Dün akşam 29 Aralık saat tam 20:00'da Süper Kupa maçı Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanacaktı. Fakat Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ve Uğur Dündar ani çıkışla bize İstiklal Marşı okutmayacaklar diye gündeme bomba gibi bir kaos bıraktı.
Dün akşam 29 Aralık saat tam 20:00'da Süper Kupa maçı Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanacaktı. Fakat Fenerbahçe kulübü başkanı Ali Koç ve Uğur Dündar ani çıkışla bize ''İstiklal Marşı okutmayacaklar'' diye gündeme bomba gibi bir kaos bıraktı.
Daha sonrasında süreç ilerleyince bu maç öncesi ısınma tişörtlerimizde ''Mustafa Kemal Atatürk'ün resmini yasakladılar'' dediler. Akla iki soru geldi. İstiklal Marşı mı yasaktı? Yoksa maç öncesi ısınmaya çıkarken giyilecek tişörtler mi? Varsayalım ikisi de yasaklandı. Peki neden?
Süreç nasıl ilerliyor? Dünyada ve özellikle Avrupa'da maçlar oynanmadan bir hafta, on gün önce FIFA ile ve oynanacak ülkenin federasyonu ile iletişime geçilir bir sözleşme ve bir kontrat yapılır. Maçın oynanacağı stadyum, saati, hakemi, giyilecek formalar, maç öncesi seremonisi, öncesinde konser yapılacaksa konseri bunların hepsinin planlanması, kameramanların nerede duracağı, top toplayıcıların kaç kişi olacağı hepsinin planlaması bir hafta öncesinden yapılır.
Fakat yapılan mutabakatta maç öncesi ısınması tişörtleri ve benzeri kontrata eklenmemiş. Bu Ali Koç'un son dakika talebi olduğu için Suudi yetkililer tarafından sadece bunu değerlendirmemiz gerekiyor cevabı alınıyor. Daha sonrasında bu cevabı duyan Ali Koç ve Uğur Dündar açıklamalarda bulunuyor. Kaos burada başlıyor.
Bu yazımı yazarken bundan bir hafta öncesine bir gitmek istiyorum. Bildiğiniz üzere Ekrem İmamoğlu ile Ali Koç arasında bir görüşme gerçekleşmişti. Bu görüşmede neler konuşuldu? Dün akşam! Aslında az çok anlayabiliyoruz.
Peki ne yapılmak isteniliyor? Amaç ne?
Bildiğiniz üzere önümüzde yerel bir seçim var ve bu yerel seçimde Atatürkçüleri tek bir tarafa toplayıp konsolide etmek isteniyor. Başarılı oldular mı? Kısmen, çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu konuda çok olgunca davrandı ve herkes gibi hemen atlamadı. Gerçekten devletimizin kurucusu Mustafa Kemal'i Suudi Arabistan'da veya herhangi bir ülkede istememeleri durumunda hep birlikte tepki verebiliriz fakat böyle bir durum söz konusu değil.
Prosedür uygulandı ve bundan da mağdur edebiyatı çıkartmaya çalıştılar. Peki kimler? Tabii ki yine Kemalistler. Önümüzdeki süreçte de neler olacağını hep birlikte göreceğiz.