Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu.

 Özel, partisinin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için izlenecek yol haritasını duyurdu.

Yeni bir sürecin başlangıcında olduklarını ifade eden Özel, “İstanbul’da bir dizi toplantı yaptık. O toplantıda Ekrem başkanla, Mansur başkanla konuştuk, değerlendirdik. Artık bir yeni başlangıca, yeni bir sürecin tarifine hep birlikte hazır olma konusunda mutabakatımız tamdır.” dedi.

PARTİ ÜYELERİ CUMHURBAŞKANI ADAYINI BELİRLEYECEK

CHP lideri Özel, cumhurbaşkanı adayını parti üyelerinin belirleyeceğini, bu sürece katılmak isteyenlere CHP’ye üye olma çağrısında bulunarak, "Bugün başlıyoruz. Önümüzdeki süreç içerisinde tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak daha önce de dediğimiz gibi 2025 yılında sandık geliyor, biz hazırız demek için bugün başlıyoruz. Adayı bir partinin genel başkanı olarak ben değil partinin meclisi olarak seçilmiş organımız değil hepimiz ama sayıları bir milyon 600 bine yaklaşan cesur yürekle birlikte belirleyeceğiz. Ben cumhurbaşkanı adayımı belirlemek istiyorum diyen herkese söylüyorum bugün ilk gün." dedi.

İMAMOĞLU VE YAVAŞ İLE TOPLANTI YAPILDI

İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da hazır bulunduğunu belirten Özel, bu toplantıda yeni bir başlangıç konusunda uzlaşı sağlandığını dile getirdi.

“PARTİM GÖREV VERİRSE” MESAJI

Toplantıya dair detaylar paylaşan Özel, “Duyduğum en büyük memnuniyetlerden birisi, iki demokrasi kahramanının da ‘partim görev verirse’ diye başlayarak kurduğu onurlu cümlelere teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

TÜM HAZIRLIKLAR NİSAN AYINA KADAR TAMAMLANACAK

Özel, cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecinin ilk adımını attıklarını belirterek, “Bugün yeni bir başlangıç yaptık. Cumhurbaşkanı adayımızı belirlemeye kadar yeni bir sürecin ilk günündeyiz. Bugün başlıyoruz. Önümüzdeki süreç içinde şubat, mart ve nisan aylarında tüm hazırlıklarımızı tamamlayacağız.” diye konuştu.

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar;

“Yaşanan bütün sıkıntılara, yaşatılan baskılara, yargı tacizlerine karşı dimdik bir duruşu göstermek üzere geçen hafta bu saatlerde ‘haydi başlıyoruz’ diyerek, grup toplantımızı bütün baskıların yaşandığı İstanbul’a taşıyarak bir yeni başlangıca hep birlikte motiveydik. Ancak o sabah hepimiz yüreğimizi dağlayan ilk önce 3 kayıp diye başlayan bir süreçte biz ne partiye katılım düşünebilirdik, ne grup toplantısı yapmayı ne yeni bir başlangıcı anlatmayı.

Toplantımızı iptal ettik. Grubumuzu uzmanlıklarına göre hızlı bir şekilde Bolu’ya yönlendirdik. Resmen açıklanmasa da ailelere sahip çıkmak üzere Ankara, İstanbul, Bursa’da olması gerekenleri ilgili yerlere yönlendirdik.

"SAATLER SONRA GERÇEK RAKAMLAR AÇIKLANDI"

Can kaybının 70'in üzerinde olduğunu bilmemize rağmen yetkililerin açıklamasını bekledik. 6 saat 10 dakika sonra can kaybı açıklandı. Neyi bekliyorlardı? Rakam 78, 36'sı çocuk ve beklediğimiz bir partinin Ankara İl Kongresi. Başka bir partinin rozet töreni. O an hepimiz nasıl bir muhataplık içinde olduğumuzu anladık. Bir partinin kongresinin bir ülkenin yasının önüne geçebildiğini öğrendik.

