Rennes gibi hızlı ve çabuk bir takıma karşı ilk yarı olması gerektiği gibi oynayan Fenerbahçe, dakikalar 50'leri gösterdiğinde bu görüntüsünden epey bir uzaklaştı. Savunma arkasına atılan 2 tane topla peş peşe 2 tane aynı golü yedi.
Rennes gibi hızlı ve çabuk bir takıma karşı ilk yarı olması gerektiği gibi oynayan Fenerbahçe, dakikalar 50'leri gösterdiğinde bu görüntüsünden epey bir uzaklaştı. Savunma arkasına atılan 2 tane topla peş peşe 2 tane aynı golü yedi. Savunmanın öne çıkması, bazı oyuncularımızın ağır kalması, fiziksel olarak bir seviye geride olmamız (ülkece böyleyiz) maçı Rennes'e daha çok yaklaştırdı.
Maç kendini 3'e 4'e gitmeye doğru hazırlarken İrfan'ın olağanüstü golü Fenerbahçe'yi oyunda tuttu. Bu golün yarattığı sinerji ile oyun Fenerbahçe'ye doğru gelmeye başladı. Maçın gerilim seviyesi yükseldikçe Rennes'li futbolcular agresifleşmeye başladı nihayetinde Rennes'li Traore İrfan'a topsuz alanda yaptığı müdahale nedeniyle kırmızı gördü. Oyuna yeni giren Valencia her zamanki mahareti ile penaltıyı almasını bildi ve Fenerbahçe'ye beraberliği getirdi.
Fenerbahçe özgüveni giderek yükselen, "Biz yaparız" takımına dönüşmeye başladı. Rennes gibi bir takıma karşı "sahiden" oynama iradesini gösteren Fenerbahçe bu özgüvenli oyunuyla taraftarının kalbinde taht kuracağa benziyor.
2011'den sonra Avrupa bileti 2 kere gasp edilmiş bir takım olan Fenerbahçe yine de ülkesinin puanını sırtlamaya devam ediyor.. Çelmelere, engellere, dikenlere, tuzaklara rağmen ulu bir çınarın verdiği güveni vermeye devam ediyor.