EN dehşetli zindanlarımızdan birisi budur. Mahkûmu da gardiyanı da kendimizden oluşan bir durumdur. Kelepçeleri kendi zihnî bileklerimizle yine kendimiz aşırı bir istekle takarız.

EN dehşetli zindanlarımızdan birisi budur.

Mahkûmu da gardiyanı da kendimizden oluşan bir durumdur.

Kelepçeleri kendi zihnî bileklerimizle yine kendimiz aşırı bir istekle takarız. Kahrolmamız gerektiği halde güle oynaya yaparız bunu. Zulme uğrayan biz, zulmeden yine biz oluruz.

'Olur mu böyle şey?' demek nafiledir.

Bal gibi olmaktadır.

Dün böyle olduğu gibi bugün de böyledir. Ne yazık ki!

Biraz dikkatlice hayatımıza, düşünce biçimlerimize, tutumlarımıza bakmak tespit için yeterlidir.

KASITLI körlük, bilmemiz gerekirken bilmemeyi tercih etmek demektir.

Bilebileceğimiz, güç yetirebileceğimiz, başarabileceğimiz konuları kasıtlı olarak bilmemeyi ihtiyar etmektir. Seçimini bu yönde kullanmaktır.

Hatta bunu başarmak için gayret göstermektir.

SORUMLULUKTAN kaçma taktikleri geliştirmektir diğer adıyla kasıtlı körlük.

Oysa sorumluluk devam eder. Yükümlülüklerimiz ortadan kalkmaz.

Gözümüzü yumuyor olmamız gün ışığının yokluğuna delil sayılamaz.

Sadece gündüzü kendimize gece yaptığımızı sanırız ki, bir tek bizi bağlar ve dışarısı günlük güneşlik olmaya devam eder.

Gördüğün halde görmezlikten gelmek uyanıklık değildir. Zekanın bir icabı da olamaz.

Kişinin esasen kendisini aşağılamasından bir adım öteye de gitmez, gidemez.

KASITLI körlük yapmacıklık içerir. Riya kokar.

Dürüstlükten kendini vareste saymak, doğruluğu bağlayıcılık bağlamından çıkarmak demektir.

Üç maymunu oynamak da diyebiliriz buna. Görmedim, duymadım, bilmiyorum.

Bilinçle yapar yaptığını ama çamura yatar.

Çocukça davranır fakat çocuk değildir.

Hukuk önünde yasa cehaleti şeklinde adlandırılan bu durum kişiyi mesuliyetten kurtarmaz.

KORKAKLIK barındırır içinde kasıtlı körlük.

Kişi büyümek istemez.

Savaşmaktan, mücadele etmekten kaçar.

Mükellefiyetlerin altına girmek istememenin amatörce ve beyhude çırpınışlarını sergiler.

Hepsi bu.

SORSANIZ kişi çok adildir ancak kendisini ilgilendirmeyen adaletsiz davranışlara sessiz kalır.

Başkası aç iken tok olmanın konforundan çıkmamak için herkesin karnını doymuş saymak işine gelir.

Haksızlık bana ulaşmıyorsa yılanlar binlerce yıl yaşayabilir demektir.

Bencilliğin dibidir.

GÖNÜLLÜ CEHALET demektir diğer bir yanıyla kasıtlı körlük.

Kişi cehaletin lüksünü sonuna kadar kullanır.

Bilmiyor olmanın konfor alanından çıkmak istemeyişinin onlarca mazeretini üretir.

İlk gençlik yıllarımdan aklımda kalan bir hatıra vardır.

Yaşını almış, tüm doğum ve ölüm merasimlerine çağrılıp Kur'an okuması istenen bir teyzeye sorarlar.

'Teyze Kur'an-ı Kerim'in ne dediğini biliyor musun?'

Şöyle cevap verir: 'Yok evladım, o zaman sorumlu olurum.'

Öğrenmemenin, anlama çabasına girmemenin bir çıkar yol olduğunu düşünmek ne kadar kurtarıcı olabilir ki?

Bizim de içinde bulunduğumuz durumumuzun bu teyzenin yaşadığı kasıtlı körlükten, gönüllü cehaletten ne farkı var?

İnsanın kendisini Kur'an-ı Kerim'in aydınlığından, vahyin berraklığından, Fahr-i Kainat Efendimizin mübarek örnekliğinden mahrum bırakmak için ayak diremesi kasıtlı körlüğün en dehşetlisi değil mi?

Gönüllü cehaletin son kertesi sayılmıyor mu?

Hakikatin karşısında gösterdiğimiz ilgisizliği başka nasıl tarif edebiliriz?

Allah'ın bildirdiği gerçeklere karşı dik kafalılık yapmaya bunu da masumiyet kılıfına büründürerek ittirmeye çalışmaya başka ne ad verebiliriz ki?

Görmek istediğimizi görüp, diğerine gözümüzü yumma hilesi gizli açık her şeye agah olan Rabbimiz karşında söker mi?

Bu kaba cehaletten, nobranlıktan artık yakamızı kurtarmamız gerekir.

Şu da var ki; gerçekler sessizdir, incelik ister, naiflik bekler, alakayı talep eder.

Cahilin sesi, bilgenin sözü yüksektir.

Dileyenler bu konuyu daha derinden anlamak için yüce kitabımıza müracaat edebilir. Kolaylık olması bakımından hiç olmazsa meraklılarına Zuhruf 36, Fussilet 25 ve Neml Sûresi 14 cü ayetlere bakmalarını önerebilirim.

Kasıtlı körlük olan gönüllü cehaletin taliplerine şeytanın musallat edildiğini bilmek belki bizim için bir uyarı olur.

Ya Selam!