Çok doğru ve haklı bir strateji olarak, top yekün Endüstrimiz'in, Teknoloji ve Savunma Sanayî'imizin, millî ve yerli üretimi için, adımların atılmış olması, nasıl önemli ve gerekli ise, bundan daha elzem ve ehemmiyetlisi; yerli ve millî dinî inanç ve anlayışımız olan Ehl-i Sünnet, yâni Sünniliğin muhafazası ve güçlendirilmesidir!..
Çok doğru ve haklı bir strateji olarak, top yekün Endüstrimiz'in, Teknoloji ve Savunma Sanayî'imizin, millî ve yerli üretimi için, adımların atılmış olması, nasıl önemli ve gerekli ise, bundan daha elzem ve ehemmiyetlisi; yerli ve millî dinî inanç ve anlayışımız olan Ehl-i Sünnet, yani Sünniliğin muhafazası ve güçlendirilmesidir!..
Ülkemizdeki,dinî meselelerin, tv ekranlarında ve sair yayınlarda, çeşitli tartışmalara, kargaşa ve karmaşalara sebebiyeti, bütünüyle, yerli ve milli olmayışındandır!
Zira; bizim yerli ve milli dinî inanç ve anlayışımız; Ehl-i Sünnet yani Sünnîliktir..
Bu inanç, ilim, irfan yolunun eğitimi ve uygulamalı öğretimi ise; politize olmamış Ehl-i Sünnet itikat ve fıkhını esas alan ve Tasavvuf adabı ve irfanıyla harmanlayan, Medrese usûlü tedrisattır..!
Bu gün bu tedrisat,tebliğ ve irşad hizmeti, Ehl-i Sünnet vel Cemaat; vakıf, dernek, Kur'an Kursu,cemaat,stk, DİYANET içindeki ehil hassas bir kısım hocalar ve toplulukların gayretiyle yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Kesinlikle 15 Temmuz ve benzeri vahşetlerle ilgisi, meyli,tarzı ve potansiyeli olmayan bu güzel insanlar ve topluluklara sahip çıkılmalıdır 15 Temmuz bahanesiyle
Ehli Sünnet müslüman fert ve cemaatler üzerinde oluşturulan kötü bakış,şüphe ve zihin bulandırma işlerinin dahi derin bir proje olduğunu bilmeli ve hainlerin oyunlarına gelinmemeli..
Aktüel bir gerçek şudur ki, çok tartışmalı medyanın elinde bulunan; tv, internet, görsel/sözsel ve yazılı yayınların, dinî konulardaki kaos ve hengamesi, hep ithal zihniyet olarak; şiî, vehhabî, mutezilî,selefi, modernist ve mezhepsiz dış akımlardır..
Onlardan etkilenen bir sürü Prof, vaiz/hoca, Öğretim görevlisi vs. Sünnî Türkiye müslümanlarının inancını-itikadını bozucu; gayr-i milli ve gayr-i yerli açık oturum düzenliyenler, fikir hürriyeti altında beyin ve zihin yıkayanlar da çabası..
Demek oluyor ki, içerden ve dışarıdan işgal ve ifsada uğramak İstemiyorsak; sadece belli konularda ve işimize gelenlerde değil; Bekamızın teminatı olan her konuda hususen dini konularda,*
milli ve yerli olana rücûu/dönüşü gerektirir!
Bu da, samimiyetle, çok gayretli ve ivedikli ve seri olmalıdır..!
Husûsen de; dinî, ailevî, içtimai/sosyal ve maddî/manevî ve güvenlik konularında..
Millî derken, ırkçılık ve kavmiyetcilik anlaşılmasın!.. Manevî değerler ve onların terbiyesi ile yön bulmuş örf ve adetlerdeki birlikteliktir Millî'lik!..
Bizler.! farklı ırklardan ama Millîyet-i İslamiye mensubu olan İslam milletindeniz..
Hariçten gelen ithal ve bozuk bid'at-ı gürûhe taifelerinin dinî(!) anlayışlarına; başta DİYANET,İMAM HATİPLER VE İLÂHİYATLAR OLMAK ÜZERE.. STK ve bütün İSLÂMÎ Kuruluşlar olarak, bir bütünlük içerisinde; nezih itikadımızla, onlara karşı teyakkûz halinde bulunup, toplumu irşad'da gayret etmeliyiz.
"Selam; Hakkı Hakk bilip ona uyanlara, batılı batıl bilip ondan şiddetle uzaklaşanların üzerine olsun!.."