"BELEDİYEMİZİ ZAN ALTINDA BIRAKMAK İSTEDİLER"

Bundan saatler sonra vardığım Kartalkaya'da Bakanlara geçmiş olsun dedik ve oturduk bilgi aldık. Millet karne hediyesi olarak tatile götürdüğü evlatlarının küçücük kalmış bedenini teslim alırken, suçluluk telaşı ile bir bakanın çıkıp yalanla polemik yaratmasını doğru bulmadığımı orada da söyledim. Bir telaş vardı; ellerindeki kiri temizlemeye çalışanların bir telaşı vardı karşımızda. Kimin nesi olursa olsun hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma yürütülmesine taraftık halen daha tarafız. Ama bir yandan algı operasyonu yapmaya çalışanlar, belediyemizi zan altında bırakmak için 2007 tarihli AK Parti tarafından verilen bir belgeyi servis etti. Bizim belediyemizi zan altında bırakmak için servis ettiler. Sonra Anadolu Ajansı'nı, hepimizin maaşlarıyla ayakta duran TRT'mizi buna alet ettiler. Yeni bir algı operasyonuna giriştiler. Anadolu Ajansı'nı tekzip etmek, TRT'den düzeltme istemek zorunda kaldık. Bize mahcup ifadelerle kapalı zarflarda özür gönderen müdürlere sesleniyorum; bu ayıbın altında kalırsınız. Tekrarlamayın!

"SORUMLULAR KİM OLURSA OLSUN CEZALANDIRILSIN"

Bir partinin kongresinin, bir memleketin yasının önüne geçebildiğini kimimiz kızarak söylenerek, kimimiz ağlayarak ama hepimizin içini yaralayarak öğrendik. Bundan saatler sonra vardığım Kartalkaya’da güneş batarken, bir başka otelin içinde göz gözü görmezken, bakanlara ‘geçmiş olsun’ dedik, bilgi aldık.

Millet canıyla uğraşırken, yasın acının en büyüğü ve kokuların en kötüsü genizleri yakarken, suçluluk telaşıyla bir bakanın çıkıp daha analar babalar ortada koşuşurken, yalanla hedef göstermesini doğru bulmadığımı söyledim. Bir telaş vardı. CHP olarak biz sorumlular kim olursa olsun, görevi ne olursa olsun, kimin nesi olursa olsun, şeffaf bir soruşturma yürütülerek cezalandırılmasına tarafız.

Bize kapalı zarf içinde mahçup ifadelerle savunmalar yollayan genel müdürlere şunları söylemek istiyorum; dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Bu ayıbın altında kalırsınız.

"GERÇEK, BOLU BELEDİYESİ'NİN UYGUNLUK VERMEMESİ"

Gerçek; Bolu Belediyesi'nin geçen ay, bir ay önce 9 kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir.

Gerçek; 2007 yılında AK Partili belediyenin verdiği uygunluk belgesiyle 2019'a kadar kanunda yazmadığı, görevi olmadığı için AK Parti Belediyesi'nin 12 yıl o oteli denetlememiş olmasıdır.

Gerçek; söz konusu alanın Milli Park olması, Milli Park alanına yangın söndürmeye bile gitmenin belediye tarafından izne tabi olması, oraya girişin bile yasak olması, söz konusu bölgenin turizm bölgesi olması, otele işyeri açma ve çalışma ruhsatını Bolu Valiliği'ne bağlı İl Özel İdaresi'nin otele turizm işletme belgesini Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın vermesidir.

Bu iki belgeyle faaliyetine devam etmesidir. Ve bir sorun tespit edildiğinde otelin faaliyetini durduracak olanın da, bizzat Turizm ve Kültür Bakanlığı olmasıdır.

Bunların içinde yine de her seferinde söyledik. Varsa ihmali olan, eksiği olan, kanunen suçu olan diyemiyoruz ama açıkça düzenlenen her şeyi gözümüzün önünde görüyoruz.

BİLİRKİŞİ HEYETİNİN FOTOĞRAFI İLE YANIT VERDİ

BİLİRKİŞİ HEYETİNİN FOTOĞRAFI İLE YANIT VERDİ

İşte 7 kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. 2,5 gün gece gündüz çalıştılar. Ellerinde resmi görevlendirme belgesi, jandarma tutanağıyla otele girdiler, otelde çalıştılar. Jandarma'nın gözetiminde otelin güvenlik kayıtlarını incelediler. Yangının 4. kattan çıktığını, nasıl yayıldığını, eksiklikleri her şeyi not ettiler. Çıkan raporu kabul etmemişler. Dediler ki, 'Bakanlığı çıkarın, Bolu Belediyesini ekleyin, yangının lokantadan çıktığını yazın.' O raporu ben aldım, ilgili sayfalarını sosyal medyadan paylaştım. Kendi şahsi onurlarına, mesleki onurlarına sahip çıkan bilirkişiler, 7 kişi bu imzayı dedikleri gibi atmayınca o zaman görevden el çektirildiler. 

