Ölüm Tohumları..
Muhterem okurlarım bugünkü yazımız bir iktibas olacak. Gazeteci F. William Engdahl, 'Ölüm Tohumları' eserinde GDO adı verilen “şeytan planının” ayrıntılarını açıklıyor. Amerikanın bazı şirketlerinin insanlığı kontrol altına almak, bazı milletleri kısırlaştırarak yok etmek gibi çok kirli planlarını deşifre eden eserin 'GİRİŞ' bölümü şöyle:
“Biz dünya nüfusunun %6.3'ünü oluşturuyoruz ama zenginliğinin yarısına sahibiz. (......) Gelecek dönemdeki asil görevimiz, ulusal güvenliğimize zarar getirmeden farklılık durumunu sürdürebileceğimiz bir ilişki kalıbı tasarlamaktır. (......) Kendimizi çıkarlarımızdan fedakaarlık ederek dünyanın iyiliği için lüksümüzden vazgeçeceğimiz konusunda kandırmamıza hiç gerek yok.” Seorge Kennan, 1948
Bu kitap, küçük bir sosyo-politik elit zümre tarafından 2.Dünya Savaşı sonrasında Vaşington'da ele alınmış bir proje ile ilgilidir. Bu, Kennan'in “farklılık durumunu sürdürebilmek” sözünün nasıl hayata geçirildiğinin anlatılmamış hikâyesidir. Aynı zamanda bir avuç insanın savaş sonrası tüm kaynaklara ve güce sahip oluşunun da hikâyesidir.
(......) Onların Amerikan Yüzyılı daha yumuşak ve kibar bir imparatorluk olarak sömürgecilikten kurtuluş, demokrasi, ekonomik gelişme ve özgürlük kisvesi altında diğer ulusların kaderlerine hükmedebilen, Büyük İskender'den sonraki en büyük küresel imparatorluktu.
Bu kitap “Bir Savaş Yüzyılı: Anglo-Amerikan Petrol Politikaları ve Yeni Dünya Düzeni” adlı kitabın bir devamı niteliğindedir. Petrolden sonra ikinci bir “kırmızı hattı” takip eder. İnsanın yaşamını sürdürebilmesinde en temel ihtiyacı olan günlük ekmeğinin karşılanmasını konu alır.
70'ler boyunca bu Amerikan elitin menfaatine hizmet eden kişi, hayatı boyunca 'güç dengesi politikalarının bir uygulayıcısı olan Henry Kissinger'di. Ve dünya hâkimiyeti konusundaki şu fikrini açıklamıştır; “Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin.”
“Küresel yiyeceği kontrol etme plânı” 1930'ların başlarına, savaşın patlak vermesinden önceye dayanır. Bu organizasyon belli başlı bazı âilelerin servetlerini korumak amacıyla seçilmiş özel kuruluşların yardımlarıyla maddi olarak destek görmüştür. (......) egemen medya kuruluşları sıkça onlara atıfta bulunmuş, zaman zaman alay konusu etmişlerse de genellikle övmüşlerdir..
Savaşla birlikte Amerikan gücünün ağırlık merkezi doğu sahilinden Seattle, Houston, Las Vegas, Atlanta ve Miami gibi bölgelere dağıldı. Sonradan da Asya, Japonya ve Latin Amerika'ya. 2.Dünya savaşından bir süre önce bir âile diğerlerine göre daha fazla öne çıkmıştır. Bu âilenin serveti, uğruna kan dökülen ve savaşılan 'kara altın' petrole dayanıyordu. Bu âileyle ilgili olağandışı olan ise âilenin sadece petrole değil, diğer başka alanlarda da yatırım yapmaya karar vermesi olmuştur. Psikoloji, tıp, gençlerin eğitimi, tarım, biyoloji ve biyolojinin tarımsal uygulamalarına yatırım yapmışlardır.
Bu kitapta ele alınan ana konu olan 'genetiği değiştirilmiş organizmalar' ya da GDO'nun tarihi, dönemin güçlü âilelerinden olan Rockefeller âilesinin (ve 4 kardeşin - David, Nelson, John ve Laurance) tarihiyle paralellik göstermektedir -ki savaşın Amerikan zaferiyle bitmesinden sonraki 30 yıl süresince güç evrimine bu insanlar yön vermiştir. Gücün tamamı ellerindedir ancak işin maliyeti dünyayı etkilemiştir.
Muhterem okurlarım yarın bazı yorumlarımızı da katarak inşa’allah bu fevkalâde mühim, hayatî konuya devam edeceğiz.. 25.12.2018