Vak’a yeni oldu. Medya geçiştiriverdi, üzerinde fazla
durulmadı.
İlköğretim okuluna giden on iki yaşındaki bir çocuk durgunlaşır,
ailesi meraklanır, araştırır, okula sorar, bir şey öğrenemez…
Okulda bir öğretmen bir öğrencinin cep telefonundaki resimlere
bakıp durduğunu görür, telefonu çocuğun elinden zorla almayı
başarır. Hayret ve dehşet!.. Resimler bir tecavüzü göstermektedir.
Durgunlaşan erkek çocuğa tecavüz edilmektedir… Dört arkadaşı
tarafından. Tecavüze uğrayan on iki yaşında, mütecaviz dört
arkadaşı da aynı yaşta…
Tecavüz eden çocuklar yakalanır, psikolog huzurunda sorguya alınır.
Ne olacak?.. Onlar çocuktur, tutuklanamazlar…
Doğrusu şu Türkiye’mizde çok acayip, çok çirkin inanılmaz hadiseler
olmaya başladı.
İslam’da erginlik buluğ ile başlar. Laik sistem bunu kabul etmez.
Şeriata göre bâliğ kimselerin cezaî ehliyeti vardır.
Sık sık, okullardaki kız öğrencilerle de ilgili “acayip” haberler
okuyoruz, duyuyoruz.
Şu birkaç yıl önce başı kesilerek feci şekilde öldürülen liseli
kızın fotoğraflarını görmüşsünüzdür. Askısız dekolte elbise
giyiyordu. Geceleyin tek başına erkek arkadaşının evine
gidiyordu.
Laik sistem iffet şişesini taşa çalıp param parça etmiştir.
Bazen sokaklarda liseli kızlar görüyorum. Giyim kuşamlarını,
bilhassa saçlarını çok yadırgıyorum.
Bu memleketin sarsılması, yana yatması için çok sebepler var,
onlardan biri karma eğitimdir.
Bir kısım gazetelerin ve tv’lerin müstehcen, hayasız, azdırıcı
yayınları gençliği ve halkı bozuyor.
İktidar müstehcen ve ahlaksız yayınları cezalandıracak kanunlar
çıkarsa, birileri “Basın hürriyeti darbeleniyor, diktatörlük
geliyor!” diye bağıracaklar. Zaten iktidarda böyle bir niyet ve
irade var mıdır?
Müslüman çoğunluğun müstehcen yayınlar, ahlaksızlık, iffetsizlik
konusunda bir tepkisi yok.
Uzmanlar söylüyor, bir kısım kız çocukları sekiz-dokuz, erkek
çocukları on-on bir yaşında erken buluğa ediyormuş. Kimin
umurunda.
Bazı büyük günlük gazeteler genel ev bülteni, seksoloji dergisi
gibi yayın yapıyor. Bunlardan rahatsız olan var mı?
İslam dininin, İslam ahlakının temel değerlerinden biri iffettir.
Müslümanlar bu değeri ayakta tutmak için ne yapıyor?
Tekrarlıyorum: Bir ilköğretim okulunda her biri on iki yaşında dört
erkek öğrenci yine on iki yaşında olan bir erkek öğrenciye tecavüz
etmişler. Cep telefonu ile resimler çekmişler.
Ağzı süt kokan çocukların ettiği bu iş yenilecek yutulacak bir şey
midir?
Nereye gidiyoruz diye sorsam bana kızan olur mu?
* (İkinci yazı)
Emr-i Mâruf ve Nehy-i
Münker Vakfı
İSLAM’IN temel farzlarından biri de emrbi’l-mâruf ve nehy
`ani’l-münkerdir. Türkçesi iyiliği emr etmek yaptırmak, kötülü
engellemek yasaklamak…
Bu emri yerine getirmeyen bir İslam toplumu kötü durumdadır ve onun
başına bir sürü azap ve felaket geleceği bildirilmiştir.
Belli başlı mâruflar nelerdir:
1. Kadın erkek her Müslüman’ın ilmihalini, İslam ahlakının
esaslarını doğru olarak öğrenmesidir.