Bu 7 kişinin raporuna korsan diyen esas adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir. Bu rapor korsan olmadığına göre raporun ele geçiriliş yöntemine korsan diyor. Ey Adalet Bakanı, bu rapor ne o başsavcının ne onları arayan genel müdürün ne senin ne de Recep Tayyip Erdoğan'ın malı değildir ki korsan olsun. O rapor yüreği yanan milletin malıdır, çalmasına izin vermedik, vermeyeceğiz." 

"CUMHURİYET TARİHİNDE BELKİ DE İLK KEZ..."
Kültür Turizm Bakanı özel bir televizyon programına çıkıp güya kendini aklamak için 1,5 saatlik yayında kendisine sorulan objektif sorulara bir gün önce paylaştığımız 5 soru da olmak üzere 12 kez 'bilmiyorum', 5 kez 'ben bilmem, bilemem', 4 kez 'bilemem, bilemiyorum' yanıtları ile 21 kez somut, net sorulara 21 kez 'ben bunları bilmiyorum' yanıtını vermiştir. Konuşmada kaçacak yeri de olmayınca başkanı Bolu Valisi olan Bolu İl Özel İdaresi'ne topu atmış 'ruhsat ve iskan yetkisi özel idarede, alanın genelinde de il özel idaresi yetkili, Turizm Bakanlığı yetkili değil' demiştir. Cumhuriyet tarihinde belki de ilk kez İl Özel İdaresi Bakan'a cevap vermiş.

Bakın, İl Özel İdaresi'nin başkanı vali, valiyi atayan valinin bağlı olduğu bakan İçişleri Bakanı, onları atayan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'dır. Bir bakan diğer bakanın ildeki temsilcisine 'sen suçlusun' demektedir. O da ona cevaben 'İl Özel İdaresi'nin denetim gibi bir görevi yok. Burası turizm belgeli bir işletme. Bu tür yerlerin denetiminin kimde olduğu belli. Yönetmelikte her şey var. Yetkili olan Turizm Bakanlığı'dır' diye cevap vermektedir.

ERSOY, 'SAĞLIK BAKANI İSTİFA ETTİ Mİ DE BEN EDECEĞİM' DİYORMUŞ' 

'10 gün içinde suçlular ortaya çıkar' diyen İçişleri Bakanı'na da, her kürsüye çıktığında 'Sorumlulardan hesap sorulacak' diyen Erdoğan'a da şunu söylüyorum; Sayın Erdoğan, hepimiz üzüldük ama siz yürütmenin başındasınız. Hepimizin içi yanıyor ama bu iki Bakanı da atayan sizsiniz. Birbirlerini yalanlayan ve atadıkları şirketin yetkilendirdikleri şirketin 2 yılda bir gidip yangın denetimi yaptığı ve eksik tespit edilmedi diye görevlendirilen şirketten yetki belgesi alındıktan 1 ay sonra cayır cayır yanıyorsa o otel daha neyi bekliyorsunuz? Ben size söyleyeyim neyi bekliyorsunuz? Normalde istifa etmesi gereken, bütün ülke bunu bekliyor. Ama istifa etmiyor. Neden biliyor musunuz? (Mehmet Nuri Ersoy) Ağzından aktarıyorum; "Sağlık Bakanı'na istifa ettirdi mi de bana ettirecek. Ne oldu Yenidoğan Çetesi?" diyormuş.

'SİLKELEMEYE ÇALIŞTIĞI DOĞALGAZ DESTEĞİDİR'

"İşte böyle günlerden geçiyoruz. Herkes tedirginlik yaşıyor. Partimiz, vatandaşları teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlar haline getiren partidir. Çok partili rejimin uygulayıcısıdır. Bu parti 47 yıl ikinci parti olarak da kalmıştır. AK Parti, 23 yıldır milleti yönetmektedir. 31 Mart 2024 seçimlerinde, 47 yıl sonra partimizi 1. parti, AK Parti'yi de 2. parti yaptı. 7 bölgede belediyesi olan tek partiyiz. Ayıptır Ege Bölgesi'ndeki 9 ilin 9'una da sahibiz.

