“Oynatmaya az kaldı doktorum nerde?”
Fatih Erkoç’un bilindik bir şarkısı vardır; “oynatmaya az kaldı doktorum nerde?” diye.
Bu da şimdi nerden çıktı, diye sormayın; CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu dinlerken birden o şarkının sözleri geldi aklıma.
Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuşurken o kadar sinirli ve asabiydi ki, biraz şaşırdım doğrusu.
Bu sadece seçimi kaybetmiş bir muhalefet partisi başkanının hezeyanını değil, aynı zamanda koltuğu tehlikeye giren bir genel başkanın ruh halini yansıtıyordu.
Kılıçdaroğlu o konuşmasında, 15 Temmuz darbe girişimine hala “kontrollü darbe” demekle kalmadı, “FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı şu anda Saray’da” oturuyor diyecek kadar da ileri gitti.
Sanki havaalanında tankların arasından sıvışarak kaçan ve Bakırköy’de kahvesini yudumlayarak darbe girişimini seyreden o değilmiş gibi!..
Daha da ileri gitti Kılıçdaroğlu; o dava konusu pankartı için, “ODTÜ’lü zekası” deyimini kullandı ve o pankartı twitter hesabından da paylaştığını söyledi.
Hatta 24 Haziran seçimleri için, “tek başına sandık bir seçime meşruiyet kazandırmaz” dahi diyebildi.
Kılaçdaroğlu’nun öne çıkan diğer sözleri ise şöyle:
“Geldiğimiz nokta keyfi tek adam yönetimidir. Irak’ın Saddam’ı böyleydi, Libya’nın Kaddafi’si de.”
“Bugün Türkiye bir dikta yönetimi tarafından yönetilmektedir. Bunun tarihteki adı da Firavun yönetimidir.”
Anlaşılan Kılıçdaroğlu’nun ruh hali iyice bozulmuş...
Zaten hiçbir zaman lider olamadı; CHP’nin başına geçtiği zaman lider değildi, bu koltuğu işgal ettiği 8 yıl boyunca da lider olmayı başaramadı...
Kiminin fıtratında vardır, lider olarak doğar; kimi lider olarak doğmaz, ama aklını ve zekasını kullanarak zamanla güçlü bir lidere dönüşebilir.
Kılıçdaroğlu’nun ne fıtratında liderlik var ne de liderliği öğrenebilecek yetenek.
Birilerinin ittirmesiyle geldiği CHP başkanlığı, yine birilerinin ittirmesiyle son bulacak gibi.
Anlaşılan “Abbas yolcu” gibi.