Yaklaşık bir yıl önceydi... İstanbul Teknik Üniversitesi, jeoloji mühendisliği bölümünde görev yapan medyatik Prof. Celal Şengör, Prof. İlber Ortaylı ve gazeteci Fatih Altaylı ile konuşurken tuhaf ve cinsel içerikli laflar ediyor ve milyonlarca izleyici ile birlikte hazirun da şaşkınlıkla izliyor kendisini...
Yaklaşık bir yıl önceydi... İstanbul Teknik Üniversitesi, jeoloji mühendisliği bölümünde görev yapan medyatik Prof. Celal Şengör, Prof. İlber Ortaylı ve gazeteci Fatih Altaylı ile konuşurken tuhaf ve cinsel içerikli laflar ediyor ve milyonlarca izleyici ile birlikte hazirun da şaşkınlıkla izliyor kendisini...
Lâkin, aşk olsun ki bir yıldır kimseden bir tepki yok bu rezalete!.. Yalnızca sosyal medyada zaman zaman birileri çıkıp, ilgili programın videosunu paylaşıyor o kadar....
Bu tepkilerden birindeki ifade dikkat çekmişti... Twitter hesabında bir vatandaş, “profesör olunca sapık olunmuyor mu?” diye soruyordu...
Celal Şengör malûm.... Dışkısının tadına baktığını söyleyebilecek kadar patavatsızlaşabiliyor...
E, dışkısını yediğinden bile bahsedebilen biri olarak, Fatih Altaylı ve İlber Ortaylı'nın önünde bir kütüphanede yaşadığı sapıklığı, “Orada bir kız gördüm... Abi inanılmaz güzel bacakları var. Kısacık bir etek giyinmiş... dedim ‘ya ben buna biraz daha yakından bakayım...’ Abi gittim ama bir bahane olması lazım. Ben yine aynı kitabı istedim” diye anlatmaktan da çekinmiyor herif...
Çağdaş kesimden, solak, lâikçi, dinsiz imansız ve hele de böyle “kullanıma müsait” biri iseniz ne halt etseniz, hattâ haltınızı yeseniz, gözle tecavüz cürmü bile işleseniz bir şeycikler olmuyor..
Başka biri olaydı dünyayı yıkarlardı başına... Adam bırakın profesörlüğe devam etmeyi belki intihar bile ederdi.
Zira maalesef sapıkların borusu ötüyor, dominant olan biz değil onlar...
Şaşırmayın “dominant” yáni hâkim veya baskın olmak öyle kemiyyetle falan olmuyor... Aslolan keyfiyet...
Sen 17 yıldır iktidardasın inancını hâkim kılabildin mi? Müslümanların hafta bayramı Cuma gününü bile tatil yapamadın...
Şimdi fanatiklere, holiganlara sorsan “yavaş, yavaş, bu işler kolay değil, ancak bu kadar yapılabilirdi...” falan derler...
Evet haklılar. Ancak bu kadar yapılabilirdi.. Önce zinayı serbest bırakacak, düşmanı kandırmayı deneyeceksin.
Sonra bir bakacaksın ki zinâ müthiş bir hızla yayılmış ve sokaklar süslüman seksi kızlarla dolmuş... Hattâ bunlar parklarda bahçelerde al gülüm ver gülüm...
Muhterem okurlarım bir sene önceki bir tv programını bu yüzden hatırlattım sizlere... Müslümanlar fevkalâde tepkisiz.
Ne düşmanlarının yaptığı rezaletlere tepki verebiliyorlar hakkıyla ne de dostlarının, başındaki idarecilerinin yaptıkları hatalara...
Hal böyle olunca da zaman aleyhimize akıp gidiyor...
Zaman zaman ilham geldikçe döktürdüğümüz mısralardan bir beyit ile küçük bir nasihat:
Hayat maalesef bir film şeridi gibi akar geçer,
Her karenin kıymetini bilmek büyük hüner ister...
Muhterem kardeşlerim, Ak Partili ve muhalif dostlarım cümleniz hakkınızı helâl ediniz.
Unutmayın dost acı söyler...
Yağcılar, yalakalar hayırsızdır...
Dost acı söyler ama acı gününüzde de yanıbaşınızda o vardır...
Dost acı söyler ama gemiyi en son o terkeder...
Haydi selâmetle... Allah’a emanet olun, fakiri duâlarınızdan esirgemeyiniz. Sürç-i lisán etti isek affola.. Hürmetlerimle...