KORKU JEOPOLİTİĞİ
Korku !
İnsanı irkilten, tedirgin eden, davranış psikolojisinde ki rutinin çok daha dışına savrulmasına sebebiyet veren bir durum. Büyük bir kaosun oluşmasına ve bunun sonucunda ise, makul ve mantıklı olandan uzaklaşmalara sebep olan bir haleti ruhiye içine savrulma. Batı ama özellikle Amerika, ikinci Dünya savaşı sonrası kendi hegemonyasının taşlarını da yine bu korku üzerine bina etmiştir..
Bu amaçla kuzey Atlantik Paktı kurulur. Bu pakt kurulurken de ana kodları yine korku üzerinden kendisini inşa eder. Zira ikinci dünya savaşı bitmiş, kazanan ülkeler arasında bulunan Rusya da devrim yaşanmış ve komünizm ‘’ kızıl tehlike ‘’ korkusu baş göstermiştir !
Bu korkunun altını ise, savaş bitmiş ve Almanya teslim olmuş olmasına rağmen, Rusya tarafından bir ay boyunca ve aralıksız bombardımana maruz bırakılmıştır. Bütün Dünyanın gözleri önünde yaşanılan bu yıkıma hiçbir Devlet ses çıkarmamış ve sonra ki ‘’ korku ‘’ tezinin köşe taşlarını döşemiştir. Ve Rusya bu oyunu fark ettiğinde ise, çok geç olmuştur.
Bütün Avrupa Ülkeleri için muhteşem bir korku baş göstermiş ve bu korkudan emin olmak içinde savunma ve harcamaları devreye sokulmuştur. Çark tıkır tıkır işlemeye başlamıştır. Amerika bu çarkın dümeninde ki yerini almış ve diğer tüm Avrupa ülkeleri de bu haklı korku ve endişenin girdabından kurtulmak için, paktın gönüllü üyeleri olmuştur.
Oyunu fark eden Rusya, karşı bir hamle yaparak, Varşova paktını kurmuş ve bir kısım Balkan Ülkelerini de bu paktın içerisine alarak, bir bakıma Avrupa’nın göbeğini ürkütür ve korkutur bir pozisyon almıştır.
Ve Dünya çılgın bir şekilde silahlanmaya başlar. Yıkımı çok daha büyük çok daha vahşet boyutlara sebep olabilecek bombalar ve uzun menzilli füzeler imal yarışına girmişlerdir.
Zira korku büyüktür..!
Daha yirmi yıl evveline kadar, NATO üye Ülkelerinin silahlanmaya ayırdığı bütçe yaklaşık sekiz yüz milyar dolar iken, son yirmi yılda bu rakam iki trilyon dolara merdiven dayamıştır !
Korku ve savunma histerisi üzerine bina edilen proje tutmuş ve projenin sahibi olan güçler içten içe ve kıs kıs gülerken, projenin çok büyük getirisi üzerine büyük karlar elde etmişlerdir.
Ve tarih 1991 Rusya dağılmış, bütün Kafkas ve Türki Ülkeler bağımsızlığını ilan etmiş ve haliyle Varşova paktı da ömrünü tamamlamıştır. Ancak proje babaları, hedeflerini korku üzerine bina ettikleri içindir ki, ve NATO’nun kurulma konsepti de korku üzerine inşa edilmiş olması dolayısıyla, helvadan da olsa bir korku putu mutlaka inşa edilmeliydi.
Rusya’nın ve Varşova paktının yıkılıp dağılmasının hemen sonrası, 1991 Tarihin de, İskoçya da toplanan NATO üyelerine hitaben. Dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Teacher şu konuşmayı yapacaktır. ‘’ NATO askeri bir kuruluştur ve askeri bir oluşum da düşmansız yaşayamaz. Kızıl düşmanı yendik, şimdi sıra Yeşil düşman da diyerek, Dünyayı bir başka kaosun kucaklarına bırakmışlardır. Ve Dünya o gün bugündür bütün Batı eliyle kan revan bir terörizmin içine sürüklenmiştir. Hedef, 20 Ülkenin haritalarının değişmesidir !
20 Ülkenin de Orta Doğu sınırları içerisinde bulunuşunun tesadüf olduğunu iddia edecek bir aklı evvelin olduğuna inanmak istemiyorum..
2003 ve projenin Orta Doğu ayağı Irak’ın işgali ile resmen başlamış olmaktadır. Öyle ya yirmi ülkenin sınırları değişecek ve bu yirmi ülkeden on iki yeni Ülke türetilecekti.
Oyun ve projeyi doğu okuyamamış olmamız ve hatta oyuna iştirak etmemizin sebebiyledir ki, bugün güney sınırlarımızda ki keşmekeşe bilerek ya da bilmeyerek zemin hazırlamıştık.
Huzurumuz, beka ve sınır güvenliğimiz tam bir tehlike altında artık. O gün doğru okunmanın muhteşem getirisini, bugün büyük bedeller ödeyerek bozma girişimimiz..
Ve kanımca, oyun hala tam ve doğru şekilde okunamamış, tehlikenin gerçek boyutları keşfedilememiştir. Ülke olarak, Millet olarak kendimizi çok daha stratejik bir konuma yerleştirmemiz, yapılacak her girişimi kriminalize edebilecek şekilde yetiştirmemiz bir lüks olmaktan haylidir çıkmış durumda. Binlerce yıl evvel, Süleyman mabedini yıkan Devletin Babil ve bu Devletin merkezinin de IRAK olduğunu asla unutmayalım…!