Kullanmayı Bilirsen Dost; Dijital Medya

Teknolojinin hızla ilerlemesi, insanoğlunun doğasından gelen haber alma/verme güdülerini kaşıyor. “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak.” Sözü henüz gerçekleşmemiş olabilir, ancak “Bugünlerde herkes muhabir.” Sosyal medya araçları başta olmak üzere, televizyonlar, radyolar, internet siteleri diğer yayım organları için herkes birer muhabir-haber kaynadığı. Cebimizdeki telefon tüm medya organlarının ve bunların yaptıkları yayının bize ulaşması için yeterli.

İnternetsiz bir dünya tasavvur edemiyorum. Hayatımızı çok kolaylaştırdığı bir gerçek. Ama aynı zamanda hayatımızı da ele geçirdiğini görmezden gelemeyiz. Kademe kademe toplumun kesimlerini ele geçiren internet son yılların yükselen trendi olan Youtube ile de çocukların dünyasını ele geçirdi. Hatta dünyası oldu. Dikkat edin gençler değil, çocuklar diyorum…

***
İnternetin negatif etkilerinden mümkün mertebe korunmak ve zararlı yanları azaltmak için bilimsel ve sosyal çalışmalar yapılıyor. Ancak her iyi şey de olduğu gibi bu çalışmaların insanlar üzerindeki etkisi, kötü alışkanlıklara nazaran düşük kalıyor.

Dijital medya sadece içerik üretenleri değil, tüketenleri ya da maruz kalanları da tehdit ediyor. İsteyen herkesin hiçbir liyakat kıstası olmadan, gönderilerinin filtreye tabi tutulmadan yayıncı olduğu dijital dünya tehlikelerle dolu. Öyle ki bu tehlikeler kimi zaman ulusal, hatta uluslararası boyutta olabiliyor.


Son olarak askerimizin düzenlediği Zeytin Dalı Operasyonu’nda bunun örneklerini yaşadık. Sahte fotoğraflar ve yalan haberler üzerinden uluslararası platformda “siviller katlediliyor” algısı oluşturmaya çalışan teröristler amaçlarına ulaşamadılar. Ulaşamadılar çünkü Türkiye uluslararası medya gücünü ve diaspora çalışmalarını iyi yönetti. TRT World, Anadolu Ajansı, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ve STK’lar yalan haberlere hızlı bir refleks göstererek yerinde çalışmalarla dijital yalanları çürüttü.


***
Gezi Parkı olaylarında aynı refleksi gösterememiş ve çalışma sistemini uygulamamıştık. O günlerin tecrübesiyle bugünleri en iyi şekilde yönetebildik. Gezi parkında sınıfta kalan mekanizma, Zeytin Dalı’nda kendisini gösterdi.

Bir örnek daha; sanatçı Volkan Konak’ın silahlı saldırıya uğradığı ve ateş edenin “Vatan Haini” dediği haberi dijital medyaya düştü, bunun üzerine kendine “Atatürkçü” diyen bir güruh “Kemalist” duygularla bir anda sosyal medyada “Volkan Konak’a kol kanat olma kampanyası” başlattılar. Volkan Konak’ın “Olayın bizimle alakası yok, ben sahnedeydim, birisi havaya ateş edip gitmiş.” Açıklaması bile durduramamış bu güruhu. Siyasetçiler, sanatçılar, medyatikler takılmış bir asparagasın peşine tweet üstüne tweet atıyorlar. Haberi servis eden “işbilir” de gülerek uzaktan bunları izliyor.

****
Anladık ki medyadaki dijital dönüşüme mali ve fikri yatırım yapmak önemli. Aradan geçen zaman sürecinde gerçekleştirilen çalışmaların karşılığını bugün almış durumdayız. Bundan sonra da teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeli, teknoloji geliştirmeli ve bu alana yatırımlar yapmalıyız. Aman dikkat! Bunları yaparken hayatımızı teknolojinin emrine vermeyelim.

HAYIRLI CUMALAR.