Evet, sevgili dostlar nereden başlamalı, nasıl anlatmalı bilmiyorum ama şu bir gerçek ki geçtiğimiz günlerde MKE ‘de (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu ) yaşanan casusluk olayı bana göre sıradan bir olay değildir.
Evet, sevgili dostlar nereden başlamalı, nasıl anlatmalı bilmiyorum ama şu bir gerçek ki geçtiğimiz günlerde MKE ‘de (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu ) yaşanan casusluk olayı bana göre sıradan bir olay değildir.
Olayı şöyle bir hatırlayacak olursak: Kırıkkale Silah Fabrikası müdürü Mustafa Tanrıverdi'ye yönelik soruşturma, bir ihbar üzerine başladı. Aralık 2015'ten bu yana Kırıkkale Silah Fabrikası Müdürü olarak görev yapan Mustafa Tanrıverdi, bir Amerikan silah firmasıyla bağlantı kurarak AR-GE'si 22 milyon liraya mal olan ve tamamen milli imkânlarla üretilen piyade tüfeği MPT 76'nın çizim, üretim ve mühendislik planlarını satmayı teklif etti… Milli piyade tüfeğinin yanı sıra MKE tarafından lisansı Amerika'dan alınarak revize edilen MP5 makineli tüfeğinin planları için bir milyon 200 bin lira istedi. Firmanın durumu polise bildirmesi ile teknik takip başladı. İşin en ilginç yanı ise böyle bir olayın ihbar üzerine bilinmesidir. Aslında bu ihbar sıradan bir ihbar değildir. Bazı iddialara göre MİT uzun zamandır bu olayı takip ediyordu ve ihbarı yapan iş adamı ile irtibata geçerek bu olayın ortaya çıkarılmasını sağlamıştı. Ama dediğim gibi bu olay sıradan bir casusluk olayı değildir…
Bu olayda olayı yapan MKE Müdürü Mustafa Tanrıverdi’den çok unutulan ve basında kahraman gibi gösterilen İhbar eden şirketin patronu iş adamına da dikkat etmek gerektiği kanaatindeyim. Böyle bir olayı yapma teşebbüsü ve son anda vicdanım el vermedi demesi bana pek de makul bir sebep gibi gelmiyor. Vicdanı el vermeyen biri bu işe en başından beri hiç kalkışmaz. Özellikle Mustafa Tanrıverdi o malum Amerikan şirket ile nasıl bağlantı kurdu ve oradaki aracılar kimdi? Benim edindiğim bazı bilgiler gerçekten de olayın görüldüğü kadar basit bir casusluk olayı olmadığını gösteriyor. Bu edindiğim bilgilerin bir kısmını kısa bir zaman sonra yazacağım.
Çok açık bir şekilde benim şahsi kanaatime göre olayın arka planı çok başka… Bu olaydan sonra Mustafa Tanrıverdi’nin yerine gelecek isim de çok önemlidir. Bu isim bu hadisenin içeriği ile ilgili daha da derin bir analiz yapmamızı kolaylaştıracakt ır. Bu ismi bazı yerler ve gruplar gibi bende merakla bekliyorum!Peki, Mustafa Tanrıverdi kimdir? Ve MKE’de nasıl müdürlüğe kadar yükselmiştir. Bundan da kısaca bahsetmek gerekir: ‘’Mustafa Tanrıverdi 1987 Yılında Silah Fabrikasında İmalat Mühendisi olarak işe başladı. 1988 Yılında Askerlik görevini ifa etti.1990 Yılında Sanayi Başmühendisi, 1994 Yılında AR-GE Başmühendisi oldu.1997 Yılında AR-GE Kısım Müdürü oldu. 2003 – 2009 Yılları arasında Mühendislik Hizmetleri Müdürlüğünü ve AR-GE Müdürlüğünü, ikisini birden yürüttü. 2009 – 2013 AR-GE Müdürlüğüne devam etti. Ocak 2014 – 17.12.2015 Fabrika Müdür Yardımcısı (Teknik) görevini yaptı. MKE Kırıkkale Silah Fabrikasında 9 Ağustos 2015 tarihinde yaş haddinden emekli olan eski Fabrika Müdürü Osman Nuri ERDOĞAN’dan sonra, Fabrika Müdür Yardımcısı (Teknik) görevini yürüten Mustafa TANRIVERDİ MKE Kırıkkale Silah Fabrikası Müdürü oldu.’’
Çekirdekten yetişen biri, nasıl oldu da bu casusluk olayına karıştı. Kendisine neler söylendi ve hangi olaydan (Görüşmeden) sonra bilgileri satmak için malum şirketle irtibata geçti. Bu malum şirketin patronu iş adamı beyefendi ne oldu da bir anda vicdanı el vermedi ve ihbar da bulundu? Asıl amaç neydi? Mustafa Tanrıverdi’den sonra hangi isim Müdür olacak? Bu olayda aracı olanlar kimlerdir?
Umuyorum ki sorgulama da bu ve bunun gibi sorulara bir cevap bulunur. Yoksa bu işin arka planı açığa çıkarsa kimler hangi silah tüccarları zarar görür?
Basit bir ihbar mı bu casusluk olayını ortaya çıkardı. Soruyorum size bunun gibi önemli bir olay bu kadar pamuk ipliğine mi bağlı? Vicdanı el vermeyenler acaba bu işte neden başından beri vicdanlarının sesini dinlemediler? Neler oldu da son ana kadar beklendikten sonra vicdan muhasebesi yapılmaya başlandı. Ben bir Vatandaş olarak bunları çok merak ediyorum dostlar. Her şey bu kadar kolay olmasa gerek… Neyse yine de nasılsa birileri bu yazıma komplo teorisi diyecek ve olayı sıradan bir olay gibi görecek. Basında, birilerini kahraman gibi göstermeye devam ederken, birilerini de hain gibi gösterecek ve olay kapanıp gidecek. Hayırlısı bakalım! Ama ne olursa olsun bu işin yakın takipçisi olacağım…
Ve son söz: ‘’ Gerçeklerin bir gün, ortaya çıkması gibi kötü bir huyu vardır’’