Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; Sayın Cumhurbaşkanı tepki göreceğinizi bilerek, kötü niyetle böyle bir sözü söylemezsiniz farkındayım ancak içerisinde ihmal olmayan, gerekli tüm önlemlerin alındığına kesin emin olunduğu bir durumda maden işçilerimizi kaybetmiş olsaydık kader diyebilirdik.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim;
Sayın Cumhurbaşkanı tepki göreceğinizi bilerek, kötü niyetle böyle bir sözü söylemezsiniz farkındayım ancak içerisinde ihmal olmayan, gerekli tüm önlemlerin alındığına kesin emin olunduğu bir durumda maden işçilerimizi kaybetmiş olsaydık kader diyebilirdik.
Kömür kokusunu mis kokusuna çevirerek cennete gittiklerinden kuşkum yok ama geriye kalan acılı aileler ve ihmal konusu olmasaydı bir insan olarak belki çok da az olsa, yüreğim böylesine yanmazdı.
Bir avuç kömür için yerin bin kat altında karanlıkta geçen ömür!
Başka bir alternatif olsa maden işçiliği severek yapan var mı gerçekten bilmiyorum. Risklerini, zorluğunu ve her evden çıktığında dönmeme ihtimalini bile bile maden işçisi olmayı istemek!
Mesleki kanser, madenci astımı, gürültüye bağlı işitme kaybı gibi hastalıklara yakalanma riskini göze almak!
Isıtmak için soğuktan donmak.
Hayatın en zor, alın terinin bol olduğu bir meslektir madencilik.
Kömür sadece ısıtmaz yürek de yakar!
Yenilenmeyen doğal kaynaklar içerisinde olan kömür elbette önemsiz demiyorum petrol ile aynı değerde ve ısınma amacı dışında elektrik üretimi, demir çelik ve çimento imalatı gibi birçok alanda kullanıldığını da biliyorum.
Ben başka bir sorunun peşindeyim? Hakikaten madenlerde gerekli tüm önlemlerin alındığını, aralıksız denetimler yapıldığını, hiçbir ihmalin olmadığını söyleyebilir miyiz? Maden işçilerinin her anlamda hayatlarını muhteşem hale getirebildik mi? Maddi sıkıntı çekmiyorlar mı? Kendisinin ve ailesinin psikolojisine kadar her şey düşünüldü mü gerçekten?
Yürekleri dağlayan Soma faciası!
Madenin sahibi Can Gürkan 15 yıl, Soma Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Ramazan Doğru ve İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik ve maden mühendisi Ertan Ersoy 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
İnfaz düzenlemesinin yürürlüğe girmesiyle 2021'in Şubat ayında Ramazan Doğru, Akın Çelik, İsmail Adalı, hapis yattıkları süre göz önünde bulundurularak Soma İnfaz Savcılığı tarafından serbest bırakıldı. Soma davasında cezaevinde tutuklu sanık kalmadı.
Tutuksuz yargılanan Gürkan ise 20 yıllık cezasının infazı 10 yıla inerek üç yıl denetimli serbestlik ve hapiste kaldığı 4,5 yıl düşünülerek ve cezanın 2 yıl 6 aylık infaz süresi ile birlikte toplam 7 yıl hapis yatmış oldu.
Ömürlerin sonuna kadar maden işçiliğini yapma cezası aslında onlar için yaşattıklarını yaşamaları açısından ne hakkaniyetli bir ceza olurdu.
41 işçinin hayatını kaybettiği Bartın Amasra'daki maden faciasına ilişkin de böyle mi olacak?
Yoksa geriye felçli anneye çocuğunun ölüm haberinin verilmesi, çıktığı halde arkadaşlarını kurtarmak için tekrar madene inen ve şehit düşen kahraman, ailelerin, çocukların yürek yangısı ve kaybettikleri arkadaşlarının ardından gözyaşına boğulan maden işçileri mi kalacak?
'MAADİN NİZAMNAMESİ'NİN SÖYLEYECEKLERİ VAR'
Tarihçi Yazar Mustafa Armağan'ın TV'de anlattıkları çok dikkatimi çekti. Sonra konuyla ilgili yazısını da okudum.
155 yıl önce Osmanlı Devleti'nde çıkarılan MaadinNizamnamesi'ndeki, bugünkü deyişle Maden Tüzüğü'ndeki bazı tedbirleri hatırlatan Armağan yazısında, başında Dilaver Paşa'nın bulunduğu Ereğli Madeni Nezaretince 8 Mayıs 1867 tarihinde yayınlanan Nizamnamenin bugün bile sıkıntısını çekilen çalışma şartları ve işçi hakları noktasında söyleyecekleri olduğu yazmış.
-Çıkarılan kömürleri dışarıya taşıyan küfeciler ikiye ayrılacak, ilk kısım ocağa gelip 12 gün çalıştıktan sonra diğer kısım gelerek vardiyayı devralacak, onlar gelince ilk kısım köylerine dönerek normal hayatlarına ve ekip biçmeye devam edeceklerdir. 12 gün çalışmanın öngörülmesi hem işçilerin madenin olumsuz etkilerinden uzak tutulmasına hem de civar köylerdeki tarımsal üretimin düşmesini engellemeye yönelik bir tedbirdir.
-İşçiler dinlenme süreleri hariç en fazla 10 saat çalıştırılacaktır. Bu süre dahi iki vardiyaya bölünecek, ilk vardiyada yaz ve kış sabah saat 11'de çalışmaya başlanacak ve işçiler dört saat çalıştıktan sonra iki saat dinlenecek, yemekten sonra da iki saat ocağın dışarıdaki işlerini çavuş nezaretinde gördükten sonra ikinci vardiyaya başlayacaklardır. Bu sırada da kazmacılar dinlenecek ve kesinlikle yazılı olarak belirtilen sürelerden fazla çalışmaya zorlanamayacaklardır. (Yazıyı çok uzatmama gereği Tarihçi Yazar Armağan'ın köşe yazısından kısa bir bölüm aldım. )
Aklıma takılan bir konuyu da Armağan'a sordum.
Öğrendiğim;
'İşçiler yalnızca maden işinde çalıştırılabilecek' kısmı daha sonra kaldırılmış. Daha iyileştirici düzenlemelere de gidilmiş.
--------
Konuyu araştırmam sırasında Cumhuriyetin ilk döneminde bazı değişiklere gidilerek Maadin Nizamnamesi uygulamasından faydanıldığını söyleyebiliriz.
Tarihe dönüp iyi uygulamaları örnek almak! Böyle bir seçenek de var!