Prof. Dr. Naci Görür, yeni kitabıyla ilgili Hürriyet'in sorularını yanıtlarken, Türkiye'nin aktif faylarla çevrili olduğunu ve beklenen İstanbul depreminin büyüklüğünü değerlendirdi. Görür, "7 ve altında olursa nispeten daha az zarar olur. Ancak İstanbul, nüfusu 20 milyona dayanmış, gecekondu mantığı ile inşa edilmiş bu haliyle, 7 ve üzeri bir depreme yakalanırsa kıyamet olur" ifadelerini kullandı.
Fay Kırılması ve Zemin Durumu
Görür, Adaların güneyindeki fay kırılırsa ağırlıklı olarak Anadolu Yakası, Kumburgaz fayı kırılırsa ağırlıklı olarak Avrupa Yakası'nın etkileneceğini belirtti. Avrupa Yakası'nın zemin yapısının görece daha kötü olduğunu vurgulayan Görür, "Avrupa yakasında zemin genellikle kötü, Anadolu yakasında ise göreceli iyidir. Depremin merkez üssü Marmara kıyısında, denize 10-15 km yakın bir mesafedeysen kıyametin içindesin demektir" dedi.
Yapıların Durumu ve Deprem Dayanıklılığı
Görür, depremin hasarını azaltmanın en önemli unsurunun yapıların durumu olduğunu vurgulayarak, "En kötü noktada otursan bile eğer yönetmeliğe uygun, kaçağı olmayan, iyi bir mühendislik hizmeti alınarak yani demiri, betonu açısından kaliteden taviz verilmeden yapılmış bir binada yaşıyorsan o evden sağ çıkma olasılığın çok yüksek. Bunda anlamayacak bir şey yok" diye konuştu.
Deprem Bilinci ve Toplumsal Sorumluluk
Görür, her an her yerde olabilecek bir depremi az hasar ya da hasarsız atlatmanın ancak dirençli yerleşimler kurulması ile mümkün olduğunu belirterek, "Komşular yanaşmıyor diye sesini çıkarmamak olmaz. Sesini çıkaracaksın, mahkemeye gideceksin, devletten, belediyelerden, yetkililerden hesap soracaksın. Yapmıyor mu? Oy vermeyeceksin… Ölmek istemiyorsan durum bu" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Naci Görür'ün uyarıları, olası Marmara depremine karşı hazırlıklı olmanın ve yapı güvenliğine önem vermenin hayati önem taşıdığını bir kez daha gözler önüne serdi. (Haber Merkezi)