Oruçlu Musun? Aç Mısın?

Abone Ol

Çok şükür ki bu yılda Mübarek Ramazan ayına kavuştuk.

Tüm okurlarımıza hayırlı Ramazanlar diliyorum.

Şu ilk günlerde önemli bir konuya dikkat çekmek istedim.

Oruç deyince ilk aklımıza gelen açlık olur ama oruç sadece aç kalmak mıdır? Tabi ki hayır! O zaman neden ramazan hazırlığı olarak marketlere koşup poşet poşet alışveriş yapıyoruz ya da kasap, manav gezip dolaplarımızı ve dondurucularımızı sanki kıtlık hazırlığı yapar gibi doldurma konusunda birbirimizle yarışıyoruz. Hele bir de oruçlu iken markete girersek yandık!

 Oruç ile açlık birbirine karıştırılmamalıdır. Açlık niyetiyle oruç tutulmaz ama oruca niyet edilip sıhhat bulunur. Bu yüzden oruca ibadet için niyet edilmelidir. Açlık ise perhiz halidir. Orucun içerisinde perhiz ve açlık vardır ancak perhiz ve açlığın içerisinde orucun olmadığı unutulmamalıdır.

Ramazan’da orucun birçok yönü ortaya çıkıyor. Bunlardan en önemlisi orucun getirdiği tedavi. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname kitabında şöyle der “Tokluk hastalığı çağırır, tokluk bütün hastalıkların anasıdır. Açlık ise bütün çarelerin esasıdır. Bütün kalp hastalıklarının menşei, yemek arzusudur. Açlığın lezzetini bilen tokluğa üzülür. Açlık bedene ve ruha faydalıdır. Çok yiyen hayatını yer. Hayatını yiyenlerin elde ettikleri ancak ölümdür.”

Oruçlu kimsenin oruç sırasındaki durgunluğu bedenin çalışmaması anlamında değildir. Bu durgunluk ve dinleniş hücrelerin bakımı, vücudun kendini onarımı, ruhun dinlenişe geçmesi, huzura kavuşmasıdır.

Ramazan’da 2 öğün yiyoruz ama 10 öğüne bedel. İftarda biraz fazla kaçırıp sonra tatlı, çerez vs. derken Ramazan’dan çıkınca 10 kilo birden aldık. Bayramda da tatlılar ikramlar bayram şekerleri derken battık!

Peygamberimizin şu hadisi ile daha iyi anlayabiliyoruz. Peygamber Efendimiz “Nice oruç tutanlar var ki tuttukları oruçtan onlara kalan sadece açlık ve susuzluktur.” buyuruyor.  Burada orucun açlık yoluyla bedene faydalarının olduğu ancak ibadet niyetiyle yapılmasıyla karşılaştırılmasının mümkün bile olmadığı anlaşılır.

Hani Ramazan ayında ruhumuz beslenecekti, bedenimiz geri çekilecekti. Nefsimizi terbiye edip, uykumuzdan fedakârlık edip ibadetlerimize yoğunlaşacaktık.

Oruç sadece aç kalmak değil aynı zamanda daha hoşgörülü olmak: yolda yürürken tanımadığınız bir insana gülümsemek hatta selam vermek, daha yardımsever daha pozitif olmayı gerektirir. Trafikte daha sabırlı ve anlayışlı olmak vs. gibi. Aynı zamanda gıybet, yalan ve dinimizce hoş görülmeyen diğer tüm davranışlar uzak durmamız daşart.

“Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terk etmezse, Allah o kimsenin yemesini-içmesini bırakmasına kıymet vermez.” (Buhârî, Savm 8, Edeb 51)

Bu sebeple oruçta ağza bir şey girmemesine dikkat etmek kadar, ağızdan yanlış bir ifâdenin çıkmamasına da dikkat edilmelidir. 

Oruç sadece nefsimizi terbiye etmekle kalmıyor insanı her yönden daha terbiyeli olmaya teşvik ederken belki de insan olduğumuzu hatırlamamızı istiyor.

Bu Ramazan farklı olsun, hakkıyla tutalım oruçlarımızı ve hakkıyla eda edelim ibadetlerimizi…