CHP'nin bu başarısı bizim 1. parti olduğumuzu tastiklerken, 'gelin Anayasa'yı değiştirelim, İsrail bize saldıracak, Suriye'ye girdim zafere sevin, TRT sen de bunu köpürtmelisin' dediler. Dün Türkiye'de yapılan tüm anketleri bir bütün olarak değerlendiren ortalamada Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi CHP, yine Türkiye'nin 1. partisi olarak çıktı. Tuzak kuran, silkele diyen, yürüyen işe çomak sokan bir anlayış söz konusudur. Silkelemeye çalıştığı doğalgaz desteğidir, süt desteğidir, yeni doğan paketimizdir. AK Parti milletin iradesinin yok saydı. Anketlerde hala birinciyiz. Bu saldırılar o yüzden.

GEZİ PARKI SORUŞTURMASI

12 yıl sonra Gezi’ye gidenlerden hesap soruyorlar. ‘Demek ki hiç bu işlere girmemek lazım. Susmak sinmek lazım. Sokaklara dökülünce 12 yıl sonra kapıya gelebiliyorlar’ hissini yaratmak için yapılan organize meselenin hepimiz farkındayız. Gezicilerin o günkü tavrı değil, bugünkü tavrı sorgulanıyor. Size teslim olan sizden beter olsun.

DEVLET BAHÇELİ’YE YANIT

Bahçeli dün Ekrem Başkan'ıma 4 sayfa yazmış. Dört sayfa. Bugün sayfalarca hakaret, istifa. Ben Bahçeli'nin söylediği, bana söylediği her şeyi yırtıp atarım.

Ama bugün iki şey söylemiş onu tarih önünde cevapsız bırakmam. Bir, 15 Temmuz'dan ders almayanlara sesleniyormuş Sayın Bahçeli.

Yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa da görelim. Ateşle oynama merakınız nüksettiyse deneyin ve boyunuzun ölçüsünü alalım. 15 Temmuz akşamı ders almayanlara yüreğiniz yetiyorsa yine çıkın sokağa diyor.

Bakın, birazcık utanmak, kurumsal hafıza hiç olmazsa bir ar olur, bu lafları etmez de unutulsun diye tarihe bırakırsın. 15 Temmuz akşamı hatta 16 Temmuz olmuş saat 2. Bu kardeşiniz meclis kürsüsüne çıkıp da millet yeni bir görev varana kadar ana muhalefetiz.

Seçilmiş parlamentonun arkasında, darbecilerin karşısındayız dedikten saatler sonra Bülent Tezcan, Bülent Tezcan CNN Türk canlı yayınına arkadaki genel kurul salonundan bağlanıp AK Partili Ayşe Keşir'in telefonundan şimdi demokrasiye sahip çıkmanın tankın üstüne çıkmanın, meydanlara çıkmanın zamanıdır dedikten saatler sonra o kürsüden Tekin Bingöl, Levent Gök her birisi ayrı ayrı sokağa çıkın darbeye karşı direnin dedikten saatler sonra 15 Temmuz'da sokaklarda 'ders almayanlar çıksın sokağa boyunun ölçüsünü yine alalım' diyen Bahçeli bakın hangi açıklamayı yaptı.

İnanmayan burada oturan bütün basın emekçilerine söylüyorum. An itibariyle MHP'nin internet sitesinde bu bildiri var. Bakın Devlet Bahçeli ne diyor?

'Halkın sokağa daveti, Türk askeri ile muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır.' Devlet Bahçeli söylüyor: 'Bilhassa milliyetçi ülkücü hareketin provokasyon ve ajitasyonlara karşı teyakkuzuyla birlikte sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesi düşünülemeyecektir. Hiçbir dava arkadaşım karanlık sürecin tarafı olmayacaktır.'

Ey Sayın Bahçeli! 15 Temmuz akşamı sokaklarda dersinizi verdik diyorsun ya. 15 Temmuz'da FETÖ'ye dersini veren kahramanlara saygıyla önünde eğiliyorum. O iradenin arkasında duran bir tanesi bile darbeci Fettullah'tan medet ummayan, en rahatsız olduğu Erdoğan'a bile darbe yapıldığında demokrasiyi savunan kahraman Cumhuriyet Halk Partililerin yediği yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Onların yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Sen mi sokakta hesap sormuştun?

