Okumanın önemini hayatımızın büyük bir kısmında hem de her geçen gün artarak görmekteyiz. Okumak da en az son makalemdeki “dinleme sanatı” kadar önem arz eder. Yine okumak, dinlemek kadar bizi mesleğimizde zirveye taşıyacak büyük bir kaynaktır ve bu kaynak kendi özümüzden beslendiği için asla tükenmeyecek bir cevherdir.
Okumanın önemini hayatımızın büyük bir kısmında hem de her geçen gün artarak görmekteyiz. Okumak da en az son makalemdeki 'dinleme sanatı' kadar önem arz eder. Yine okumak, dinlemek kadar bizi mesleğimizde zirveye taşıyacak büyük bir kaynaktır ve bu kaynak kendi özümüzden beslendiği için asla tükenmeyecek bir cevherdir. Okumayı bir başka cephesiyle ele alırsak genel kültürümüzü genişletir, bunun yanı sıra bizi daha güzel konuşmaya hatta daha güzel düşünmeye bile teşvik eder. Bilhassa yazmak için mutlaka şart olan bir çalışmadır okumak! Neticede biriktirmeden harcayamazsınız!
Güzel bir eseri okumak, hem zihnimizi geliştirir; hem de duygularımızı yüceltir! Aksi takdirde ömür dediğimiz kısacık bu serüvende sadece şahsi gözlem ve tecrübeyle ne kadar bilgi sahibi olabiliriz ki?.. Ülkemizde 'eğitim-öğretim' süreci 12 yıldır ki bu hepimizin malumudur. Bunu 'yüksek öğretim' hayatı izler ki bu da özel bir hazırlık dönemi ve neticede sınav sonucuna göre hak kazanmayla oluyor! Burada dikkat çekmek istediğim nokta okullarda öğretmenin anlattığı dersler, projeksiyon marifetiyle yapılan sunumlar, verilen konferanslar, izletilen filmler vb. şeyler dinlendikten ya da izlendikten sonra zihnimizdeki tesiri yavaş yavaş kaybolmaktadır ve üstünden uzun bir süre geçtikten sonra ise maalesef akla bile gelmemektedir.
Halbuki okuma yoluyla yüzyılların duygu, fikir ve tecrübelerini birkaç saat içine sığdırabilir, o kitaptaki görüşlerle fikrimizi zenginleştirebiliriz.Bu dönem sabırla sermaye biriktirme yıllarıdır. Böylece altyapımız oluşur. Okuduğumuz eserler, evvela bizi 'biz' yapar, sonra da biz 'bizden" taşarak başta çevremiz olmak üzere bu zenginliğimizin de sadakasını vermeye başlarız. Kitaplarımız daima bizim her zaman müracaat edebileceğimiz, elimizin altında olan en değerli kaynaklarımız ve aynı zamanda en sadık dostlarımız!
Bir meslekte ilerlemek ve alanımızda uzman olmak için mesleğimiz ile olan alanlarda yazılanları takip edip çokça okumak gerek. Bugün ister ilmî ister herhangi bir beşerî konuda yapılan muhabbet veya tartışmalarda 'sorulara verdiğimiz ya da bize verilen cevaplardan ziyade' bunların hangi kitaplardan, fikir insanlarından alındığına bakıyoruz.İşte tamda burada sayılan bu unsurlar sayesinde okumanın, 'çokça okumanın', 'kaliteli okumak" ve 'kaliteliyi okumak' gereksinimi karşımıza çıkıyor! Buna dayanarak şunun da altını çizmek isterim ki 'aydın olmakla mükellef olan insanın" iyi bir okuma bilincine ve sevgisine sahip olması 'insanlığının gereği" olmalıdır! Çünkü okuma, tutkuların en asilidir!
'Yaratan Rabb'inin adıyla oku!' (AlakSûresi/1.Âyet)
İşte okuma tutkusunun asaleti de bu Sûre'nin ilk beş ayeti, Peygamber Efendimiz'e (sav) vahyedilen ilk Kur'an ayetleri olmasındandır benim nazarımda. Çünkü zulüm ve haksızlığın zamanında yeryüzünü,tıpkı bugün olduğu gibi, kuşattığı bir dönemde ahlaki değerlerin bozulduğu ve dini yaşayıştan tamamen uzaklaşan insanlık, korkunç bir bunalımın pençesine düşmüştü. İnsanlık adım adım felakete doğru sürüklenirken Hicret'ten 13 yıl önce, Miladi 610 yılında Ramazan ayının son gecelerinden bir gece yani Kadir Gecesi'nde İlahî rahmet tecellî etti. Sonsuz ilim, kudret, rahmet ve merhamet sahibi Allah(cc) 'OKU!' emriyle başlayan ve bizzat kendi koruması altında kıyamete kadar insanlığa yol gösterecek olan Son İlahî Mesajı -Kur'an-ı Kerim'i- göndererek bütün dertlere, sıkıntılara bunalımlara son veren, insanı dünya ve ahirette gerçek anlamda huzura, mutluluğa ulaştıran biricik çözüm yolunu gösterdi!
Okunması gereken kitapların çok fazla olduğunu ve bu çokluk arasında bir seçim yapmamız daha doğrusu öncelik sıralaması yapmamız gerektiğinin bilincinde olarak 'derhal' okumaya başlamalıyız! Zamanımız sınırlı ve inanın çok kıymetli olduğundan ötürü ne tür kitaplar okumamız gerektiğini düşünmek zorundayız! Bu hususta Kur'an-ı Kerim'den başlayarak bir başlangıç yapılmasından yanayım. Akabinde ise emek verilerek hazırlanmış, takdire mazhar olmuş ciddi kitapların okunmasına özen gösterilmesi gerekiyor! Ticarî yazılan, alelacele çıkarılmış, düşük kaliteli kitaplara itibar edilmemelidir!
Peki, bunun ölçüsü nedir?
Güzel ve asil bir eserin değeri, yazarın o konudaki yetki ve ehliyet derecesidir. Ölçümüz bu olursa her daim asil eseri, taklit ve değersiz eserlerden ayırt etme kültürüne bir değer daha katmış olur ve bilinçli okuyucular oluruz.
Farklı çeşitte ve çok kitap okumak işe yarar mı?
Kitap okurken, az önce de belirttiğimiz gibi eğer doğru ölçüde seçim yaparak okumazsak çok yazar ve her neviden eser okumak bizi kararsızlığa iter ve sonuçta kütüphanemizde okumadığımız bir sürü kitap olur ve sonunda okumaktan bile sıkılırız hatta okuma bilincimiz körelip yok olabilir!
Benliğimizi bulmak için Kur'an-ı Kerim okuyalım! Kendimizi bulup mesleğimizde ilerlemek ve kültürümüzü geliştirmek için de 'seçici olmaya' gayret edip bir konu belirleyip o konuda derinleşmek gerek!