Kamu kurumlarında FETÖ örgütü - 2
FETÖ mensubu olmak, bazı kurum ve kuruluşlar içerisinde üst düzey görevlere gelebilmek için asli şart haline gelmiştir.
Örgüte biat eden ve verilecek her türlü görevi yerine getirmeyi kabul eden şahıslar, en üst görevlere çıkartılmışlardır.
Devlet kurumlarında kadrolaşma ve kurumu yönetecek hale gelmeye FETÖ, “fethetme” demektedir.
Kamu kurumuna yerleşen her bir FETÖ mensubu, kendisinden sonra geleceklerin önünü açmış ve vücuda yerleşen bir virüs misali uygun ortam buldukça yayılmıştır.
Kendisine zarar verecek herhangi bir müdahaleyi hissettiği zaman ise normal bir çalışan kabuğuna bürünmüştür.
Gerektiğinde inançlarına ters olmasına rağmen alkol kullanmaktan, eşinin başını açmaktan ya da muhafazakâr kesimlerin bulunmaktan kaçındıkları ortamlara girmekten imtina etmemiştir.
Tedbir adı verilen bu yöntem sayesinde, siyasi iktidarlar ya da yönetimler değişse de her dönemden kazançlı çıkmasını bilmişlerdir.
Bazıları ise FETÖ mensubu oldukları bilinmesine rağmen “işinde gücünde, dinine bağlı zararsız bir insan” profili çizerek faaliyetlerine devam etmiştir.
Zamana ve şartlara göre şekillenerek kendisini korumayı yöntem edinmiş olan FETÖ mensuplarından bazılarıysa yaşanan son süreci en az zararla atlatmak amacıyla kendilerini milliyetçi-muhafazakâr, sosyal demokrat, Nurcu (Okuyucu-Yazıcı), Adıyaman Menzil Grubuna mensup dindar bir şahıs olarak lanse etme gayretine girmişlerdir.
FETÖ, kamu kurum ve kuruluşlarındaki önemli görevlere kendi adamlarını getirmesinin akabinde mesleğe yeni başlayacak personelin de kendi okullarında ya da dershanelerinde yetişmiş öğrenciler arasından seçilmesini temin etmiştir.
Personel alımına dair sınavların sorularını yine daha önceden söz konusu kurumlara yerleştirmiş oldukları mensupları vasıtasıyla temin ederek çözümleriyle birlikte dağıtmıştır.
Askeri okullara ve polis akademisine alınacak şahıslar özel olarak “seçilmekte”, “kod” isim kullanan abi ve ablalar, ışık evlerine gelen öğrencilere, sınav sorularının cevaplarını sınavdan birkaç gün önce “fetih okutma” diyerek ezberletmekte, hangi gün sağlık muayenesine gitmesi gerektiğini de yine önceden belirtmektedirler.
Gerekli durumlarda aday öğrenciler, önceden FETÖ’ye bağlı ya da anlaşmalı bir sağlık kuruluşunda ön muayeneye tabi tutulmakta, herhangi bir sağlık problemi olan şahsın gireceği sağlık kurulundan sağlıklı raporu alabilmesi için gerekli ayarlamalar yapılmaktadır.
Askeri okullara giriş sınavlarının basamaklarından olan sağlık muayenesinde sorun yaşaması muhtemel görülen (burun-kulak sıkıntısı vb.) öğrenciler, "sahte isimlerle" muayeneden tedaviden geçirilmektedir.
(Örgüte göre bu kaporta bakımıdır) Böylelikle sağlık sorunları nedeniyle sınavlardan geçemeyecek olan adaylar önceden belirlenmekte olup, problemli olanlar da gerektiğinde sahte isimler altında ameliyatla tedavi edilmektedirler.
Kendi adaylarının kazanması için büyük gayret gösteren örgüt, aynı gayreti kendilerinden olmayan adayların askeri okul ya da polis akademisine girmemesi için sergilemekte, kendisinden olmayanları sınav komisyonlarındaki mensupları aracılığıyla başta mülakat, sağlık ve spor olmak üzere girilen sınavlarda elemektedirler. ( Askeri okul sınavlarındaki sağlık elemelerinin büyük ölçüde gerçek olmadığı FETÖ üyesi olmayanlara kıyım olarak kullanıldığı iddia edilmiştir. )
Sınavları kazanan asker ve polis öğrenciler, hafta sonları izinli olduklarında ya da evci çıktıklarında, belirlenen ışık evlerine giderek burada kendilerinden sorumlu abiler ve ablalar tarafından verilen talimatlara uymakta, sohbetlere katılmakta, kendilerine öğretilen "bilmesi gereken" ve "tedbir” prensipleri tavizsiz bir şekilde uygulanmaktadır.
“Bilmesi gereken” prensibiyle hücre yapılanması oluşturularak bir şahsın kendisine verilenler dışındakilerini sormasının ve öğrenmesinin önüne geçilmektedir.