ÜMİT ÖZDAĞ’IN TUTUKLANMASI

Ümit Özdağ’a yapılanı kendime yapılmış sayıyorum. Kılıçlarını çekip bu vatana bağlılık yemini içen teğmenlere de, Gezi yüzünden bin gündür içerde yatanlara da, sırf partisi ‘seni başkan yaptırmayacağız’ dedi diye içeri tıktığın genel başkana da, İstanbul Barosu’na da, sanatçılara da CHP olarak sahip çıkacağız.

İBB BAŞKANI İMAMOĞLU’NUN İFADEYE ÇAĞRILMASI

Ekrem başkan bu cuma günü ifadeye çağrıldı. İfadeye çağrılan demokrasi ve adalet isteyen, eşitlik isteyen herkestir. Ekrem İmamoğlu, CHP’lilerin hepsidir. İfadeye çağrılan İstanbul’u ‘bunlara karşı muhafaza edeceğim’ diye yola çıkan İmamoğlu’dur. İfadeye çağrılan İstanbul İttifakı’dır.

Bütün hukuksuzlukların bir tek sebebi var. Artık 22 yıldır girdim ve yendim ezberi bozulmuştur. Artık gözlere uygu girmemekte, anketteki memnuniyet ve oradan yükselen umut dalgası birilerini korkutmaktadır. Kimden neden korktuğunu, onu kimin yenebileceğini o da biz de bilmekteyiz."

CUMHURBAŞKANI ADAYI AÇIKLAMASI

İstanbul’da bir dizi toplantı yaptık. O toplantıda Ekrem başkanla, Mansur başkanla konuştuk değerlendirdik. Artık bir yeni başlangıca, yeni bir sürecin tarifine hep birlikte hazır olma konusunda mutabakatımız tamdır. Duyduğum en büyük memnuniyetlerden birisi, iki demokrasi kahramanının da ‘partim görev verirse’ diye başlayarak kurduğu onurlu cümlelere teşekkür ediyorum.

İşte bunun için artık yeni bir takvimi başlatıyoruz. Yeni bir çağrı yapıyoruz. Bugün yeni yürüyüşün ilk günüdür. Bugün başlatacağımız yürüyüşle sandık görevlilerin teker teker tespitinden, partimizin programını bir iktidar programına dönüştürmekten, cumhurbaşkanı adayımızı belirlemeye kadar yeni bir sürecinin ilk günündeyiz. Bugün başlıyoruz. Önümüzdeki süreç içinde şubat, mart ve nisan aylarında tüm hazırlıklarımızı tamamlayacağız.

Adayı bir partinin genel başkanı olarak ben değil, sayıları 1 milyon 600 bine yaklaşan cesur yürekle belirleyeceğiz. Ben cumhurbaşkanı adayımı belirlemek istiyorum diyen herkese söylüyorum."

DEVA Partisi'nden istifa etmişti: Selma Aliye Kavaf CHP’ye katıldı DEVA Partisi'nden istifa etmişti: Selma Aliye Kavaf CHP’ye katıldı

DEVA PARTİSİ'NDEN İSTİFA EDEN SELMA ALİYE KAVAF, CHP'YE KATILDI

Deva Partisi’nden istifa eden Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, CHP’ye geçti. 14 Mayıs 2023 milletvekili seçimlerinde CHP listesinden seçimlere giren ve Manisa Milletvekili seçilen, daha sonra Deva Partisi’nden istifa eden Selma Aliye Kavaf, CHP’ye katıldı. Özel, Selma Aliye Kavaf'a rozet taktı. 

Kürsüde bir konuşma yapan Kavaf, "200'li yılların başında siyaset kurumunun ülke meselelerine çözüm üretemediği bir dönemde demokrasi, hukukun üstünlüğü sürecine bir katkı sağlayabilir miyim diye siyasete girdim. Bugün yine adalet arayışı sürüyor. Beni sizlerle bu çatı altında bir araya getiren Genel Başkanımız Özgür Özel'e, bana güvenen ve cesaret veren herkese teşekkür ediyorum. Yol arkadaşlığımızın kalıcı dostluklara dönüşmesini temenni ediyorum." açıklamalarını kullandı.

Kaynak: Haber Merkezi