RÜZGARA GÖRE POZİSYON ALANLAR


Siyasette 24 saatin uzun bir süre olduğu söylenir. Karşıdan bakıldığında 24 ayın da kısa bir süre olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beştepe Külliyesi’nde çekildiği fotoğraf servis edilmiş, iki ismin 3 saat boyunca görüştüğü not düşülmüştü. Bu durum “fitne” meraklılarını üzse de yine de içlerine bir umut beslemeye devam ettiler. Bu son umut ise Salı günü TBMM’de yapılan grup toplantısı ile bitti. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM Binasına birlikte girmesi ve birlikte oturması birçok çevreyi şaşırttı. Ama Ahmet Davutoğlu’nun “AK Parti’yi karıştırmasını umanlar kadar değil…

Ahmet Hoca, liyakatini ve devlet sevgini gerek danışmanlığında gerekse bakanlığında ortaya koyarak Başbakan olmuş bir isim. En önemlisi katkısız, hormonsuz bir Anadolu evladı. Konya’nın bir köyünden çıkmış bir Başbakan… Verdiği kararlar doğru ya da yanlışlığı ayrı bir tartışma konusudur. Ama karar verirken milli menfaatlerimizi ve devletin çıkarlarını gözetmiş olduğundan da şüphem yok.

Abdullah Gül’ün KHK çıkışından sonra bazı çevreler Ahmet Hoca’yı da etki altına alarak kargaşa kumpanyası başlatmak istediler. Ahmet Hoca o günlerde sessiz kaldı. Bugün de Erdoğan’ın yanında yer aldı. Milletin menfaati ne yöndeyse o istikamette ilerledi. Bugün Erdoğan’ın yanında oturması AK Parti çevrelerinde de birçok kişiyi dumur etti. Başbakanlıktan istifa ederken taşa tutulan Ahmet Davutoğlu’na olmadık hakaretlere edilmişti. Hem de partidaşları tarafından. Canlı yayında “Ak Parti artık Davutoğlu ile yoluna devam edemez” diyen Nasuhi Güngör’e anında cevap veren Serdar Arseven bile eleştirilerin hedefinde olmuştu. Milat gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven “Bu görüş fitne üretmek isteyenlere hizmet eden bir görüştür” demiş ve ardından sosyal medyada “Reis de bizim, hoca da” diye paylaşımlar yapmıştı. O günlerde kimse Davutoğlu’nun yanında durmadığı gibi Serdar Arseven’e de yapılan saldırılar da karşılıksız kaldı. Bugün ise “Hoca ve Reis” yan yana ve fitnecilere karşı net bir duruş sergiliyor. Ne Erdoğan yol yürüdüğü Ahmet Davutoğlu’nu kenara itiyor, ne de Davutoğlu Recep Tayyip Erdoğan’a “küstüm oynamıyorum” diyor.

Siyasette vefasızlık vardır evet ama kendi kararlarını, kendi iradenle almak buna uygun bir şekilde davranmak da esastır. Ahmet Hoca’ya haksızlık yapanlar bugün susmuş durumda. Başbakanlıktan istifa ettiği süreçte yanında olanların, en azından hakkını koruyanların doğruluğu bugün açıkça ortada.