Son günlerde talancı İsrail hükümeti, (“ben onları böyle niteliyorum”) Filistin toprakları üzerinde yine baskı kurarak despotik ve kaotik politikasını tüm dünyaya göstermiş oldu.
Son günlerde talancı İsrail hükümeti, ('ben onları böyle niteliyorum') Filistin toprakları üzerinde yine baskı kurarak despotik ve kaotik politikasını tüm dünyaya göstermiş oldu.
Onlar: bunu hep yapıyor. Her akıllarına estiğinde yada canları kesip biçmek istediğinde, Filistin topraklarına ölümü getirdiklerine çoğu kez şahit olduk. Daha dün Gazze şeridine yapılan saldırıda 49 Filistinli katledildi. Mayıs 2021 'Aksa' baskını henüz hafızalarımızdan silinmemişken talancı İsrail, son üç gündür faşizan pratiklerine bir yenisini daha ekledi.
İsrail Ne İstiyor?
Kendilerine vaat edilmiş olduğunu iddia ettikleri Filistin topraklarına, İsrailli soydaşlarını yerleştirmeyi istediklerini biliyoruz. Ancak bu istekle kalmayıp Arz-ı Mevut hayallerini de gerçekleştirme peşindeler…
Arz-ı Mevut Ne Demek?
Herkesin anlayacağı tabirle Yahudilerin sahip olabilmek adına babalarını/atalarını dahi satacağı topraklardır. Kelime anlamı bereketli topraklar olarak tanımlanır/bilinir. Mukaddes yer olarak da niteleniyor.
Bu Toprakların Sınırları Belli Midir?
Fırat ve Nil nehri arasına kurulma hayali olan büyük İsrail devleti anlamına gelen Arz-ı Mevut'un, (Tevrat'ta Yahve tarafından İsrailoğulları'na vaadedilen toprak) sınırları Türkiye'nin Doğu Anadolu bölgesinden, Doğu Akdeniz'i de içine alan geniş bir sınır anlayışına sahip. Van'dan, Mersin sınırına kadar olan hattı kendilerine ait topraklar olarak görüyorlar. Güneydeki sınırı ise Mısır'a kadar uzanıyor.
Ortadoğu'da Yaşanan Kargaşanın Nedeni
ABD'nin Irak operasyonu, Arap baharı v.b gibi eylemlerin nedeni büyük İsrail devletini kurabilmek adına atılan adımlardan başka bir şey değildi. Filistin halkının öldürülmesi, yerlerinden edilmesinin amacı boşaltılan yerleşkelere Yahudi halkı yerleştirip demografik olarak bölgeyi İsrailleştirmektir.
Yaşanan kargaşaların ana teması ise; bölgeye yahudi güçlerinin hakim olma arzusudur. İç politikalarında Tevrat bilgileri ve öğretilerine yer vererek bu arzularını daha da ateşli hale getiriyorlar. Ancak bölgeye hakim olma arzusu tam anlamıyla ekonomiktir. Güçlü bir devlet olmanın temelinde iktisadi başarılar, bölgesel genişlemeler ve etki alanları yatar. İsrail henüz böyle bir ülke değil ve bunu elde edebilmek adına Ortadoğu'yu istikrarsız hale getirmek için kaos politikası uyguluyor.
İsrail'e Tepkimiz
- İsrail bugün olmasada yarının büyük tehdididir. Onların menfaatine yarayacak politik adımlardan uzak durmak gerek.
- İsrail bugün olmasada yarının büyük nükleer tehdididir. Ekonomik anlaşmalarımızı yaparken bu ayrıntıyı göz ardı etmeden yapmalıyız.
- İsrail bugün olmasada, yarın gözünü Anadolu topraklarına dikecek bir tehdittir. Kudüs'ü Doğu ve Batı diye ayırmaktan vazgeçmeliyiz!
İsrail'in yerel halka uyguladığı bu sert tutum global siyasetin hamasî ifadeleri arasında zayıfladıkça zayıflıyor. Müslüman devlet başkanlarının 'kınıyoruz' ifadeleri ise acizliğin ve umursamazlığın şiarıdır. İsrail'in eylemlerinden şikayet ediliyorsa kınamaktan çok fazlası gerekir. O yüzden lütfen İsrail'i yaptıklarından ötürü kınamayın. Çünkü siz kınadıkça İsrail, Filistinli çocukları 'insanlığın kurbanı' olarak görüyor. Çaresizliğinizi kabul edip susun artık! Ya da gerçek ve somut bir adım atın.