Unutma, Allah Teâlâ seni en güzel kıvamda
yarattı. Meleklerle yarışabilecek kıvamdasın. Yaratmasındaki
hikmetler gereği olarak da sana, iyiliğin en zirvesine
çıkabileceğin kabiliyeti verdi. Kötülüğün de en alt tabakasına
kadar düşebileceğin hataları yapabilme kabiliyeti verdi.
İyilikle kötülük için gerekli ne varsa onu da önüne koydu. En iyi
insan veya en kötü insan olabilirsin. İki yönün ortasında
yaratıldın. İnsan olman bunu gerektiriyordu.
Her iki örneğin en ucundakiler senin önünde örnekler olarak bulundu
sürekli. Peygamberleri en iyilerin örnekleri olarak gördün, duydun.
Ebu Bekirler, Ömerler, Enesler, Hadiceler, Zeynebler duydun. Onlar
sana, en iyilik yolunun örnekleri olarak gösterildi. Onlara
bakabilirsin, onlar gibi olabilirsin, onların izlediği yolu
izleyebilirsin sen de.
İkinci yol olan, en kötülerin yolundaki yolculardan da sana
örnekler gösterildi. Nemrutlar, Firavunlar, Karunlar, Hâmânlar
gösterildi. Onları bilip akıbetlerini düşünmen istendi
senden.
İnsandın Sen Ey İnsan
Sen onların izinden de gidebilirsin, bunların izinden de. Onlar
gibi de olabilirsin, bunlar gibi de. Allah Teâlâ seni
yaratırken her iki örneğin işini yapabilme kabiliyeti vermişti
sana. Anne baban bir nebze o kabiliyeti köreltmiş veya
geliştirmiş olsa da şifreler sende idi. İyiyi kötüden
ayırabilecek kabiliyet ve fırsatlar vardı sende. Düşünecektin,
çalışacaktın, gayret edecektin, aldanmayacaktın, sabredecektin,
büyük düşünecektin, kendini zorlayacaktın, ucuza ve değersize
kaymayacaktın... Sen, sıradan bir mahlûk değildin; insandın, insan!
En güzel kıvamda yaratılmış insan.
Dün yaptıkların ve bugün yapmaya devam ettiklerin senin
ektiklerindir. Ne ektiğine bakmalısın. Yiyip içtikten sonra
gidebilecek biri değilsin. Büyük ve ince bir hesaba doğru yol
aldığına göre geride bıraktıkların senin için çok önemli olmalıdır.
Geride bıraktıkların, izin, eserin, sonuçların senin için varlık ya
da yokluk kadar önemli olmalıdır.
En mükemmel mahlûk olarak yaratıldın;
insansın.
Mü'min olarak yaratıldın, Ümmet-i
Muhammed’densin.
Her biri büyük bir nimet olan fırsatlar içindesin; her şey senin
elinde, senin olarak sana verilmiş durumdadır.
Hiçbir şeyin sana bedelsiz veya hesapsız verilmeyeceğini bilmen
gerekir.
Dilin, gözün, kulağın, elin, ayağın, paran, arkadaşların, çevren,
fırsatlar, imkânlar… Hiçbir şey hesapsız olarak senin
değildir. Sen, kendin bile hesapsız değilsin de, sana verilenler
nasıl hesapsız olabilir, değil mi?
Mü’min Olmak Ciddiyet İster
İnsan olmak, mü'minlerden olmak, bu büyük ümmetin içinde bulunmak
böyle bir ciddiyeti gerektirir.
Konuştuğun tek bir kelimeyi, söylenmiş gitmiş
göremezsin. Düşünerek, hesabını vereceğine inanarak
konuşacaksın. Sözünü sen unutsan bile seni yaratanın
unutmayacağını bileceksin. Kullandığın söz, mü'minler
arasında ayrık otları bitirmeyecek. Unutulmuş kinleri
hatırlatmayacak. Gömülü dertleri gün yüzüne
çıkarmayacak.
Düşünmeden, uluorta konuşma. Fitne ekme, dert
üretme.
Büyük ümmetin büyük insanı olarak küçük konuşma, küçük
düşürme. Sıradan olma, sıradanlaştırma. Arkasında durulur şeyler
konuş ve sonra da arkasında dur söylediklerinin. Ama bu
duruşun inadından gelmesin. Mahcup olacağın şeyleri sen hazırlama
ki, mü'min olma onurun zedelenmesin hiçbir zaman. Sözün
değerli olsun, değer oluştursun, değeri eskimesin. Mü'min olarak
seni yansıtsın. İman ettiğin değerleri yansıtsın. Sözünden, hesap
gününe iman ettiğin anlaşılabilsin.
Şer Ekme Fitneyi Sulama
Yazdığın da bu kıvamı korumalıdır. Yazın, sözünün yerini
alacaksa eğer yazında da bu hesapları yap ki, yazmakla
söylemenin aynı hesap içinde tutulacağı gün rahat
edesin.
Mükemmel yaratılışın insanı olarak basit
kalamazsın, basitliği benimseyemezsin. Büyük örneklerin
peşinde, büyük gayelerin emeğini sergileyerek kendini ispat etmeye
mecbursun. Mü'minsin, insanlık için çıkarılmış bir ümmetin
içindesin. İnsanlığın zirvesinde, en güzel işlerle donanmaya
mecbursun.
Bıraktığın iz sürüldüğünde sana ulaşılmalı ve sen iyilikle
anılmalısın.
Konuşurken, yazarken, dinlerken, örnek
olurken, emrederken, itaat ederken hatta yürürken bir tohum
ektiğini bil. Sonra da ne ektiğine bak. Ektiğin, kulların gözünde
de değerlendirilecek, sonunda Rabbinin huzurunda da
hesabını vereceksin. Sakın şer ekme. Fitne çıkarma,
fitneye alet olma, aracı olma, fitneyi sulama.
Ne ektiğine ve kimin arazisine ektiğine dikkat et.
Ekili tohumlar bir dönem unutulur ama er geç onlar da gün
yüzüne çıkar. Sonra da ekenlerini ya güldürür ya da mahzun ederler.
Bunu bil de ne ektiğini hatırlamadan akşam yatağına
uzanma.