2. Tashih-i itikattır, yani inanç bilgilerinin Kur’ana ve Sünnete
uygun şekilde doğru olmasıdır.
3. Her Müslüman’ın beş vakit namaz kılması için propaganda yapmak,
halkı bu konuda uyarmak, aydınlatmak, bilgilendirmek.
4. Hür ve mukim erkeklerin farz namazları ehil imamların ardında
cemaatle kılmaları.
5. Müslüman çocukların İslam mekteplerinde ve medreselerinde
okutularak doğru bilgili ve kültürlü, doğru inançlı, iyi ahlaklı,
faziletli, vasıflı, güçlü Müslüman olarak yetiştirilmesidir.
6. Bütün İmam-Hatip mekteplerinde öğrencilerin tamamının cemaatle
namaz kılmasının mecburî olması.
7. Zekatın Kur’an’a, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde
dağıtılmasını sağlamak.
8. İcazetli hakikî ulema ve fukahanın yetişeceği bağımsız İslam
medreseleri açmak ve bunlarda Din-i Mübin-i İslam’a ihlasla hizmet
edecek vasıflı elemanlar yetiştirmek.
9. Kadın ve kızların tesettüre girmesi için çalışmak.
10. İhtiyacı olan mü’minlere faizsiz kredi vermek için Karz-ı Hasen
Bankası kurmak.
11. Bütün mü’minlerin tek bir Ümmet çatısı altında toplanmaları
için gayret göstermektir.
12. Mü’minlerin ahirete yönelik olmaları, Mahkeme-i Kübrada hesap
vermeye hazırlanmaları, yolculuk için azık toplamaları.
13. İzzet, haysiyet içinde İslam’a uygun bir hayat sürebilmek için
neler yapılması gerekiyorsa onların yapılması.
Nehy-i münker konusunda da bazı maddeler yazayım:
1. Tağutlarla, Deccallarla, kezzaplarla, İbn Sebe’lerle, Fir’avn ve
Hamanlarla en uygun ve etkili şekilde mücadele etmek.
2. Ribayı kötülemek ve Müslümanların birbirleriyle riba muamelesini
yapmasını engellemek.
3. Serbest bırakılan zina büyük günah ve suçunu engellemek,
kötülemek.
4. Âhir zaman alameti olan yüksek, israflı, şeytanî, şeddadî
binaları kötülemek.
5. Başta gıybet olmak üzere lisan afetlerini kötülemek, Müslüman
halkı bunlardan kaçındırmak.
6. İsraf ile mücadele etmek, mesela her gün beş milyon ekmeğin çöpe
atılması günahını, kötülüğünü, küstahlığını yermek, halkı bu konuda
uyarmak.
7. Müslümanların futbol kulübü tutar gibi cemaat ve hizip
holiganlığı, militanlığı yapmalarını kötülemek.
Emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını yerine getirmek bu devirde
muhterem ulemanın, fukahanın, meşayihin vazifesidir.
Emr-i maruf ve nehy-i münker hizmetleri ihlasla Allah’ın rızasını
kazanmak için yapılmalıdır.
Bu hizmetler şahsî ihtiraslara, paraya, zenginleşmeye, siyasete,
benliğe alet edilmemelidir.
Bu hizmetler cemaatçiliğe alet edilmemelidir.
Bu hizmetlerde tv’den faydalanılmalıdır.
Bu hizmetlerin ücreti halktan değil, Haliq’ten (Yaratandan)
istenmeli ve beklenmelidir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlarının en kısa zamanda alim, fazıl,
ehliyetli, liyakatli, vasıflı elemanlara bir “Emr-i mâruf ve nehy-i
Münker Vakfı” kurdurtmaları ve hizmete başlamaları gerekir.
Çok zarurî ve gerekli masraflar ve ücretler dışında bu hizmetler
için ücret, maaş ödenmemelidir.
Bu vakfın yapacağı yayınlar için kimseye telif ücreti
ödenmemelidir.
Vakfın yayınları her İslam evine, her İslam beynine, her İslam
kalbine girmelidir.
Bu hizmet yapılabilirse ne büyük fütuhat olur…