Tanzimat’a kadar bizim toplumumuzda yok denecek kadar azdı.
Zira yasaktı.
Teknik kısmına girmeden manasını izah edeyim.
“Sözünden dönen kişi” kavramından ne anlıyorsanız “mürdet” odur.
“İrtidat etmek”, sözünden dönmek ve dönek demektir.
Tanzimat öncesi dönemde “dönek” olmanın cezası çok ağırdı.
Batılılaşma hengamesinde “mürtede” verilen ceza kaldırıldı.
Tanzimat ile bozulma başladı” derken bunu kast ediyoruz.
"Müslüman olmak", söz vermek demektir.
İnsan olmaya ve insan kalmaya söz vermektir.
Söz, “eşhedü” ile başlar “ve resülühü” ile biter.
Sözde değil özde insan olmaktır.
Bilmem anlatabildim mi?
TARİH
Tarihsizlik iki şekildedir:
Biri hiç tarihi olmamaktır ki buna yapılacak bir şey yoktur.
İkincisi var olan tarihten mahrum olmaktır ki işte bizim meselemiz budur.
Tarihten mahrum edilmenin çok yolları vardır ama ben en tehlikelisini söyleyeyim:
Öz ecdadınızın yazdıklarını okuyamamak.
Bize bu vatanı kazananların söylediklerini anlayamamak.
Başka bir ifadeyle tarihsizlik çocuk olmaktır.
Tarihsizlik aynı zamanda talihsizliktir.
HELÂL
İşini, eşini ve aşını beğen ama kendini beğenme.
İmam Azam hazretleri şöyle buyurmuş:
“İşi helâl olmayanın aşı helâl olmaz”.
“Helal-haram ver Allah’ım/ Garip kulun yer Allah’ım” deme !
TEMEL İLKELER
Sırasıyla sayalım:
Temiz olmak.
Yalan söylememek.
Uyuşturucu, alkol ve sigara başta olmak üzere kötü alışkanlıklardan uzak olmak.
Ebeveyni başta olmak üzere büyüklerine teşekkür etmek.
Bunlara itirazı olan var mı?
Bunun adı İslam’dır.
Dünyanın dört bir yanında bu ilkeleri kim yaşıyor ve yaşatmak için faaliyet gösteriyorsa;
Bu asaletin önünde ceket düğmelenmez mi?
Bu faaliyetlerden kim rahatsız olur?
İKİ TEMEL
Lütfen hatırlayınız şöyle demiştim:
Sosyal yapıyı bozmanın iki temel yolu var:
Birincisi gıdayı bozmak,
İkincisi lisanı bozmak.
Diline sahip ol!
Beslenmene dikkat et!
Bu vatan hepimize emanettir;
Atamız cennet mekân Alparslan’dan
TEMİZLİK
Tır şoförü bidonun içine kirli çamaşırlarıyla birlikte sabun ve su koyuyor.
Bidonu tekerin jantına bağlıyor.
Teker döndükçe çamaşır yıkanıyor.
Her zaman söylerim:
Bir ülkede cumhurbaşkanlığı dahil yüksek seviyede görev alacak olanlar için uzun yol şoförlüğü şartı getirilmelidir.
ZELZELE
Gündem deprem/zelzele.
Tv programlarında mütehassıslar konuşuyor/konuşturuluyor.
Anlatılan şu:
Depreme nasıl hazırlanmalıyız, ne yapılmalı?
Deprem nasıl meydana gelir?
Bunlara ihtiyacımız var ve bilmeliyiz.
Fakat benim merak ettiğim husus şu:
Deprem niye oluyor?
Depremi önlemek için ne yapılmalı?
“Uzmanlarımızdan” bu sorularımızın cevabını duymak isteriz.
NİÇİN?
Bizim medeniyetimiz şu iki soruyu her daim sorar:
“Nasıl ve niçin?”
Biz de soralım:
Depremin “nasıl” olduğunu acı tecrübelerle öğrendik.
Niçin oluyor bu depremler?
Bilelim ve ona göre tedbir alalım?