Muhalefet kültürü
Bilgeliğin, cesaretin, merhametin, temiz yürekliliğin temsilcisi olarak Türk birliğini sağlamanın mücadele destan kahramanı Manas, düşmanından çok iç rakip hasetliğiyle mücadele etmiştir. Çinlilerle mücadelesinde bu ilkelere yiğitliğiyle sahip çıkarak zalim Esen Han’a isyan ederek kendisine sığınan Çin komutanı Almambet gücüyle yürümüş, başarıdan başarıya koşmuştur. Ancak içeride soydaşı komutanlarla da mücadele edip gücünü onlara kanıtlama çabasına girmek zorunda kalmıştır. Onun çok saygı duyduğu Aksakal Köketay’ın oğlu bile kendisini kıskanmış, ihanete yeltenmiştir. Baba Köketay cenazesi ardından yine de Manas onu gücüyle sarıp sarmalamış ve himaye etmiştir. Manas’ın ölümünden sonra öz babası Cakıp Han bile başka anadan üvey kardeşleriyle bir olup hanımı Kanıkey’e ne tuzaklar kurmuşlardı iktidar hırsından!
Bütün siyasîlere feyz kaynağı olmalı Manas Destanı. Niye? Çünkü tarih boyunca kuşaktan kuşağa görüle gelen insandaki değişmez duyguların ana kaynağıdır. Türk milletinin muhayyilesinin ürünü bu destanın büyük bir tecrübe birikimi olduğunu görüp oyunlaştırmak için senelerce çalıştım. Keşke verdiğim tiyatrolar bir millî kültür belgesi olarak sahneye koysalardı, o zaman çok daha dikkat çekerdi. Duam o ki sağlığımda bu destanı sahnede izlemeyi Allah bana nasip etsin.
Merhum Şair Necip Fazıl, “Bizde muhalefet iktidarı yıkmak uğruna vatanı da yıkmaya razı” diyor ya, bizim kültürel yapımızı dile getiriyor böylece, muhayyilemiz destanlarda da aynısı yazılı. Partiler içinden partilerin doğması ve doğduğu yeri karalaması da iktidar hırsından. Bizim derdimiz hep içimizde oldu tarih boyunca. El ele demokrasiyi kurmakta zorlanmamız niye? Bu kültürü yenileyemiyoruz. Rakibi alt etmek adına her yol mubah demekten kurtulamıyoruz. Oysa demokrasisi oturmuş ülkelerde taban tabana zıt partiler bile bizdeki gibi çatışmıyor. Millet adına bir araya gelebiliyorlar. Çamur at izi kalır kitlelerde nasılsa derlerse millî menfaatlere zarar verebileceklerinin farkındalar.
Bizde bir kusur görüldü mü en ağır aşağılama ifadeleriyle giriyor iktidar muhalefet birbirine. Muhalefet çıkıyor hırsızlık, yolsuzluk belgeleri sunuyor. İktidar mensupları ispat et diyor, mahkemeler devreye girsin diyor. Bittin, namertsin, alçaksın, hainsin… Suçlamaları ardı ardına milletin ruhunu kirletip duruyor. Oysa zaten hain çok, Türk milletinin ilerlemesini istemeyen düşmanlar onları kullanıp yönlendiriyor. Bu nedenle hain tuzağına düşmemek dolayısıyla millî menfaatlere zarar vermemek için muhalefet kültürümüzü yenilemeliyiz. İktidarın uygulamaları yapıcı alternatifler gösterilerek seviyeli bir dille eleştirilmeli, asla çatışmacı bir dil kullanılmamalı. Artık alışmalıyız buna.
İletişim çağında hain girişimler çok. Hain oyuncağı olma riski yüksek. İktidarı yıpratacağım diye onların ekmeğine yağ sürmemeli. Yapıcı muhalefet şart! Birbirini yıpratma çabası yerine millete hangi hizmetlerin, nasıl getirileceği olmalı muhalefet dilinde. Milletin özlemi bu muhalefet kültürüne! Milletin dünyada söz sahibi çağdaş destanını böyle yazabiliriz.