Saygıdeğer Kardeşlerim, Sosyal Medya’nın artık iyice sloganik düşünce ve söylem tarzına dönüştüğünü hepimiz görmekteyiz. Sloganik düşünce, öykünme hastalığının sinsice yaklaşan ilk adımıdır. Yavaş yavaş bizi kuşatır. Kısa sayılabilecek bir zaman diliminde beyni bir kalıba sokar, işte bu belki geri dönülmez yoldur artık.

Saygıdeğer Kardeşlerim,

Sosyal Medya'nın artık iyice sloganik düşünce ve söylem tarzına dönüştüğünü hepimiz görmekteyiz.

Sloganik düşünce, öykünme hastalığının sinsice yaklaşan ilk adımıdır. Yavaş yavaş bizi kuşatır. Kısa sayılabilecek bir zaman diliminde beyni bir kalıba sokar, işte bu belki geri dönülmez yoldur artık. Çünkü farklı bir şey düşünmeye kalkışmak ile esiri olduğumuz sloganik düşünce, çatışmaya başlar ve devreler yanar; bir de bakmışız ki:' Artık biz, biz değiliz!'

Sosyal Medya maalesef burada bizden olmayan şeylerle doldurdu toplumsal hafızayı! Takdir edersiniz ki slogandan ibaret söylemler, zamanla sanal kişilikler doğurur. Bunların söyledikleri değil, yaptıkları kuşatır toplumu. Çünkü milyonların idolü oluvermiştirler artık. Hafıza bunlar ve mide bulandıran eylemlerle dolmuşsa bir toplum artık iflah olabilir mi?

Bu yüzden acilen derinlikli bir düşünce bütünlüğü kazanmalıyız, bu bizi adeta bir can simidi misali robotlaşmamıza engel olup bu girdaptan kurtaracaktır, tabii gerekli zahmeti çekip de beynimize ihtiyaç duyacağı 'tefekkür' dosyasını yüklersek! Nasıl ki değirmen taşı, buğday konmaksızın çevrilir de kendini eritirse, beynimiz de insanı kainattaki mevcudattan ayıran en önemli özelliklerden biri olan düşünmeye her daim muhtaçtır.

Beynimizin yakıtı olan düşünceden kısar ya da kalitesiz bir yakıt takviyesi yaparsak ki maalesef sosyal medyayı görüyoruz. Atasının, töresinin izini kaybetmiş, başkasının düşündüklerini servis eden ve kendi düşüncesiymiş gibi gösterişe kaçan tiplerle karşılaşıyoruz! Hatta sloganik düşünceyi de geçtim, saçma sapan videoları bile görür görmez binlerce kez aynısını çekip yayınlayan insanlarla dolup taşan bir toplum olduk. İvedilikle analitik ve kritik düşünmeyi öğrenmeliyiz ve hayatımızın merkezine alıp istisnasız bir biçimde de hayatımızın her anına tatbik etmeliyiz!

Kişisel hayat planlamamızı daima doğru yolu esas alarak her an kontrol altında tutmalıyız. Lütfen, bu konuda kendimize suni mazeretler üretmeden, kendimizi her an eğitip, sürekli geliştirmeliyiz!

Unutulmamalı ki fikir sahibi olmanın en güzel yanı, sizi hür kılmasıdır. Başkalarının basmakalıp cümle, düşünce, eylemlerini kullandığınız sürece aklınız kiradadır. Körü körüne sadece prim yapacağım, diye kopyala yapıştır yaparak başkalarının fikirlerini kendi fikrinizmiş gibi gösterip küçülmeyi asla kabul etmeyin!

Taşıma suyla değirmen dönmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bu anlamda kendi kaynağımızı bulup döngüyü sağlamalıyız. Bu tertemiz ve biz ölünceye kadar tükenmeyecek kaynak ise elbette: Sorgulamaktır! Kendimizi sürekli sorgulamalıyız!

Hafızamızı mutlaka kuvvetlendirmeliyiz, hafıza düşünüş için gereken bilgiyi temin eder ve saklar. Bu melekeyi hayatımızın her safhasında çok kullanmak zorundayız.

Bilgi dağarcığımızı delillerle, ilmi dayanaklarla zenginleştirmemiz gerek. Her türlü hurafeden, bidatlardan, yozlaşmış geleneklerden ve çağdaş yanılgılardan ve en tehlikelisi olan fitnelerden uzak durmalıyız! Bunları yaparken de haktan ayrılmadan, her daim hakkı savunmak, yegane gayemiz olmalı!

Berrak kaynağımız tamam, diyelim; peki düşündük, ürettik. Bu ürünleri toplumla paylaşmazsak ne anlamı olacak? Evvela depolarımız sağlam olmalı, yani hafızamızı canlı tutup toplumsal hafızanın çökmemesi için sürekli akış sağlamalıyız.

Bilgileri zihne yerleştirmenin ve hafızaya almanın da elbette kısa yolları vardır: Bunlardan bir tanesi de: Öğrenirken mümkün olduğu kadar farklı duyu organını kullanmaktır. Sesli okumak, düşünmek, yazmak bu tarz yollar bir konuyu öğrenmek ve anlamak zihnimizi çalıştırır. Özetle reçeteye dikkat edersek sloganik düşünce ve söylemden uzak, derinlikli düşünce özgürlüğü kazanabiliriz.

Peki, ya siz hafızanızı elden geçirip kuvvetlendirmek için neler yapıyorsunuz ve sloganik düşüncenin hasta ettiği toplumsal hafızayı iyileştirmeye bu vesileyle gönüllü müsünüz?

Selam ve dua ile...