmektedir.

Bu anlamlarıyla Hadî ismi Peygamberimize nispeten kullanıldığında davetçi, beyan ve irşad edici, elçi, muvahhit demektir.

Bağdadî ise insanın maddî ve manevî hayatını kapsayan el Hadi'nin içerdiği ilahî lütufları yedi maddede anlatır.

1-Aklî ve dinî delilleri açıklayan (mübeyyin), 2-Yolunu şaşırmışlara rehberlik eden (mürşid), 3-İçtimaî hayata düzen veren (muslih), 4-Sapıklıktan kurtaran (münkız), 5-Canlılara yaşama yöntemini ilham eden (mülhim), 6-İnanacak kalplerde hidayeti yaratan (haliḳ), 7-Gerçeğe kılavuzluk yapan (delîl)

Hadî ismi beyan edici anlamıyla zati, maddî ve manevi hayata düzen verip gerçeğe ulaştıracak vasıtaları yaratan anlamı göz önünde bulundurulduğunda ise fiilî sıfatlar grubu içinde incelenir. Ayrıca Allah'ın rahmetini anlatan isimler içinde de zikredilir.

Hadî ismi, Kur'an'da geçtiği on ayetin ikisinde Allah'a (Hac, 54; Furkan 31), ikisinde Hz. Peygamber'e izafe edilmiştir.

ALLAH'INhidayeti sağlayacak bunca sebebi göndermesi elbette kulun şükrünü gerektirir. Şükür de iman temelli yararlı işler yapmakla gerçekleşir. Kuldan Allah'a yönelecek bu şükrana Yüce Rabbimizin fazlasıyla karşılık vereceği muhakkaktır. Bu açıdan El-Hadî ismiyle, 'az iyiliğe çok mükafat veren' anlamındaki Eş-Şekûr ismi arasında bir münasebet vardır. Ayrıca, Esma'ülHüsna'dan El-Latîf, El-Velî, Er-Reşîd, El-Berr ve El-Fettah isimleri arasında anlam yakınlığı bulunmaktadır.

Allah'ın hidayetinin ancak kendi iradesi ile tercih yapan ve bunu dileyen kulları için olduğu Kur'an'da şu ayetlerle ifade edilir.

İman edenleri ihtilaftan kurtarıp hakka hidayet eder. (Bakara 213) Kendisi için cihat edenleri yollarına hidayet eder. (Ankebut 69) Rızasını arayanları kurtuluş yollarına hidayet eder. (Maide 16) Kendisine yönelenlere hidayet eder. (Rad 27) Dilediği ve dileyen kimselere hidayet eder." (Hac 16, Kasas 56)

Allah'ın hidayet etmeyeceği kişiler ise şu şekilde zikredilir. Zalim kavme hidayet etmez. (Bakara 258)

Kafir kavme hidayet etmez. (Bakara 264) Fasık kavme hidayet etmez. (Maide 108) Sapan kimseye hidayet etmez. (Nahl 37) Yalancı ve inkarcı kimseye hidayet etmez. (Zümer 3) Haddi aşan ve yalancı kimseye hidayet etmez." (Mü'min 28)

'Allah'ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği isteriz.' Şeklinde dua eden peygamberimiz yine namaza durmadan önce hidayet istediğini hadislerde görüyoruz. Şüphesiz ki Allah dilediğini ve dileyeni dosdoğru yola ulaştırır.

___

GÜNÜN NİYAZI

ALLAH'IM günümüzü hayırlı eyle.Gönlümüzü bereketli eyle.

Her türlü maddi ve manevi illetten bizleri muhafaza eyle.

Allah'ım.Bizi sıkıntıya düşürme.

Sana dost olanlarla içli dışlı olanlardan eyle.Bilmediğini isteyen cahillerden eyleme bizi.

Hüsrana düşenlerden eyleme.Mutluluk üzere yaşamayı nasip eyle.

Allah'ım!

Kalplerimize hakiki iman nasip eyle.İmanımızı daim eyle.Bizi Senin hoşnut olduğun ve Senden hoşnut olanlardan eyle.Senin razı olduklarını bize arkadaş, yoldaş eyle.

Sen Hakimlerin Hakimisin.Bizi her türlü arzi ve semavi afetlerden koru.

Manevi adetlerden muhafaza eyle.

Allah'ım.

Günahtan korkanlardan eyle bizi.Senden ve Resulundan başka veli edinenlerden eyleme.

Dosdoğru inananlardan ve tarafını doğru seçenlerden eyle bizleri.

Allah'ım.

Sen gizlediğimizi de açığa vurduğumuzu da bilirsin.

Kusur ve günahlarının boyunduruğundan kurtulanlardan eyle.

Âmin!

GÜVENLİ ŞEHİR

AHLÂK-I HASENE insanı güvenli bir şehir gibidir.

Kalabalığından çekinilmez.Caddelerinde sonsuz bir rahatlıkla yürünür.

Çıkmaz sokakları bile eğiticidir, öğreticidir.Gönüllerinin gökyüzünde çekincesiz kanat açılır.

Tekindir.Bırakın dalındaki kuşa tüfekle ateş açılması sapan ile taş bile atılmaz.Ürkütülmez.

Gölgesi ferahlatıcı, suları serindir.Kuyularına insan atılmaz, karpuz soğutulur.

Kervanlarında hırsıza rastlanmaz.Köle tacirleri gezmez sahralarında.

Alavare dalavere kitaplarında yazmaz.

Ey hakikat yolunun hakikatli yolcusu!

Güzel ahlak yolcusu kendisinden emin olunandır.Sen de emin olmalısın.

Güvenilen kişi kimdir denildiğinde en küçük bir tereddüt dalgalanması bile olmadan parmakların işaret ettiği kişi sen olmalısın.Elinden, dilinden, belinden…Hasılı her şeyinle insanlara güven telkin etmelisin.Huzur iklimlerinde sevda çiçekleri açtırmalısın.İlmin izzetini önde tutmalı, irfan menziline kararlı adımlarla yürümelisin.Kelimeler tatlanmalı dilinde.Cümleler bayram halayına durmalı.

Kimsenin gönlünde en ufak bir tırmalama meydana gelmemeli.Aksine sekînet sunmalı.

Bunlara kavuşmak için Mekke'nin putlarının kırılması gibi kendi içinde yuvalanan, saklanan şirkin putlarını kırmalısın birer birer.Tortularından bile kurtulmalısın.Kazımalısın izi kalmasın diye.

Hatta kokusunun bile esamesi okunmamalı.Muhabbet ile havalandırmalısın.

Ve elbette bunun da olabilmesi için vahiy nefesin olmalı.Kur'an aklın olmalı.İman ise kalbin…

Sevgili Peygamberimiz şaşmaz rehberin olmalı.O'na yaban olanlarla hemdem olmayı bırakmalısın.

Hicret etmelisin yani.

İmanına kurulan tuzakları bertaraf ederek tüm dünyevi varlıkları arkanda bırakmalısın.

Gözün de geride kalmamalı gönlün de…İstikametin Medine olmalıdır.

Ve…Ardından kendin de Medine olmalısın.Güvenli şehir.

Evet, erdemli güzel ahlak erleri güvenli şehir gibi olmalıdır.Nasip olması duası ile…

KATKI VERENLER: Serkant Dervişoğlu Seval Yılmaz